Gelecek Partisi Genel Lideri Ahmet Davutoğlu, CHP önderi Kemal Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanı adaylığıyla ilgili soruya verdiği “Benim ismim üzerinde uzlaşma sağlanırsa ben hazırım” karşılığını kıymetlendirdi.
Halk TV Genel Yayın Direktörü Suat Toktaş’ın programına konuk olan Ahmet Davutoğlu, “Bir adayın Alevi olması sizin için sorun mu?” sorusuna “Hayır. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları hangi mezhebi ve etnik kökenden olurlarsa olsunlar… (“Kürt olması da sorun değil mi? “sorusu üzerine) Tabi, asla hangi siyasi ideolojiyi benimsemiş olurlarsa olsunlar hepsi eşit vatandaştırlar. Hepsinin cumhurbaşkanı olma ehliyeti, niteliği vardır. Kılıçdaroğlu soru geldiğinde birtakım kanaatlerini paylaşıyor lakin her vakit da ‘Altılı masada buna karar vereceğiz’ diyor. Şu ana kadar da altılı masaya bu türlü bir talep de gelmedi, bu türlü bir tartışma da olmadı” formunda konuştu.
Adaylık için kıymetli olan kriterin kazanabilirlik olduğunu vurgulayan Davutoğlu, 2 Ekim’deki toplantıda da adaylık konusunun konuşulmayacağı fikrinde olduğunu, 6 başkan olarak seçim tarihi belirlenene kadar bu hususta konuşmama kararı aldıklarını hatırlattı.
Davutoğlu, şunları söyledi:
SİYASİ ÖNDERLERİN ÜZERİNDE AĞIR BİR SORUMLULUK VAR: Şunun farkında olmamız lazım. Ülke olarak güç bir vakitten geçiyoruz. Bütün siyasi başkanların üzerlerinde ağır bir sorumluluk var. Ben pazar günü besin fuarındaydım. Halkımızda genel olarak “Çok güzel bir süreç başlattınız. Ne olur küçük hesaplarla bu masanın ana odağını kaybetmeyin. Üzerinizde ağır tarihi bir sorumluluk var” görüşü var.
KİM SORUSUNDAN DAHA KIYMETLİSİ NASIL SORUSU: İdari sorumluluğu hisseden önderler olarak biz en değerli misyon toplum beklentilerini karşılamak ve Türkiye’de uzun müddettir devam eden bu kutuplaşma karşısında 6 siyasi trendin akımın bir masa etrafında sağlıklı bir işleyiş ortaya koymasını temin etmek… Kim sorusundan daha çok kıymetli olan nasıl sorusu. Ülkeyi nasıl yöneteceğimiz. Bu idare içinde bilhassa de temel siyaset önermelerimizin ne olacağı. Temel unsur ve amaçlarımızın ne olacağı ki bunların bir kısmını açıkladık. Bunlar çok daha değerli.
ORTAK BİR DURUŞUMUZ VAR: Somut sorular dikkat çeker. Kim sorusu daha somut. Bir de Türkiye’de şöyle bir kanaat varsa, yanlış bir kanaat. Tayyip Erdoğan’ın tek başına bir ülke yönetme kültüründen ve anlayışından çıkarıp Türkiye’yi öbür birine teslim edeceğiz diye düşünürseniz çok vahim bir yanılgı yaparsınız. Bizim tek kişinin her şeyi belirlediği sisteme karşı ortak bir duruşumuz var altılı masa olarak. Burada kıymetli olan geçiş sürecinin nasıl olacağı… Parlamenter sistem esasen tek kişinin yönetmesine müsaade vermeyecek. Lakin bu geçiş sürecinde biz ülkeyi bir kişinin yöneteceği ve bu kişinin ne olacağı kim olacağı sorusuna odaklanırsak kusur yaparız. Nasıl yöneteceğimiz sorusu çok daha kıymetli.
TOPLANTIDA GÜNDEME GELECEĞİ KANAATİNDE DEĞİLİM: İçimizden birisi aday olabilir, dışardan bir aday olabilir. Şayet biz nasıl sorusunun sistemini yeterli kurarsak adayın kişiliğinden ve kimliğinden çok o idare biçiminin aktifliği tartışılır. Şu ana kadar üzerinde mutabık kaldığımız konu seçim tarihi netleşene kadar süreç başlayana kadar aday konusunu konuşmamak. Bunları geçtik yok. 2 Ekim’deki toplantıda da bunların çabucak gündeme geleceği kanaatinde değilim. Tabi ki konuşulacak, istişare edilecek. Her parti içinde istişareler yapılacak. Partiler ortası istişareler yapılacak fakat çabucak konuşulmayacak. Geçiş sürecini konuşma kararı aldık.