Danıştay saldırısının faili avukat Alparslan Arslan, cezaevindeki koğuşunda meyyit bulundu.
İNTİHARLA İLGİLİ SORUŞTURMA BAŞLATILDI
Arslan’ın koğuşunda kendisini asarak intihar ettiği öğrenildi, intiharıyla ilgili inceleme başlatıldığı öğrenildi.
Alparslan Arslan’ın cenazesi otopsi süreçleri için İsimli Tıp Kurumuna gönderildi. Yapılacak inceleme sonucunda kesin mevt nedeni belirlenecek.
DANIŞTAY SALDIRISI
Alparslan Arslan 17 Mayıs 2006 yılında, avukat kimliğini göstererek üst araması yapılmadan girdiği Danıştay binasında toplantı halinde olan 5 kişilik, 2’nci daire heyetine silahlı atak düzenlemişti. Atakta hakim Mustafa Yücel Özbilgin hayatını kaybetmiş, 4 üye ise yaralanmıştı.
PSİKOLOJİK TEDAVİ GÖRMÜŞTÜ
Kaçmak isterken yakalanan Arslan, saldırıyı tek başına yaptığı sav etmişti. Yargılama Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nde başladı. Yargılama sırasında atağın Ergenekon örgütü tarafından azmettirildiği ileri sürülmüştü.
Saldırı evrakının Ergenekon davasıyla ilişkili olduğu gerekçesiyle birleştirilmesi istenmişti. Mahkemenin aksi taraftaki kararı, Yargıtay 9. Ceza Dairesi tarafından Aralık 2008’de bozularak, Ergenekon davası ile birleştirilmesine karar verilmişti.
Bu nedenle Danıştay ve Ergenekon davaları birleştirilmişti. Arslan, 5 Ağustos 2013’te İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından iki kere ağırlaştırılmış müebbet ve 90 yıl 3 ay mahpus cezasına çarptırılmıştı. 25 Kasım 2020’de ise Arslan’a verilen cezayı onamıştı.
Arslan cezası onandıktan sonra Maltepe Cezaevi’ne konulmuştu. Alparslan Arslan, bu süreçte ruhsal sıkıntıları olduğu gerekçesiyle, Erenköy Ruh ve Hudut Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne de sevk edildi. Arslan burada bir müddet tedavi edildikten sonra tekrar cezaevine konuldu.
YEMEK YEMEMİŞ, KOĞUŞU YAKMIŞTI
Alparslan Arslan, akın sonrası cezaevindeki birinci periyodunda uzun müddet yemek yemediği için hastaneye kaldırılmıştı. Arslan, Sincan F Tipi Cezaevi’nde kaldığı devirde de koğuşunu ateşe vermiş, dumandan etkilenerek hastaneye kaldırılmıştı.
Saldırgan hareketlerde bulunması nedeniyle daima olarak hekim denetiminde tutulmuştu. Arslan yargılama evresinde da akli istikrarının yerinde olmadığı argümanıyla İsimli Tıp Kurumu’na sevk edilmiş fakat, aksi tarafta karar verilmişti.