Yeşilçam’ın ustası Cüneyt Arkın, 28 Haziran gece saatlerinde rahatsızlanarak Beşiktaş Ulus’ta bulunan özel bir hastanede tedavi altına alınmış; usta isim burada, ‘kalp durması’ sebebiyle hayatını kaybetmişti.
Acı haber, tüm Türkiye’yi kısa müddette yasa boğdu. Pek çok ünlü isim, Arkın ile olan anılarını ve fotoğraflarını toplumsal medyadan paylaştı. Arkın’ın sinemaları, hayat verdiği karakterler ve açıklamaları da tekrar gündem oldu.
‘O ÖDÜL YILMAZ GÜNEY’İN HAKKIYDI’
Arkın’ın Yılmaz Güney ile ilgili açıklamaları da, sanatkarın mevti sonrası toplumsal medyada tekrar geniş yankı buldu.
Cüneyt Arkın’ın, 1972’deki Altın Koza’da mükafatını reddederek, “O ödül Yılmaz’ın hakkıydı. Aklı başında herkes bunu bilirken, o ödül bana yakışır mıydı? Yakışmazdı” kelamlarının yine gündem olması üzerine, toplumsal medyada birçok kişi Yılmaz Güney’e hakaretlerde bulundu.
Güney ailesi avukatları Bişar Abdi Alınak aracılığıyla bu kelamlar üzerine Yılmaz Güney’i gaye haline getiren ve hakaret edenlerle ilgili açıklama yaptı.
‘GÜNEY’E YAPILAN HÜCUM SANATA VE ÖZGÜR KANIYA SALDIRIDIR’
Yılmaz Güney ailesi yaptıkları açıklamada, “Ünlü sinema sanatkarı Cüneyt Arkın sanatı, hassaslıkları, farklı niyetlere karşı saygılı tutumu ve düzgün hayatıyla her jenerasyona örnek olacak bir kıymetti. Ortamızdan ayrılışını tüm sevenleri üzere bizler de büyük bir hüzünle karşıladık. Lakin bu türlü bir günde bile Cüneyt Arkın’ın vefatı üzerinden merhum Yılmaz Güney’in manevi kişiliğine yönelik yapılan hücumlar sevenlerini ve biz ailesini derinden yaralamıştır. Cüneyt Arkın’ın sıhhatinde sinema sanatkarlarına verilen Altın Koza mükafatını Yılmaz Güney’in hakkı olduğu için almayı reddettiğini söylediği kelamlar toplumsal medya mecralarında gündem oluşturdu. Yılmaz Güney’in hakkının teslim edildiği bu kelamlar sonrasında bir müddettir Yılmaz Güney’in manevi kişiliğine saldıran, küfür eden ve hakaret yağdıran ögeler tekrar harekete geçmiş merhumun anısına küfür ve hakaret etmişlerdir” sözlerini kullandı.
‘TÜM TÜREL YOLLARA BAŞVURACAĞIZ’
Güney ailesi açıklamalarına şöyle devam etti:
“Yılmaz Güney ömrü, sanatçılığı, direktörlüğü, halkçı ve devrimci duruşuyla halka mal olmuş bir zenginliktir. Bu sebeple Yılmaz Güney’in manevi kişiliğine yapılan her türlü hücum aslında sanata, sanat topluluğuna, aydınlanmaya ve özgür fikre yapılan hücumlardır. Yılmaz Güney yalnızca bir sinema oyuncusu ve direktör değildi. O, politik duruşu ile toplumsal gerçeklikleri cesurca söz eden ve bundan da tüm kuvvetli şartlara karşın vazgeçmeyen bir karakterdi. Son nefesini verdiği ana kadar bu duruşundan taviz vermeden yaşadı. Vefatının üzerinden 38 yıl geçmesine karşın yapılan sistematik akınların temel sebebi de halkı ile kurduğu sarsılmaz sevgiye ve kanılarına dayanmaktadır. Güney ailesi olarak Yılmaz Güney’in niyetlerini ve inançlarını incitmek amacı ile manevi kişiliğine yapılan her türlü hücum karşısında sevenlerine duyduğumuz sonsuz hürmetten ötürü artık sükût etmeyeceğimizi ve tüm tüzel yollara başvuracağımızı kamuoyunun bilgisine hürmetle sunarız.”