Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, gerçekleştirdiği bir mülakatta gündeme ait değerlendirmelerde bulundu.
Tahıl sevkiyatı için iki tarafın mutabakat sağlayarak bir ortaya geldiği bir mutabakat yapıldığını kaydeden Kalın, “Bu, şayet sürdürülebilir, devam ederse, yalnızca Rusya ve Ukrayna değil, başka ülkeler tarafından da desteklenirse, bundan sonra yeni ateşkes, esir mübadelesi ve barış mutabakatlarının yerini hazırlayacak bir inanç ortamı da inşa edebilir. İstanbul’da kurulacak merkezde dört taraftan temsilciler olacak. Cumartesi günü taarruz gerçekleşince bundan rahatsız olduk ve bunu da çabucak hem Rus hem Ukrayna tarafıyla görüştük. Bundan sonraki beklentimiz, bütün tarafların muahedenin kaidelerine tam bağlı kalmaları. Çünkü tahıl sevkiyatı hem Rusya’nın hem Ukrayna’nın menfaatine. İki hafta içerisinde birinci gemilerin çıkmasını bekleyebiliriz. Bu, biraz da ülkelerin ne kadar hazır olduklarına bağlı” dedi.
“DÖRT AY FAKAT UZAYABİLİR”
Bu mutabakatın 4 aylık bir süreyi kapsadığını söyleyen Kalın, muahedenin iki tarafın da mutabakatı sağlanırsa otomatikman uzatılabileceğini bildirdi. Kalın, “Karşılıklı mutabakata varılıp ‘devam edilsin’ denilmesi kâfi olacak. Burada iki ülkenin ellerindeki tahıl ölçüsünün yıl sonuna kadar toplam 40 ila 50 milyon ton ortasında olması bekleniyor, öngörülüyor. 20-25 milyon ton kadar Ukrayna’nın, 25-30 milyon ton kadar Rusya’nın elinde tahıl eseri olduğu kestirim ediliyor. Mevcut olanlar, silolarda olanlar, gemilere yüklenenler ve yıl sonuna kadar yeni gelecek olanlar var. Bunun yanında bir de gübre var. Odesa limanlarından bir gemi çıktığında büsbütün Ukraynalıların denetiminde, onların belirlediği rotada Karadeniz’e çıkacaklar. Her etapta merkeze bilgi verilecek. Türk sularına girdikten sonra da gemiler izlenmeye devam edecek. İstanbul’a geldiğinde belirli bir noktada kontrolleri yapılacak. Giden gemiler için de tıpkı prosedür işletilecek. Tahıl eserleri dışında rastgele bir sevkiyat olmayacak” değerlendirmesinde bulundu.
“DENGE SİYASETİMİZE DEVAM EDECEĞİZ”
Rusya ile Ukrayna ortasında istikrar siyasetine devam edileceğini kaydeden Kalın, “Savaş başladığında ben bir şey söylemiştim; herkes köprüleri atarsa günün sonunda Ruslarla kim konuşacak? Bu tıp durumlarda Türkiye’nin istikrar siyasetinin, Cumhurbaşkanımızın önder diplomasinin ne kadar değerli olduğunu bir sefer daha görmüş olduk. Hem Batı’nın içinde olacak hem NATO üyesi olacak hem de Rusya ile bu bağları yürütebilecek bir ülke var mı? Yok” tabirlerini kullandı.
“SURİYE HAREKATI İÇİN KİMSEDEN MÜSAADE ALMAYIZ”
Türkiye’nin Suriye’deki perspektifinin öncelikle BM’nin 2254 sayılı kararı bağlamında siyasi müzakere sürecinin devam etmesi, Anayasa Kurulunun çalışmalarını tamamlaması olduğuna dikkat çeken Kalın, “Fakat maalesef alandaki gelişmeler bunun karşıtı istikametinde oldu. İdlib bölgesinde biz 4 milyona yakın nüfusun güvenliğini sağlıyoruz, bir taraftan da terör tehdidi ile çabamız devam ediyor. O yüzden de Cumhurbaşkanımız yeni bir askeri harekatın her an olabileceğini söyledi. Bunun için de biz kimseden müsaade alacak değiliz. Kimseye bir takvim açıklamak zorunda değiliz. Fakat kendi güvenlik risklerimizle ilgili kıymetlendirmemiz bağlamından bu türlü bir operasyon her an yapılabilir” diye konuştu.
“CENTCOM’UN AÇIKLAMASI KABUL EDİLEMEZ”
ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı’nın (CENTCOM) PKK’lılar için yayınladığı taziye bildirisine da reaksiyon gösteren Kalın şunları söyledi:
“CENTCOM’un birkaç gün evvel orada öldürülen iki tane PKK’lı ile ilgili taziye bildirisi yayımlamasını da esefle karşıladığımızı ve en şiddetli formda kınadığımızı da söz etmek istiyorum. Bu, terörle gayret ve NATO ittifakı bağlamında asla kabul edilecek bir şey değil. Türkiye’yi açık olarak gaye gösteren, düşman belleyen PKK’nın oradaki kolluk gücü olan oradaki bireyleri hangi münasebetle olursa olsun korumak, kollamak, romantize etmek, taziye yayımlamak, onlarla birlik beraberlik ve dayanışma bildirisi vermek asla kabul edilebilir şeyler değil. Bizim için Türkiye’yi maksat alan her cins terör tehdidi açık maksattır. Kim olduğu kıymetli değil, bizim güvenliğimizi tehlikeye sokan her çeşit öge bizim için açık ve yasal amaçtır.”
“BIDEN İDARESİNİN F-16 HALİ OLUMLU”
Biden idaresinin F-16’lar konusundaki tutumunun olumlu ve memnuniyet verici olduğunu söyleyen Kalın, “Bu, şu anda devam ediyor. Sayın Biden’ın bunu kongreden geçirebilmesi için makul sayıda hem Cumhuriyetçilerden hem Demokratlardan dayanak alması gerekiyor. Biz olumlu bir sonuç çıkacağını düşünüyoruz lakin Kongre’den çıkan kararla ilgili farklı değerlendirmeler de yapılıyor. Bir küme Yunanistan kaidesiyle Türkiye’nin elinin kolunun bağlandığını söylüyor. Bir küme da bu mevzunun artık idareye devredildiğini, idarenin Türkiye-Yunanistan sıkıntılarının tahliline katkı sunması manasına geldiğini düşünüyor. İdareden bize nasıl bir teklif gelecek onu önümüzdeki aylarda göreceğiz” dedi.