Emin Çölaşan’ın Sözcü Gazetesi’nde yayınlanan “Oyum Kılıçdaroğlu’na ama…” başlıklı köşe yazısında, CHP önderi Kılıçdaroğlu’nun yurtdışı seyahatleri ve muhalif seçmen ortasındaki aday tartışmaları ele alındı.
İşte o yazı:
OYUM KILIÇDAROĞLU’NA AMA…
SEVGİLİ okurlarım, CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu Türkiye’de kendisinden çok kelam edilen siyasetçilerin en baş sırasında yer alıyor.
Belki de Recep Tayyip’ten sonra ikinci sırada.
Böyle olması da çok doğal…
Hem ana muhalefetin bir numaralı temsilcisi, hem de resmen açıklanmasa bile cumhurbaşkanlığına aday.
Dolayısıyla onun ismini daha aylar boyunca daima izleyeceğiz, neler olacağını daima birlikte göreceğiz.
★★★
Karşımızda değişik bir tablo var…
Bizim baş yapımızda olan çeşitli kimselerle, çeşitli vesilelerle sık sık görüşüyoruz, laflıyoruz.
Bazılarının ağzından aşikâr kelamları daima işitiyorum.
Aramızda genelde şöyle konuşmalar geçiyor:
-“Emin beyefendi lütfen gazetecilikteki yükünüzü koyun, cumhurbaşkanlığı seçiminde Kılıçdaroğlu aday olmasın.”
-“Neden olmasın?”
-“Bir sürü yanlış yapıyor, girdiği bütün seçimleri kaybediyor da ondan.
-“Peki kim olsun?”
Fakat çok enteresandır, bu soruyu sorduğumda onu eleştirenlerden, üzerinde birleşilmiş rastgele bir isim çıkmıyor.
Herkes kendine nazaran bir şey söylüyor.
Bazen kızıyorum “O vakit gidin oylarınızı Recep Tayyip’e verin, birebir hesaba gelir” deyiveriyorum!
★★★
Hemen belirteyim, bu hususta ağızlardan çıkan isimleri burada saymayacağım lakin hepsi de bedelli, o makama ziyadesiyle layık beşerler.
Kim olduklarını kestirim edersiniz.
Yani “Kılıçdaroğlu olmasın ancak kim olsun” sorusuna aday ismi açısından verilen ağır bir cevaba en azından ben rastlamıyorum.
Yani ayıp olmayacağını bilsem “Her baştan bir ses çıkıyor” diyeceğim!
★★★
Muhalefet partilerinin temsil edildiği altılı masanın bundan sonra ne yapacağını, kimi aday göstereceğini falan bilmiyoruz.
Açıklama ne vakit yapılacak, uzlaştıkları takdirde kim aday gösterilecek, genel liderlerin göstereceği adaya tabanları dayanak verecek mi, bu soruların karşılığı da meçhul!
Kısacası bu sürecin nasıl sonuçlanacağını bilen pek yok!
Belli hususlarda biraz daha ivedi etseler, ellerini çabuk tutsalar yeterli olur gibime geliyor.
Ama bu gelişmeler sonrasında kesin olan bir konu var:
Kemal Beyefendi ne olursa olsun aday olacak.
★★★
Kılıçdaroğlu her tarafıyla düzgün bir insan…
Gerek kendisi ve gerekse ailesiyle ilgili hiçbir şaibe bugüne kadar ortaya atılamadı.
Devletin bütün arşivi ellerinde…
Eğer bu türlü en ufak bir şey olsaydı onu şimdiye kadar bin sefer çiğ çiğ yer ve anasından doğduğuna pişman ederlerdi.
Partisini epey geliştirdiğini de kabul etmek gerekiyor.
CHP’ye hareket ve canlılık getirdi, partisini Anadolu’ya ve kırsal kısımlara açmayı, ses getirmeyi değerli ölçüde başardı…
Peki her şey dört dörtlük oldu mu?
Elbette olmadı.
Ama unutmayalım, memleketin yıllardan bu yana yaşamakta olduğu baskı ortamında bu gelişme bile değerlidir.
★★★
O’nu birkaç hususta eleştiriyorum…
İlki, fırsat buldukça kendi düşündüklerinden tekil olarak kelam etmesidir.
“Yapacağım, edeceğim, görüşeceğim, karar vereceğim, göreceğim, başaracağım…”
Aynen Recep Tayyip üzere tekil ve bazen bıktırırcasına…
Bunu mümkünse yapmasın, yan yana oturduğu altılı masa genel liderlerini gereksiz bir biçimde, güya adaylığı şimdiden kabul edilmiş üzere kırmasın ve karşısına almasın.
★★★
İkinci tenkit pozisyon, son vakitlerde yaptığı iki dış seyahat.
Bir mühlet evvel ABD’ye gitti…
Bunun detaylarına falan girecek değilim lakin başımda sorular var:
Bu seyahat kendisine, partisine ve Türkiye’deki muhalefete sanki ne kazandırdı?
Hiçbir şey!
Zaten unutuldu gitti.
★★★
Kemal Beyefendi bu yazı yazıldığı sırada ikinci dış seyahatinde. Bu defa İngiltere’de…
Dün internette yer alan birtakım görüntüleri izledim ve üzüldüm…
Ekibiyle birlikte gittiği yerin sıradan bir özel şirket ofisi olduğu anlaşılıyor.
Uzunca bir masada partili partisiz, Türk ve yabancı 10-15 kişi oturuyor.
Karşısında genç bir yabancı uzman iktisattan falan kelam ediyor, yanındaki mütercim onun İngilizce kelamlarını anında Kemal Bey’e Türkçe olarak çeviriyor.
Doğrusunu isterseniz bu imajları çok yadırgadım.
Türkiye’deki ana muhalefet başkanının yeri o özel ofisler olmamalıydı diye düşündüm.
Kendi kendime birebir soruyu bir defa daha sormak zorunda kaldım:
“Kemal Beyefendi ve partisi bu İngiltere seyahatinde siyasi açıdan acep ne kazandılar!”
★★★
Belli mevzularda eleştirmek başka bir olaydır, oy vermek ayrı…
Kemal Kılıçdaroğlu önümüzdeki seçimde cumhurbaşkanlığına aday olduğu takdirde oyum kendisinedir.
Recep Tayyip karşısında oylarımızı bölme lüksüne sahip değiliz.
Bu bilince varmamız gerekir.
Odatv.com