Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi (EÜTF) Nöroloji Anabilim Dalı öğretim üyeleri Prof. Dr. Ayşe Nur Yüceyar ile Prof. Dr. Özgül Ekmekçi, Dünya MS (Multipl Skleroz) Günü nedeniyle hastalığa, tanı ve tedavi aşamalarına ilişkin bilgiler verirken bireylerin dikkat etmesi gereken noktalara yönelik de önemli değerlendirmelerde bulundu.
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi MS merkezi, erken tanı ve tedavide; dünyadaki merkezlere eş bilgi birikimi tecrübe ve olanaklara sahip olarak MS hastalarına yönelik hizmet vermeyi sürdürüyor. Türkiye’de 70 bine, dünyada ise 3 milyona yakın insanı etkileyen MS hastalığına yönelik farkındalığın artırılması amacıyla EÜTF Nöroloji Anabilim Dalı öğretim üyeleri Prof. Dr. Ayşe Nur Yüceyar ile Prof. Dr. Özgül Ekmekçi önemli bilgiler paylaştı. MS’in 20-40 yaş aralığında en fazla kadınlarda görüldüğüne dikkat çeken Prof. Dr. Yüceyar, erken tanı, uygun tedavi, düzenli takip, sağlıklı beslenme, kaliteli uyku, yeterli D vitamini seviyesi, egzersiz ve sigaradan uzak kalarak sağlıklı yaşamın benimsemesinin, MS’in iyi seyretmesi için anahtar kelimeler olduğuna dikkat çekti.
30 YIL ÖNCESİNE GÖRE TEDAVİ SEÇENEĞİ 15 KAT FAZLA
Günümüzde MS hastalığının tedavi ve kontrol edilebilir bir hastalık olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Yüceyar, “MS genç yaşta santral sinir sistemini etkileyen çok önemli kronik bir hastalık. Hastalığın hem dünyada hem de Türkiye’de erken tanınması ve etkin tedavi edilmesine yönelik bilimsel çalışmalar oldukça büyük bir hızla ilerliyor. 30 yıl öncesine baktığımızda bugün 15 kat daha fazla tedavi seçeneğimiz var. Hastalığın her döneminde bağışıklık sistemini düzenleyici ilaçlar var. Bunun yanında bizim çok önemsediğimiz fiziksel rehabilitasyon, bu hastalığın özellikle ileri dönemlerinde bir engellilik durumu oluşmasına karşı oldukça etkili oluyor. Her hastada engellilik durumu oluşacak diye bir durum söz konusu değil. Burada hastalık yok hasta var diyoruz. Çok yönlü ve çok yüzlü bir hastalık. Pek çok hastamız erken tanı ve erken tedaviyle yaşamın içinde çok aktif olarak yer alıyor. Hastaların, mutlaka MS hekimlerinin gözetiminde olması ve tedavilere düzenli uyması gerekiyor” diye konuştu.
TEMEL PRENSİP SAĞLIKLI YAŞAM OLMALI
Sağlıklı yaşam prensiplerinin ilk baştan itibaren uygulanması gerektiğine dikkat çeken Prof. Dr. Yüceyar, “Yapılan çalışmalar sonucunda genetik yatkınlık dışında sigara içme, bazı virüslere maruz kalma, güneş ışığına az maruziyet, D vitamini eksikliği ve ergenlik döneminde obez veya aşırı kilolu olma gibi çevresel faktörler MS gelişim riski ile ilişkilendirilmiştir. MS hakkında daha fazla bilgi almak isteyenler ‘egemssaglikliyasam’ kullanıcı adlı sosyal medya hesaplarımızı takip edebilir” dedi.
MS NASIL BİR HASTALIK?
MS’in bağışıklık sisteminde ortaya çıkan bir hatalı tanıma durumu olduğunu dile getiren Prof. Dr. Özgül Ekmekçi ise “Nasıl ki bir mikropla karşılaştığımızda vücudumuzun bağışıklık sistemi onunla mücadele ediyorsa, bu hatalı tanıma nedeniyle de vücudumuzun kendimize ait olan bazı bölümlerine santral sinir sistemindeki bir saldırı oluşmakta. Beynimizi elektriksel bir sistem gibi düşünelim, sinir hücrelerimiz bir elektrik kablosu gibi olsun. Bu elektrik kablosunun çevresinde kılıflar olduğunu biliyoruz, bizim sinir hücrelerimizin uzantılarında da birtakım kılıflar var ve bunları ‘myelin’ olarak isimlendiriyoruz. Bu miyelin kılıflara yönelik bir saldırı oluyor. Zaman içinde bu miyelin kılıfta hasarlanma oluyor. Hasarlanma daha da ileri gidiyor ve miyelin dışında sinir hücresinin uzantılarında da hasarlanmalar ortaya çıkıyor. Bunlar bizim nörolojik bulgu olarak gördüğümüz bulgulara ve yakınmalara neden oluyor. Zaman içinde de engellilikler oluşabiliyor. Ancak günümüzde her bireyde engelliliği beklemiyoruz” diye konuştu.
“MS’DE HER BİREYİN HASTALIĞI BİRBİRİNDEN FARKLIDIR”
Hastalığın bireylere göre farklı şikâyetlerle ortaya çıkabildiğine vurgu yapan Prof. Dr. Ekmekçi, “Hastalar farklı yakınmalarda bulunabiliyor, bunlar içinde; görme bozuklukları, bulanık görme, çift görme, denge bozuklukları, bazı duyusal yakınmalar, kolda bacakta, gövdede, yüzde uyuşmalar şeklinde ya da ağrılar şeklinde de olabiliyor. Tekrarlayan, çok şiddetli ağrılar şeklinde de karşımıza gelebiliyorlar, kas güçsüzlükleri yürüme bozuklukları olabiliyor, bazen mesane sorunları; idrar yapmada zorlanma, idrar kaçırma gibi yakınmalarla bile gelebiliyorlar. Birçok farklı alt grubu var, hiçbir MS’li birey diğeriyle aynı değil, bu nedenle tedavi yaklaşımları da farklı oluyor. Bazı hastalarımız ataklarla seyrediyor, bazı hastalarımız en başından itibaren çok fazla atak geçirmeyip yavaş yavaş kötüleşmelerle seyredebiliyor. Bu nedenle bu hastalardaki tedavi yaklaşımlarımız farklı olabiliyor. Tanı ve tedavi takibinde manyetik rezonans (MR) görüntüleme, kan tetkikleri ve belden sıvı alma işlemleri yapılabiliyor. Belden sıvı alma işlemi steril bir ortamda usta bir elle yapıldığında oldukça zararsız ve tanı açısından önemli olan bir tetkik. Tedavide basamak basamak bir takım tedavi seçeneklerini uyguluyoruz, teknolojinin çok ilerlemesiyle sürekli yeni ilaçlar geliştiriliyor. MS hastalarımıza umutsuz olmamalarını söylüyorum, bu tedavilerden öncesiyle günümüzü karşılaştırdığımızda birçok hastamızın geçmişe göre çok daha iyi olduklarını ve engelsiz bir yaşam sürebildiklerini söyleyebiliriz” dedi.
Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı