Bir süredir ‘yeniden siyasete döneceği’, ‘Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın isteğiyle parti kuracağı’ iddia edilen eski başbakan Tansu Çiller, bu defa net mesaj verdi.
Başbakanlığı döneminde Karabük’ün 78. il oluşunun 27. yıl dönümünü kutlamak için uydudan yayın yapan yerel BRTV’ye telefonla bağlanan Çiller, soruları yanıtladı.
“Türkiye’nin ilk kadın başbakanıyım” diyen Tansu Çiller, “Türkiye’nin ilk kadın başbakanı, ilk kadın dışişleri bakanı, hazine bakanı, başbakan yardımcısı olmuşum. Duyduğuma göre bütün İslam dünyasında bir saltanattan değil de doğrudan doğruya milletin seçimiyle gelmiş ilk kadın başbakanmışım, ilk kadın profesör başbakanmışım. Bütün bunlar tabii insanı mutlu ediyor. Hamdolsun diyorum. Hem milletime bana bunları verdiği için hem Cenab-ı Allah’a” ifadelerini kullandı.
Siyasete dönüşüne ilişkin mesajlar veren Çiller’in açıklamalarından satır başları şöyle:
İSİM VERMEDİ, AKŞENER’İ ELEŞTİRDİ: Şu anda eksik gördüğüm bir şey var. Türkiye’de merkez sağ yok. Yani merkez sağ ve merkez sol da yok aslında. Merkez sağım diye ortaya çıkanlar aslında merkez sağ değil. Doğru Yol Partisi’nden kopup sonra AK Parti’nin kurucusu olup sonra MHP’nin elini öpüp sonra ondan çıkıp ben merkez sağ olacağım diye bir takım milliyetçi ayakları kesen, milliyetçi cenahı o parti içinde yok eden bir yaklaşımla merkez sağ olunmuyor. Merkez sağ gerçekten bütün ülkeyi kucaklayan herkesi rahat ettiren ama Türkiye’nin aynı zamanda milliyetçilik ruhunu tek çakıl taşı vermem anlayışıyla icraata koyan, uygulayabilen, uluslararası düzeyde bunu yapabilen bir yaklaşımdır.
6’LI MASAYLA OLMAZ: Böyle bir dünya Türkiye’nin bölgesinde parçalanması için her iki blok da uğraşıyor. Yani bunu bir tehlikenin farkına vararak uluslararası düzeyde Türkiye’yi düzlüğe çıkarmak lazım. Burada büyük bir bölünmüşlük görüyorum. Bu bölünmüşlük bir tarafta iktidarda olanlara büyük bir cephe almış durumda. Onları beğenmiyorlar, böyle bir muhalefet çıktı. Ama Türkiye’nin önüne koydukları o 6’lı masa, 6’lı koalisyonlarla bir yere gitmek mümkün olmadığını biliyorum. Bakın Türkiye’nin yüzde 6,5 doğal bir büyüme oranı var. Nedir bu büyüme oranı? Tek başına iktidarlar olduğu zaman, Türkiye 6,5 büyümüş. Ne olmuş arada darbeler olmuş. O zaman 3,1’e düşmüş. Ama eğer koalisyonlar olursa, koalisyonlar döneminde Türkiye’nin büyüme oranı 2,8. Darbelerin de altında. İki veya üç partili koalisyonlardan bahsediyorum. Yüzde 80 veya yüzde 90’da iki parti. O bile kimlerin ne olacağını ne yapacağını bilemeyen bir ortam oluşturuyor.
ADAY ÇIKARAMAMIŞLAR: Şimdi aralarından henüz bir Cumhurbaşkanı adayı çıkaramamış. Birisi çıkıyor iradesini koyamıyor. O irade altı parçaya bölünmüş. Hepsi farklı bir şey düşünüyor. Yani daha Cumhurbaşkanı adayını belirlemekte bir araya gelemeyen ve bir aday çıkaramayan o iradeyi bölüşürken kavgaya düşen bir irade nasıl olacak da bir araya gelip de Türkiye’yi böyle bir ortamda idare edecek.
HDP’NİN İPİNE BAĞLI OLUŞUM: Böyle bir ortamda idare etmenin ötesinde kazansalar bile azınlık hükumeti kurabilecekler. Ve ancak HDP gibi bir partinin ipine asılarak çoğunluğu bulacaklar. Türkiye böyle bir ortamdan dünya yeniden şekillenirken nerede yerini alacağını tayin etmesini, böyle bir HDP’in ipine bağlı bir oluşuma bırakacak. Ben bütün bunları gördükçe ülkem adına bir anne gibi, evladına bakar gibi ülkeme bakıyorum. Hiçbir kişisel ikbal veya sandalye dileğim yok. Allah şahidimdir. Nasıl olsun ki? Benim için bunların hepsi geride kalmış.
BAŞI ÇEKEBİLİRİM: Türkiye’nin başına neler gelebileceğini görüyorum. Onun için bir merkez sağa ihtiyaç olduğunu düşünüyorum. Bunun kurulmasına yardımcı olabilirim. Bunun başını çekebilirim. Bu kapıyı açık tutmak için mücadele verebilirim. Ben karar da vermedim. Milletim karar versin.
Bana çok ısrar edildi şu ana kadar gel diye? Ben dedim ki niye geleyim? İyi gidiyor işler. Türkiye rahat büyümesi iyi. Bir ihtiyaç olacak ben bu ihtiyaca cevap verdiğimi göreceğim ve Türkiye çok büyük bir tehlike altında göreceğim. Şimdi bütün bunlar bir araya gelince benim bu ülkenin bana verdiklerinden sonra, bana verdikleri tecrübelerden sonra eğer benim üstümde bir vebal, görev varsa bunu yerine getirmekten kaçmamalıyım. Ama böyle bir talebim, isteğim yok. Heyecanım Türkiye için. (HABER MERKEZİ)