Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Sözcüsü Faik Öztrak, CHP Genel Merkezi’nde basın toplantısı düzenledi. Öztrak, evvelki gün Edirne’de yapılan Merkez İdare Heyeti (MYK) toplantısında; iktisat, tarım ve dış siyasette yaşanan sıkıntıların masaya yatırıldığını aktardı.
“ÇİFTÇİNİN TARLASININ DÖRTTE BİRİ REHİN”
Öztrak’ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
“Erdoğan, alın terinin karşılığını vermeyip, borca batırdığı çiftçilerimizi, bir yandan da ithalat sopasıyla dövdü. Harman vakti ithalat kapılarını açtı, vergiyi sıfırladı. Çiftçinin emek emek ürettiği eserini, daha elinden çıkmadan pul etti. Erdoğan hükümetlerinin 20 yılda yaptığı toplam tarım ve hayvancılık eserleri ithalatı, tam 125 milyar 773 milyon Amerikan doları. Türkiye tarımda kendine yeten bir ülkeyken, bunların elinde dışa bağımlı bir ülke oldu. İşte bu, beceriksizliğin, iş bilmezliğin daniskasıdır. Daima diyoruz; ‘bunlar konuta mecnun, ele uygun.’ Erdoğan kendi konutundaki çiftçiyi perişan etti. Elin çiftçisini ise abat etti.
Bırakın Türkiye’yi, tüm Avrupa’yı besleyecek cefakâr çiftçilerimiz, besicilerimiz, Erdoğan şahsım rejimi elinde, ya topraklarını terk etti ya da tarlasını, çiftini, çubuğunu tefecilere kaptırdı. Kaptırmaya da devam ediyor. Bunu biz demiyoruz. Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü’nün bilgileri diyor. Bugün; Adana’da, Edirne’de, Konya’da toplam tarım topraklarının yüzde 23’ü Aydın’da ise yüzde 26’sı borca karşılık ipotekli. Yani çiftçinin tarlasının dörtte biri rehin. Tarımın başladığı bu bereketli topraklarda, çiftçimizin içine düşürüldüğü bu durum reva mıdır?”
“YETER Kİ MEMLEKETE HARAMİLER DADANMASIN”
“CHP iktidarında kanunun emrettiği ziraî takviyeleri tastamam ödeyeceğiz. Çiftçimizin ziraî üretimde kullandığı mazot, vergisiz kırmızı mazot olacak. Kimsenin kuşkusu olmasın. Bu ülkede ekmek herkese kâfi. Kâfi ki; tarlaya karga, ambara fare, fırına hırsız, memlekete haramiler dadanmasın.”
“MEMNUNİYETLER ERDOĞAN’A, ŞİKÂYETLER BAY KEMAL’E”
“‘Alim kimi şeyleri bilir, bilgisiz her şeyi’ diyor Ahmet Hamdi Tanpınar. Ekonomist olduğunu argüman eden, kendi aklını herkesten üstün gören kibir abidesi; birkaç yıl evvel meydanlarda, ‘ekonominin sorumlusu benim, ben’ diye bağırıyordu. Fakat bugün, yaptığı kusurların sorumluluğunu kabullenmiyor. ‘Bu yanlışlar hangi liyakatsizin marifeti’ diye sorulduğunda, havaya bakıp ıslık çalıyor. Memnuniyetler Erdoğan’a, şikâyetler Bay Kemal’e.
Erdoğan’ın yetkisi çok, sorumluluğu hiç yok. ‘Faiz sebep, enflasyon netice’ dedi, enflasyon canavarını durduk yerde azdırdı. Sonra da bunun sorumlusu; dış güçler, bölgesel tansiyonlar, içerideki tamahkarlar dedi. Fakat mızrak çuvala sığmıyor. Dünyada ortalama besin enflasyonu yüzde 13, büzde yüzde 95. Yani dünyanın yedi katı. Erdoğan koskoca Türkiye’yi iflas etmiş iktisatların ligine düşürdü. Yıllardır, ‘Türkiye’yi en büyük 10 iktisat içine sokacağım’ diye kelam veriyordu. Kelamını tutamadı, beceremedi.”
“YAŞADIĞIMIZ HAYAT PAHALILIĞININ ANASI DA BABASI DA ERDOĞAN’DIR”
“Erdoğan; koskoca Türkiye’ye, bu millete savaşın vermeyeceği ziyanı verdi. Kuzeyimizde iki komşumuz savaşıyor. Savaşan iki ülkeden Rusya’da enflasyon yüzde 16, Ukrayna’da yüzde 21, bizde ise yüzde 80. Bu da makyajlı TÜİK sayılarıyla. Yaşadığımız hayat pahalılığının nesebi muhakkaktır. Anası da babası da Erdoğan’dır. Bu dehşetli enflasyon Bakan Nebati’nin sözüyle, ‘Erdoğan tesiridir.’ Erdoğan tesirinin sonucudur.”
“TÜİK’İN AĞIR MAKYAJLARI ARTIK DÜZGÜNCE ÇİRKİNLEŞİYOR”
“İşsizlik bilgilerindeki tutarsızlıklar da dikkat çekiyor. İŞKUR bilgilerine nazaran haziranda kayıtlı işsiz sayısı son bir yılda 617 bin kişi arttı. Buna rağmen TÜİK, tıpkı devirde işsiz sayısının 16 bin kişi azaldığını söylüyor. Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu… İŞKUR da devletin kurumu, TÜİK de devletin kurumu. Bu nasıl bir istatistik? Bir kendinize gelin. TÜİK’in ağır makyajları artık güzelce çirkinleşiyor. Milletin midesini bulandırıp, ‘Yetti artık!’ dedirtiyor.”
“GENEL LİDERİMİZİN UYARISI, YENİ TÜİK İDARESİNİ DE KAPSIYOR”
“Genel Liderimizin ‘18 Ekim 2021’den itibaren’ memurların yapılan kirli işlerden ‘Emir almıştım’ diyerek sıyrılamayacağı ihtarından sonra neredeyse tüm TÜİK idaresi değişti. Unutmasınlar, Genel Liderimizin bu uyarısı yeni TÜİK idaresini de kapsıyor. Herkes adımını buna nazaran atsın.”
“DÖVİZ KURLARI ÜZERİNDEKİ GERİLİMİN DAHA DA ARTACAĞI ANLAŞILIYOR”
“Yüklü bir dış borç geri ödeme periyodu de önümüzde duruyor. Yılın son dört ayında finans ve gerçek dal şirketlerinin dış borç servisi, 19 milyar dolar civarında. Kamunun ise 4,5 milyar dolarlık bir ödemesi var. Cari açığımız artıyor. Rezervlerimiz derseniz, suyunu çekmiş durumda. Merkez Bankası’nın rezerv açığını sıfırlaması için dahi, 55 milyar dolara muhtaçlığı var. Bankalar vadesi gelen borçlarını dış finansman maliyetleri arttığı için çevirmekte çok iştahlı değil. Hakikaten birtakım özel bankaların, vadesi gelen dış borçlarını yenilemediği yazılıp çiziliyor. Bankalar dış borç kapatıyor. Tüm bunları alt alta koyduğunuzda önümüzdeki günlerde döviz kurları üzerindeki gerilimin daha da artacağı anlaşılıyor.”
“KKM HANGİ FİNANSAL İSTİKRARI SAĞLADI?”
“Sayın Genel Liderimiz dün Edirne’de ilan etti. Bir sefer daha tekrarlayalım: Kur muhafazalı mevduat, mali disiplinin ve finansal istikrarın altına yerleştirilmiş bir atom bombasıdır. Muazzam ve başı, sonu meçhul bir şartlı yükümlülüktür. Dün, Genel Liderimiz bu uyarıyı yapınca, sarayın atanmış Hazine ve Maliye Bakanı Nebati’nin, paçaları tutuşmuş. Finansal istikrardan, finansal güvenden’ bahseden paylaşımlar yapmış.
Açıkça soruyoruz: KKM hangi finansal istikrarı sağladı? 22 Aralık sabahı 12 lira olan dolar kuru, 8 aydır daima yükseliyor. Bugün dolar 18 lira. Bu mu sizin finansal istikrardan anladığınız? Finansal istikrarın en değerli koşulu, saydamlıktır. Lakin Nebati Bakan KKM ile ilgili bilgileri karartıyor. ‘Merkez Bankası kasasından KKM için ne kadar para çıktı’ bilen yok, açıklanmıyor, milletten saklıyor.
Bu ülkede finansal istikrardan, finansal itimattan en son bahsedecek kişi, Nebati Bakanın kendisidir. Nebati Bakan 24 Aralık 2021’de ne demişti? ‘En makûs senaryoda bile, KKM’den Hazine’ye bir yük gelmiyor.’ Ee, artık sonuç ne oldu? Kur muhafazalı mevduat için bütçeden birkaç ayda 37 milyar 235 milyon lira çıktı. Bir de bu işi tatlandırsın diye vazgeçtikleri, 10 milyar liralık vergi alacağı var. O da gayreti. Öbür ülkede milletin sırtına bu türlü bir yükü bindiren bir bakan sokağa çıkamaz, koltuğunda bir dakika dahi oturamaz.”
“ÖMER ÇELİK ÇARPITIYOR SPEKÜLASYON YAPIYOR”
Öztrak, basın mensuplarından gelen sorulara da cevap verdi.
Öztrak, CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Bizdeki seçmen bilgileri YSK’nın elinde yok” açıklamasına, AKP Sözcüsü Ömer Çelik’in “Nasıl erişmiş? Hem siyasi hem hukuku açıdan problemli bir ifade” karşılığının sorulması üzerine şunları söyledi:
“YSK seçmen listelerine ait ham bilgileri hiçbir kalite testine ve tahlile olağan tutmadan partilere gönderiyor. Biz bu YSK’dan gelen ham dataları denetim ediyoruz. Vilayet ve ilçe örgütlerimizden gelen bilgilerle, bu bilgilerin tutarlılığını test ediyoruz. Elimizdeki bilgilerle zenginleştiriyoruz. Ve YSK’nın yanlışlarını düzeltiyoruz. Artık bunun neresi siyaseten ve hukuken sıkıntılı?
Ondan sonra da bunları alıyoruz, YSK ile paylaşıyoruz. Yanlışsız bilgiyi YSK’ya gönderiyoruz. Ona nazaran YSK da bu bilgileri düzeltiyor. Bunda açık açık bildirilerde yazıyor. Artık 2018 yılı seçimlerinde kullanılan seçmen listelerinde tespit ettiğimiz birtakım konular var.
Sayın Ömer Çelik’e soruyorum. Diyarbakır’da 1895 yılında doğan Gülsüm Hanım’ın birinci kere 24 Haziran seçimlerinde oy kullanacakların ortasında olacağını biliyor mu? YSK bize bunu bildirmiş. Tekrar 1895 yılında doğan Gülsüm Hanımın soyadı da YSK listesinde yok. Tekrar Sayın Çelik’e soruyoruz. 1899 yılında doğan Elif Hanım’ın 119 yaşında YSK’nın birinci kere oy kullanacaklar listesine girdiğini biliyor mu? Onun da soyadı yok. Ancak her nasılsa o da YSK’nın birinci sefer oy kullanacak listelerinde mevcut. Artık bunun üzere onlarca örnek var. İşte olay bu.
YSK’nın listelerini almışız, incelemişiz, denetim etmişiz, kusurları tespit etmişiz, YSK’yı uyarmışız. Onlar da kusurlarını kabul etmiş, düzeltmişler. Sayın Ömer Çelik, biz bunları YSK’ya gönderdikten sonra YSK’nın bu kusurları doğruladığını ve düzelttiğini biliyor musunuz?
Bunun yanı sıra dijital çağda bilgileri zenginleştirmek, data tahlillerini derinleştirmek; hayatın olağan akışına karşıt tutarsızlıkları tespit etmek ve bilgileri kullanmayı, kullanıcılar için kolaylaştırmak son derece kolay.
Sayın Çelik, seçmen listelerindeki kusurları bulup düzelttirdiğimiz için teşekkür edeceğine, Sayın Genel Liderimizin kelamlarını çarpıtıp; yok siyaseten sıkıntılıymış yok hukuken problemliymiş diye spekülasyon yapıyor. Biz bunu gerçek bulmuyoruz. Ülkeyi yönetemeyenler yeniden algıyı yönetmeye çalışıyorlar. Artık ne yaparlarsa yapsınlar, geliyor gelmekte olan.”