Muharip Gaziler Derneği Denizli Şubesi, Kıbrıs Barış Harekatı’nın 48. yıl dönümü hasebiyle aktiflik düzenledi. Devlet protokolünün yanlarında olmamasına reaksiyon gösteren Şube Lideri Hamdi Helvacılar, “Biz oraya tatile gitmedik. TBMM’de karar alınarak gönderildik. Bizlere gazilik unvanını, TBMM verdi. Verilen şehitlere ve gazilere karşın, niçin bizlerin bugünlerimizde, devlet protokolümüz yanımızda olmuyor? Niçin bunu resmi tatil günü yapmıyoruz? Neden kutlama günü yapmıyoruz” dedi. Aktifliğe katılan CHP Genel Lider Yardımcısı Gülizar Biçer Karaca ise “Barış gününün resmi protokolde yer almaması ya da resmi protokolün, bugün sizlerle yan yana olmamasını kabul etmek mümkün değildir” dedi.
“RESMİ PROTOKOLDE YER ALMAMASINI KABUL ETMEK MÜMKÜN DEĞİL”
CHP Genel Lider Yardımcısı ve Denizli Milletvekili Gülizar Biçer Karaca, Gazi ve şehit yakınlarına devletin tanıdığı maaşların, özlük haklarının ortasındaki farkın ortadan kaldırılması için TBMM’de kanun teklifi verdiklerini, fakat gündeme dahi gelmediğini belirtti. Karaca konuşmasında şunları söyledi:
“48 yıl evvel yavru vatan Kıbrıs’ta, Kıbrıslı Türk soydaşlarımıza karşı başlatılan katliama, ‘Enosis’ hayallerini hayata geçirmek için, onları hunharca katleden zihniyete karşı, bu ülke ve bu ülkenin yöneticileri ‘sessiz kalamayız’ dediler. Denizli’den ve yurdun dört bir yanından 498 şehidimiz, Kıbrıs topraklarında. Bugün onları da hürmetle, minnetle ve vücudunu siper ettikleri, göğsünü siper ettikleri, barış ve özgürlük hisleriyle, biz de selamlıyor ve anıyoruz.
Şehidin, gazinin ayrımı olmaz. 15 Temmuz şehitleri de bizim şehitlerimizdir. Gazileri de bizim gazilerimizdir. Kore şehitleri de bizim şehitlerimizdir. Gazileri de bizim gazilerimizdir. Doğu, Güneydoğu terör şehitleri de ve gazileri de bizim şehitlerimiz ve gazilerimizdir. Çanakkale Ulusal Kurtuluş çabası şehitleri, Kıbrıs Şehitleri ve gazileri de bizim gazilerimizdir, şehitlerimizdir. Her biri bu topraklar için, bu milletin özgürlük, bağımsızlık ve barış için canlarını verdiler ya da Gazi oldular. Bunların toplumsal, ekonomik ve toplumsal haklarında ayrım olmaz. Öncelikle, gazi ve şehit yakınlarımıza devletin tanıdığı maaşların, özlük haklarının ortasındaki farkın ortadan kaldırılması ve bunun eşitlenmesi için, bir kanun teklifi verdik. Lakin maalesef gündeme dahi alınmadı. Yeniden 20 Temmuz; ‘yavru vatan’ dediğimiz Kıbrıs’ın bağımsızlığı için Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin var gücü ile takviye olduğu bir barış günüdür. Bu barış gününün resmi protokolde yer almaması ya da resmi protokolün, bugün sizlerle yan yana olmamasını kabul etmek mümkün değildir.
“ÖZLÜK HAKLARINDAKİ FARKLAR KALDIRILACAK”
Daha geçtiğimiz günlerde, 15 Temmuz vardı. 18 Mart vardı. 30 Ağustos geliyor. 26 Ağustos, 9 Eylül gelecek. Her biri bu ülke için bu millet için kıymetli ve özgürlük, bağımsızlık ve vatan savunmasının günleridir. Buradan bizler de Sayın Genel Liderimiz Kemal Kılıçdaroğlu’nun size selamlarını ve 20 Temmuz’u, Barış Harekatı’nın yıl dönümünde hepinize hürmet ve sevgilerini iletirken, onun şu iletisini da iletmek isterim. Olağan ki; Cumhuriyet Halk Partisi olarak bizler de 20 Temmuz’un resmi kutlama günleri ortasına alınması ve birebir vakitte daha da kıymetlisi; bu topraklar için, ‘yavru vatan’ Kıbrıs için, ‘Yurtta barış dünyada barış’ mefkuresine hizmet etmek ismine, Kore’de şehit düşen ya da gazi olup ortamızdan ayrılanların yakınları için uzun müddet sizlerle birlikte bugünleri anmak, inşallah hepimize nasip olur. Onlar ortasındaki, özlük haklarındaki farklılıkları ortadan kaldırmak ve şehitler ortasında, Gaziler ortasındaki bu ayrıma son vermek, bizim boynumuzun borcudur. Bunun yerine gelmesi için buradan açık ve net bir formda tabir ediyorum; az kaldı. Biz bu ülkede bu eşitsizliklere son verecek, şehitler ve gaziler ortasındaki ayrımı ortadan kaldıracak ve bugünün mana ve ehemmiyetine yakışır bir kutlamayı, yakışır bir anmayı hayata geçirecek günlere ‘az kaldı’ diyorum. ‘Milliyetçilik Kıbrıs’ın Beşparmak Dağlarında’, ‘Afyon’un Haşhaş tarlalarında’, ‘Ege Denizi’nde’, ‘Ege’nin topraklarında’ diyen Başbakanımız Bülent Ecevit’i, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin özgürlük gayreti kahramanı ve birinci Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ı ve tüm dostlarımızı, sevgi, hürmet, minnet ve şükranla anıyorum. Barış Harekatı ve Barış günümüz kutlu olsun.”
“DEVLET PROTOKOLÜMÜZ NİÇİN YANIMIZDA OLMUYOR?”
Devlet protokolünün yanlarında olmadığı ve bugünü resmi olarak kutlayamadıkları için ‘buruk’ olduklarının altını çizen TÜMGAZİDER Denizli Şube Lideri Hamdi Helvacılar ise konuşmasında şu tabirlere yer verdi:
“Oradaki Müslüman Türk soydaşlarımızı yok etmek için, yüzyıllardır bizimle uğraşan Yunan ve Rumlara karşı büyük uğraş verdik. Devletimiz misyon verdiği vakit, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin buyruğunda, askerlik ve vatan misyonumuzu yaparken, bu vazife bize nasip oldu. Ne keyifli bizlere. Şehit, malul ve muharip gaziler ortasında bir kurşun çizgisi vardır. 1 santimdir uzmanların verdiği söze nazaran. Şehit, malul ve muharip gaziler ortasında hiçbir fark yoktur. Dava tıpkı davadır. Çaba birebir çabadır. Onlar, Allah’ın en büyük rahmeti şehitliği aldılar gittiler. Kimisi kolunu, bacağını kaybetti. Savaşın üzerinden 48 yıl geçmiş. Hala daha niçin? Üzülerek tabir ediyorum. 48 yıl sonra dahi, devlet protokolünde biz bunu niçin kutlayamıyoruz? Zira biz oraya tatile gitmedik. 48 yıl evvel, Türkiye Cumhuriyeti’nin, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde karar alınarak gönderildik. Kore gazileri de tekrar 1950 ve 1953 yıllarında orada savaştılar, geldiler. Oraya da yeniden, Türkiye Büyük Millet Meclisi gönderdi. Bizlere gazilik unvanını, Türkiye Büyük Millet Meclisi verdi. Bu denli verilen şehitlere ve gazilere karşın, niçin bizlerin bugünlerimizde, zafer günlerimizde, devlet protokolümüz niçin yanımızda olmuyor? Niçin bunu resmi tatil günü yapmıyoruz? Neden kutlama günü yapmıyoruz? Bizler farklı bir şeylerin peşinde değiliz. Kâfi ki; bizleri unutmasınlar, unutturmasınlar, unutturmaya imkan vermesinler. Bizleri ayrım yaparak birbirine düşürmesinler. Problemlerimizin giderilmesi için, bizlere takviye verilmesi için, şu andaki yönetimdeki bütün devlet büyüklerimize sesleniyorum. Devletine, milletine, sadakatten ödün vermeyen, asker kökenli sivil dernekler olarak devletimizin ve milletimizin her an yanındayız. Şu olgun yaşımıza karşın devletimiz bize nazaran versin, koşa koşa gitmezsek namerdim. Bütün arkadaşlarımızda bizim üzere koşa koşa cepheye masraf. Bu vatan bizim. Bu ülke bizim. Daima birlikte sahip çıkmalıyız.”