CHP’nin vilayet başkanlıkları, dün gece TBMM’de kabul edilen, kamuoyunda ‘sansür yasası’
CHP Ankara Vilayet Lideri Ali Hikmet Akıllı, basın açıklamasında şunları söyledi:
“Saray iktidarı, Cumhuriyet’imizin birinci yüzyılının son yasama yılını, bir sansür ve otosansür yasası teklifiyle açtı. Ülkemizde demokrasinin, hukukun, eşitliğin ve özgürlüğün yine tesis edileceği 2023 seçimleri yaklaşırken demokratik muhalefeti, basını, sivil toplumu ve halkı susturmaya yönelik yeni bir teşebbüsle daha karşı karşıyayız. Bu sansür teklifinin seçimlere en fazla 8 ay kaldığı bir devirde Meclis’te yasalaşması, seçimler yaklaştıkça iktidarını kaybedeceğini anlayan Saray’ın içinde bulunduğu kaygı ve acizliğin boyutunu göstermektedir. İktidarın, 40 unsurluk bu kanunla başta niyet ve söz özgürlüğü olmak üzere temel hak ve özgürlüklerin, gazeteciliğin ve basın özgürlüğünün altına son bir dinamit daha koymak istediği açıktır.
Öyle ki yasanın 29. unsuruyla ‘halkı aldatıcı bilgiyi alenen yayma suçu’ diyerek, sonlarının ve içeriğinin ne olduğu meçhul yeni bir hata tarifi yapılmaktadır. Muğlak ve ucu açık sözlerle Saray yargısına ve iktidar partisinin bürokratlarına, hangi bilginin halkı aldatmaya, dehşet ve kaygı yaymaya yönelik olduğunu belirleme yetkisi verilecektir. Birebir vakitte toplumsal medyada yapılan tenkitler, ‘dezenformasyon’ olarak yaftalanabilecektir. ‘Hangi haber halkta endişe ve telaş yaratır, hangi paylaşım kamu tertibini tehdit eder’ sorusunun cevabı ise yasa teklifinde yoktur. 1 yıldan 3 yıla kadar mahpus cezası getirilen bu muğlak cürüm tarifinin kapsamı, Saray talimatıyla hareket eden yargı mensuplarının ve iktidar partisi bürokratlarının inisiyatifine bırakılmıştır.
‘128 milyar dolar nerede’ demek, kamu barışını bozmak mı olacaktır
Buradan soruyoruz; TÜİK’in açıkladığı enflasyonun gerçeği yansıtmadığını, Türkiye’de gerçek enflasyonun çoktan üç hanelere ulaştığını söyleyen bir toplumsal medya kullanıcısı, dezenformasyon mu yapmış olacaktır? ‘8,5 milyon insanımız işsiz, beşerler iş arama ümidini kaybediyorlar, işi olanlar da açlık sonunun altındaki minimum fiyatla çalışıyor’ demek, palavra haber yaymak mı sayılacaktır? Kamu ihalelerinin, kelamda pazarlık yoluyla Beşli Çetelere adrese teslim verildiğini, halkın sırtından milyarlarca dolarlık yağma yapıldığını ortaya çıkaran gazeteciler, hatalı mu sayılacaktır? ‘128 milyar dolar nerede’ demek, kamu barışını bozmak mı olacaktır? ‘Ormanlarımız yanıyor, uçaklar neden kalkmıyor’ diye sorgulamak, kimi savcılar tarafından halkı paniğe sevk etmek mi sayılacaktır?
‘Yasa, toplumsal medya platformlarına ait düzenlemeyle geniş sınırlama yetkileri içermektedir’
İktidarın niyeti açıktır. Saray rejiminin ülkemizde yarattığı ağır ekonomik buhranı, yüksek enflasyonu ve hayat pahalılığını, işsizliği, yoksulluğu, yolsuzlukları, kurumsal yıkımı lisana getirmek, kabahat haline getirilmek istenmektedir. Bugün herkesin açıkça bildiği üzere, ülkemizde yıllardır kendi siyasal çıkarları uğruna dezenformasyon yapan, halkı aldatıcı bilgileri yayan iktidarın şahsen kendisi ve denetim altında tuttuğu, Saray’dan yönetilen havuz medyasıdır. Üstelik bu yasa, halkın temel hak ve özgürlüklerine yönelik bu ağır taarruzla da sonlu değildir. Kendi yandaşlarına bol bol ilan verirken muhalif yayın organlarını ise yok sayan ve adeta Basın İnfaz Kurumu’na çevrilen Basın İlan Kurumu, gazetelere ve internet haber sitelerine ceza verme yetkisiyle donatılmıştır. Basın İlan Kurumu, tıpkı televizyon ve radyolar üzerinde kılıcını sallayan RTÜK üzere, yazılı ve dijital medyanın celladı haline gelecekmiş. Yasa, toplumsal medya platformlarına ait düzenlemeyle halkın temel haberleşme ve haber alma kaynaklarını kullanılamaz hale getirmeye kadar gidebilecek geniş sınırlama yetkileri içermektedir. Teklifin yasalaşması, hudutlu kaynaklarıyla gazeteciliği dinamik bir formda yaşatma uğraşı veren mahallî yayın organlarının büyük darbe almasına neden olacaktır.
‘Halkı, basını ve basın işçilerini susturmayı başaramayacaksınız’
Bir sefer daha söylüyoruz; bu yasa, baştan aşağı sansür ve otosansür maddesidir. CHP olarak, otoriter Saray rejiminin baskı siyasetlerine, dehşet iklimini ülkede hakim kılmaya yönelik çırpınışlarına asla boyun eğmeyeceğiz. Ülkemizin gerçeklerini, halkımızın meselelerini ve hakikati her yerde haykırmaktan asla vazgeçmeyeceğiz. Saray’a buradan sesleniyoruz; halkı, basını ve basın işçilerini susturmayı başaramayacaksınız. Çok az kaldı. Cumhuriyet’imizin ikinci yüzyılında, baskıcı ve otoriter politikalarınızla yok ettiğiniz demokrasiyi ve hukuku ülkemizde kesinlikle tekrar kuracağız. Başta niyet, söz ve basın özgürlüğü olmak üzere, tüm temel hak ve özgürlükleri yaşatan bir tertibi inşa edeceğiz. Sansür yasalarınızla gizlemeye çalıştığınız ekonomik buhrana, pahalılığa, yolsuzluklara, vurgunlara, servet transferine son vereceğiz. AKP Genel Lideri, ‘Bu yasanın çıkışıyla bir arada bunları frenleyeceğiz ve gereği de neyse onu da yapacağız’ diyor. Biz de diyoruz ki gerekeni sandıkta halkla daima birlikte yapacağız. Geliyor gelmekte olan.”