Türkiye gazetesi muharriri Cem Küçük, “Bazen beşerler ne vakit bırakacağını bilmiyorlar, Batı’da görüyorsunuz, doruktayken bırakanlar oluyor ya da emekli oluyor” kanısını lisana getirdi.
Küçük yazısında, “Bugün siyaset dışında bir şeyler yazmak istiyorum. İç siyaset, dış siyaset derken bazen kendimizi unutuyoruz. Bu hayatı âlâ yaşamak lazım. Natürel âlâ yaşamaktan kasıt ne? Yüz sene evvel insanların şimdiki koşul ve teknolojileri yoktu. Bundan yüz sene sonra nasıl bir imkân olacak bilmiyoruz…Eflatun’un dediği üzere; hayata fazla hazırlanmaktan beşerler onu yaşayamıyorlar… Bugün yaparım, yarın yaparım diye diye vakit gelmiyor...” yorumunu yaptı.
Küçük şunları kaydetti:
“Bazı kariyeristler çocuklarının büyüdüğünü bile anlamıyor. İşine fazla odaklananlar önündekini göremiyor. Bazen beşerler ne vakit bırakacağını bilmiyorlar. Batı’da görüyorsunuz, tepedeyken bırakanlar oluyor. Ya da emekli oluyor. Bizde de aslında böyleleri yok değil. Haksızlık yapmayayım. Ünlüyken köye yerleşen, her şeyi bırakıp gözden uzaklaşanlar var. Bir kısmı da çok memnun. Pişman olan ya da kente geri dönen az…
Yaş geçmeye başlayınca insan içinden hesap yapmaya, düşünmeye başlıyor. Hayatınızı ve ilerisini düşünüyorsun. Sonuçta hepimiz öleceğiz. Er ya da geç, kimse kalıcı değil. Meslek, hoşluk, para, sıhhat hepsi süreksiz…
Bazen sevdiğiniz ya da tanıdığınız birinin öldüğünü duyuyorsunuz. “Kansere yakalanmış” diye haber geliyor. Hâlbuki ne ağır süreçler. Hayatta en unutulmaz dediğiniz şey bile unutuluyor. En büyük acılar unutuluyor. Vakit her şeyin ilacı mı bilmiyorum lakin yaraların kabuk bağladığı kesinlikle. Bugünlerde bu türlü sorgulama yapan çok kişi var. Ağır hayat koşulları, yaşananlar insanları bu türlü sorgulamalara itiyor.”