Karşıyaka’nın kültür ve sanat kenti kimliğini güçlendirmek için çalışmalar yürüten Karşıyaka Belediyesi, bu anlayışla ilçeye kazandırdığı yeni sergi salonunu tarihi bir sergiyle ziyarete açtı.
İzmir’in düşman işgalinden kurtuluşunun ve büyük yangının yüzüncü yılı dolayısıyla hazırlanan ‘Ateş Çemberinde İzmir-İşgalden Kurtuluşa’ Sergisi, Bostanlı Şehitler Bulvarı üzerindeki katlı otopark binasının çatısında oluşturulan ‘Çatı Bostanlı’da İzmirlilerle buluştu. Kendi koleksiyonu ve arşivinden seçilen fotoğraf, belge, gazete, kitap ve haritalar ile büyük katkı sunan Nejat Yentürk katılımcılara sergi hakkında bilgi verdi.
Serginin küratörlüğünü üstlenen koleksiyoncu ve araştırmacı Aybala Yentürk açılışta yaptığı konuşmada şunları kaydetti: “Milli mücadeleye baş koymuş ve bu uğurda can vermiş olan herkese duyduğum vefa borcunu biraz olsun ödeyebildiysem ne mutlu bana. Bu serginin bir başka önemi daha var… O da tasarımından kurulumuna kadar tümüyle Karşıyaka Belediyesi tarafından üstlenilmiş olmasıdır. Belediye Başkanımız Sayın Cemil Tugay’ın inancı ve destekleriyle hayata geçirdiğimiz bu serginin her köşesinde arkadaşlarımın özverili çabaları var; kendilerine bir kez daha çok teşekkür ederim. Ayrıca çok değerli aile arşivleriyle bize katkıda bulunan Zafer Falay ve ailesi ile Cem Karagözlü ve ailesine de teşekkür ederim. Amerika’dan bize elini uzatan Karşıyakalı koleksiyoncu Yavuz Çorapçıoğlu’na, İstanbul’dan Uğur Yeğin ve İnönü Vakfı’na da teşekkürlerimi sunuyorum.”
“BU YIL 9 EYLÜL’Ü BAŞKA KUTLUYORUZ”
Serginin açılışında konuşan Karşıyaka Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, bu sene 9 Eylül’ün bambaşka duygularla kutlandığını vurgulayarak şu ifadeleri kullandı: “Bulunduğumuz yer Bostanlı ve şehrin simge alanlarından birindeyiz. Sanata, kaliteye aç; medeniyeti zaten yaşayan ama bu yönde tesisleşmeleri özleyen insanlarımız için bu alanı oluşturmuş olmak basit ama yaratıcı bir fikirle başlayan süreçti. Burayı böylesine güzel bir alana dönüştüren tüm mesai arkadaşlarıma ayrı ayrı teşekkür ederim. Biz 9 Eylül’ü her sene kutluyoruz, İzmirliler için bir bayramdır fakat 100. yılda hepimiz çok daha derin manevi duygularla kutladık, bu nedenle yaptığımız her aktivitenin manevi yönü çok güçlüdür. Ve hepimiz de bir şeyi fark ettik; ülkemizde bir şeyler yanlış gidiyor. 100 yıl önce atalarımızın çok acılar çekip, o acılarla mücadele edip gerçekten çok kahramanca bir savaşla ülkemizi kurtaranların, hayal ettiği ülkede mi yaşıyoruz diye sorduğumuzda ‘hayır’ cevabını verebilecek bir durumdayız. Şunu fark etmeliyiz: Biz o dönemlerde yaşanan her şeyi eksiksiz bilmiyoruz ve alanında uzman kişilerden öğrenmeye ihtiyacımız var.”
“SORUMLULUKLARIMIZ VAR”
Büyük mücadeleler ile kurulmuş Türkiye Cumhuriyeti’nin korunması için herkesin önemli sorumlulukları olduğunu vurgulayan Başkan Tugay, “Türk milleti kahramandır, Türk milleti kendisine saldırmayan kimseye hiçbir şey yapmamıştır. Kurtuluş Savaşı mücadelesinde Anadolu’da insanlara yapılan işkenceler, zulümler o kadar ağırdır ki… Biz böylesine zalimce bir işgalden, ülkemizi parçalamaya çalışan o emperyalizmden bizi kurtaran insanlara hak ettikleri saygıyı her zaman, her yerde göstermek zorundayız. Bilmemiz gereken gerçekleri bilmeli ve unutmamalıyız, sonrasında bağımsız bir Türkiye Cumhuriyeti’nin ne kadar değerli olduğunu, onu korumak için her birimizin üzerine düşen sorumluluklar olduğunu hatırlamalıyız. Emeği geçen herkese çok teşekkür ediyorum” şeklinde konuştu. Tugay konuşmasında sergi salonu ve yapım aşaması hakkında da bilgi verdi.
“DEĞERLİ BİR ÇALIŞMA”
Konuşmasında birlik ve beraberlik vurgusunda bulunan Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili, Manisa Milletvekili Özgür Özel de taşıdığı nitelikler sebebiyle bu serginin ülke açısından çok değerli olduğunu belirterek, “Bu sergide emeği geçen ve bu güzel anları paylaşmak için burada bulunan herkese çok teşekkür ediyorum. Çok yoğun bir program var, bugün buraya gelirken ‘Herkes, her yere çağırır ama Cemil Tugay bir yere çağırıyorsa orada bulunmak gerekir’ hissiyatı içindeydim ve geldiğimde de gördüm. Belediye Başkanı’mızın az önce ifade ettiği gibi her şeyin yıl dönümü değerlidir ama işgalden kurtuluşun 100. yılı inanılmaz anlamlıdır. Elde bulunan daha önce bilinmeyen bilgileri, belgeleri, fotoğrafları 100. yılda paylaşıyor olmak; böyle bir sergiyi kente ve ülkeye kazandırıyor olmak çok değerlidir. Bostanlı’da bir süpermarket çatısının böyle bir amaç için fark edilmesi ve bir sergiye dönüştürülmesi önemli bir yerel yöneticilik yeteneğidir. Onun için Karşıyaka Belediyesi’nin tüm çalışanlarına, bilhassa Belediye Başkanı’mız Cemil Tugay’a çok teşekkür ediyor, kendisini tebrik ediyorum” şeklinde konuştu.
“İYİ Kİ VARSINIZ”
9 Eylül kutlamalarına da değinen Özel, “Bir 100. yıl ona ne kadar değer veriyorsanız öyle kutlanır; İzmir 100. yılını kendisine, tarihine, şanına, şerefine yakışır bir biçimde kutladı. 4 milyonluk bir şehrin yarısının kalkıp bir meydana gitmesi ve sonra evine dönmesi, toplu taşımayla ya da başka artı olanaklarla mümkün değildir. Hiç şüphe yok ki bir şehrin yarısının kendi imkanlarıyla böyle bir kutlamaya katılmış olması, diğer yarısının da inanıyorum ki ekranları başından bunu takip etmesi o insanların Cumhuriyet’e, şehre verdikleri değeri, yükledikleri anlamı ve o şehirden beklentilerini boşa çıkarmayacak niteliklerini gösterir. Bu duyguyu bizlere yaşatanların bir temsilcisi olarak hepinize yürekten teşekkür ediyorum, iyi ki varsınız” dedi.
“BİZ ATATÜRK’TEN TARAFIZ”
Özel, konuşmasına şöyle devam etti: “Bunu hissedenlerle birlikteyiz. Bir de bunu görüp de içine sindiremeyenler, bundan rahatsız olanlar ve buna saldıranlar var. Çünkü onlar koca koca meydanları bir şekilde doldurup, oralarda promterlardan okudukları duygudan ve gerçekten yoksun söylemlerini birilerine bir şekilde alkışlatarak bu günlere kadar gelmiş olanlar ve bir ayrım noktasında olduklarının farkındalar. Hem 9 Eylül 1922 öyleydi hem de 29 Ekim 2023 öyle olacak ve arada yaşanacak olan seçimde cuma akşamki mihenk taşı bir kez daha vurulacak. Orada her şey ortaya çıkacak; kim Atatürk’ün söylemine, söylevine, onun aktardıklarına ve yazdığı tarihe inanıyor kim onun karşısındakilere inanıyor. Öyle köpürmelerine gerek yok, tümünün bulunduğu bir itiraz var: ‘İktidar sahipleri o dönemde gaflet, dalalet ve ihanet içindeydiler’ lafına. Laf Tunç Soyer’in olunca itiraz etmek kolay ama o laf Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ten, Gençliğe Hitabesi’ne, Nutuk’una ve o laf milli mücadelenin niçin kaçınılmaz olduğunu hatırlatmak için hepimize vasiyettir. İnanmayan inanmasın, savunmayan savunmasın; ayrışacaksak burada ayrışalım.”
“BURADA KALMAYA DEVAM EDECEĞİZ”
Tam bağımsız ve demokratik Türkiye’den yana olduğunu, aksinin karşısında durulması gerektiğini vurgulayan Özel, “Birileri çıkıp ‘Bu memlekete 200 yıldır istikamet dayatılıyor’ diyor, bakalım o istikamete. 1808 Sened-i İttifak; bu ülkenin ilk çağdaşlaşma ve ilk kez tek adam rejiminden kurtulup padişahın yetkilerinin tartışıldığı ve paylaşılmasının gündeme getirildiği belgedir ve birilerinin buna bile itirazı var. O istikamet demokrasiyse, parlamentoysa, bir tek adamın yanlışlarının milyonlara bedel ödetmesinin karşısında istişare, ortak akıl, müzakereyse o istikametin bizi getirdiği yer bugünün Türkiye’si ise istikamete itiraz edene şüpheyle bakmak lazım. Biz Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin, Jön Türkler’in tarafıyız. Siz 30 yıl parlamentoyu kapatanlarsınız, bir inat uğruna donanmayı Haliç’e bağlayıp Adalar’ı ve Kıbrıs’ı kaybedenlersiniz, siz Vahdettin’siniz. İlla ayrışacaksak şurada ayrışırız; o savunduklarınız işgal kuvvetlerine halılar serip methiyeler düzerken biz ‘Geldikleri gibi giderler’ diyen taraftayız. 6. Filo denince bir tarafta onu denize dökmek isteyen Deniz Gezmiş, arkadaşları bir tarafta da o donanmaya karşı seccade serip namaz kılan İsmail Kahraman ve onun ‘İzmir’e girerken tek kurşun bile atılmadı, İzmir’in kurtuluşu kutlanmamalıdır çünkü Yunan askeri yoktu İzmir’i de başkaları yaktı’ söylemi. Bunu diyen karşı taraftaysa biz bu taraftayız ve burada kalmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
“DEĞERLERİMİZDE BULUŞACAĞIZ”
Türk milletinin kendi ortak değerlerinde buluşarak bu değerlerden yana tavır alacağını dile getiren Özel, “Biz tarihi Atatürk’ten, onun yazdıklarından öğrendik, siz ‘Keşke Yunan kazansaydı’ diyen Fesli Kadir’den. Buna saygı duymayız, karşısında durmaktan onur duyarız. Atatürk’e ve bu ülkenin kurucularına kafayı takanlar şimdi çıkmış ‘Osmanlı ile Cumhuriyet’i karşı karşıya getirmeyin’ diyor. Gelmesin; Osmanlı da bizim, Selçuklu da bizim, Cumhuriyet de bizim. Ülkeyi en ufak ortak bir değerde bile buluşamama noktasına getirdiler, oysa ben inanıyorum ki milyonlar var. 9 Eylül akşamındaki hissiyattan bunu anlıyorum. Bizler adalette, demokraside, kardeşlikte, vicdanda, bir arada durmanın erdeminde buluşmak zorundayız. Cumhuriyet de bu demek zaten. Tunç Başkan’ın ‘Emperyalist çizmeleriyle kirlettiler, İzmir’i kana boğdular’ dediği elbette ki Yunan askerleri; Yunan demedi diye algı yaratma çabasındalar. Buna sarılacak kadar çaresizlik içindeler. Tunç Başkan; emperyalist de, kirli çizme de, savaş da dedi, zafer de dedi ama en sonunda barış da dedi. Çünkü her barış bir savaşın ürünüdür, iş savaşan tarafta kalmayıp barışı koruyabilmektedir. İş savaşma mecburiyeti çıkmadan barış içinde çıkarları koruyabilmektedir. 20 yıldır Ege’de adalara bayrak dikilmesine sessiz kalıp seçim zamanı malzeme üretmeye çalışanlara bu milletin karnı tok. Bu sergide emeği geçen herkese bir kez daha teşekkür ediyor; mutlu özgür, adil günlerde buluşmayı diliyorum” diyerek konuşmasını noktaladı.
Katılımcılar konuşmaların ardından Nejat Yentürk eşliğinde sergiyi gezdi, sergide yer alan eserler hakkında bilgi edindi.
NEJAT YENTÜRK’ÜN KOLEKSİYONUNDAN
Ateş Çemberinde İzmir Sergisi, Mondros Mütarekesi’nin imzalanmasının ardından 15 Mayıs 1919 tarihinde İzmir’in Yunanistan tarafından işgal edilmesiyle başlayan Milli Mücadele ve kurtuluş sürecini kapsıyor. Nejat Yentürk koleksiyonu ve arşivinden seçilen fotoğraf, belge, gazete, kitap ve haritalar eşliğinde hazırlanan serginin odaklandığı ana başlıklardan birini; Yunan ordusunun işgal boyunca Batı Anadolu’da meydana getirdiği tahribat ve zulümler ile Türk tarafının yaşanan olayları dünya kamuoyuna duyurma çabaları oluşturuyor. Osmanlı ve Ankara Hükümetleri ile Türk aydınlarının bu amaçla hazırladığı propaganda yayınları, sergide önemli yer tutuyor.
HİÇ BİLİNMEYEN BELGE VE FOTOĞRAFLAR
Ateş Çemberinde İzmir sergisi; 2022 Eylül ayının, İzmir’in işgalden kurtarılışının yanı sıra, tarihin gördüğü en büyük yangınlardan biri sonucunda yok oluşunun 100. yıl dönümü olduğuna da dikkat çekiyor. Ve ziyaretçileri, sıklıkla zihinleri meşgul eden “İzmir’i kim yaktı?” sorusuyla sınırlı kalmak yerine, üzerinde pek az konuşulan, hatta pek çok kişinin habersiz olduğu Büyük Taarruz sonrasında geri çekilen Yunan ordusunun Batı Anadolu’da yaktığı köy, kasaba, şehirler ve buralarda uyguladığı akıl almaz şiddet üzerinde düşünmeye davet ediyor. Bu bağlamda sergide yer verilen belgesel niteliğindeki fotoğraf ve filmler yüzyıl önce yaşanan trajik olaylara tanıklık ediyor. Çoğu devlet arşivlerinde bile bulunmayan, varlığından haberdar olunduğu halde görülmemiş belge ve fotoğraflara yer veriyor olması da serginin bir diğer önemli özelliği olarak gösteriliyor.
KARŞIYAKA’DA YAŞANAN OLAYLAR
Sergide işgal ve kurtuluş günlerinde Karşıyaka’da yaşanan tarihi olaylara da yer veriliyor. Yunan kralı Konstantin ve maiyetindekilerin Karşıyaka’da konaklaması, Türk ordusunun önünden kaçan Yunan askerlerinin Karşıyaka üzerinden kaçışları, 10 Eylül 1922 günü Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın Karşıyaka’ya gelişi ve burada konaklaması bu olayların başlıcalarından.
Sergide ayrıca Zafer Falay ve Ailesi arşivinden Fahrettin Altay’ın İzmir yangını sırasında çektiği fotoğraflar ile kullandığı fotoğraf makinası ve Kurtuluş Savaşı’nda esir düşen Yunan general Trikupis’e ait kamçı da ziyaretçilerin ilgisine sunuluyor. Cem Karagözlü ise anneannesinin 9 Eylül için kendi elleriyle diktiği bayrak ile sergiye katkı sağlıyor. Sergiye arşiv ve koleksiyonları ile katkıda bulunanlar arasında Prof. Dr. Yavuz Çorapçıoğlu, Uğur Yeğin, İnönü Vakfı, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Atatürk Kitaplığı ve Şişli Atatürk Müzesi bulunuyor.
11 ARALIK’A KADAR AÇIK
Küratörlüğünü koleksiyoncu ve araştırmacı Aybala Yentürk’ün üstlendiği serginin tasarım ve kurulum süreci tümüyle Karşıyaka Belediyesi tarafından gerçekleştirildi. 11 Aralık 2022 tarihine kadar açık kalacak olan Ateş Çemberinde İzmir Sergisi pazartesi günleri hariç her gün 10:00-18:30, perşembe günleri ise 10:00-20:00 saatleri arasında ücretsiz olarak ziyaret edilebilir.
Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı