ABD’nin Massachusetts eyaletinin Granby kenti, 1978 yılında vahim bir olaya sahne oldu. 15 Kasım günü ormanlık yerde kuru yaprakların altına gömülüp bir kütüğün gerisine saklanmış bir genç bayan vücudu bulundu.
Olay yerinde ne bayanın çantası ne de kimliğini belirlemeye yarayacak bir kanıt vardı.
İlerleyen periyotta soruşturma devam etse de tüm eforlar sonuçsuz kaldı. Polis ne bayanın kimliğini bulabiliyor ne de vefatıyla ilgili bir ipucu elde edebiliyordu.
Basının “Granby Kızı” olarak isimlendirdiği genç bayan, civardaki bir mezarlığa gömüldü. Bayan Ulusal Kayıplar ve Kimliği Belgisiz Bireyler Sistemi olan NamUs’a UP14969 koduyla kaydedildi.
1998 yılında mahallî halkın topladığı paralarla Granby Kızı için bir mezar taşı yaptırıldı. Taşın üzerinde “BİLİNMEYEN” sözünün altında 18 Kasım 1978 tarihi ve “Tanrı’ya emanet” tabiri yer alıyor.
1998 yılında mahallî halkın topladığı paralarla Granby Kızı için bir mezar taşı yaptırıldı. Taşın üzerinde “BİLİNMEYEN” sözünün altında 18 Kasım 1978 tarihi ve “Tanrı’ya emanet” sözü yer alıyor.
Aradan 45 yıl geçti ve Granby Kızı’nın kimliği nihayet geçtiğimiz günlerde ortaya çıktı.
Northwestern Bölge Savcılığı’nın hafta başındaki açıklamasında, bayanın isminin Patricia Ann Tucker olduğu bildirildi.
Açıklamayı yapan Savcı Steven Gagne, kimlik tespiti çalışmalarının 31 Ocak tarihinde tamamlandığını belirterek, “Granby Kızı’nın kim olduğunu nihayet öğrenebilmiş olmak tatmin edici ancak soruşturmamız katili bulana ve maktulün ailesini huzura kavuşturana kadar sona ermeyecek” dedi.
Gagne, “Bu soruşturma on yıllardır sürüyor ve tüm ipuçları araştırılana kadar da sürecek” tabirlerini kullandı.
Northwestern Başsavcısı David E. Sullivan da “Massachusetts Eyalet Polisi, Granby Polisi ve Northwestern Savcılığı çalışanı, soruşturmada ilerleme kaydedebilmek ve en kıymetlisi kurbanın ailesinin sorularından kimilerini yanıtlayabilmek için yıllar boyunca el ele çalıştı” diye konuştu.
Açıklamada, Tucker’ın Ağustos 1978’de yani cesedi bulunmadan üç ay kadar evvel şakağından vurularak öldürülmüş olduğu da vurgulandı. Polisin kelam konusu cinayetle ilgili bir numaralı şüphelisinin Tucker’ın eşi olduğu lakin adamın yıllar evvel hayatını kaybettiği de açıklanan ayrıntılar ortasında.
DOSYA İKİ YIL EVVEL TEKRAR AÇILDI
Peki Granby Kızı’nın kimliği neredeyse 45 yıl sonra nasıl tespit edildi?
Adli tıp uzmanlarının genç bayanın cansız vücudu üzerinde yaptığı incelemelerde şakağında bir kurşun yarası bulundu. Cesedin bulunduğu yere sürüklenerek getirildiği de anlaşıldı. Bütün bunlar, mevt nedeninin cinayet olduğuna işaret ediyordu. 19 ile 27 yaşları ortasında olduğu öngörülen bayan yaz aylarında öldürülmüş olmalıydı.
Ancak o yıllarda geçerli olan soruşturma teknikleri, bayanın kimliğinin tespitine imkan sağlamıyordu.
İki yıl kadar evvel bu çeşit tahlilsiz dava belgelerini tekrar kıymetlendiren polis yetkilileri, 1978’de toplanan doku örneklerini Texas eyaletinin Houston kentinde bulunan özel bir isimli tıp laboratuvarı olan Othram’a gönderdi. Ve son yıllarda DNA teknolojisinde kaydedilen gelişmeler sayesinde çok kritik bir ipucu elde edildi.
Gagne, “Adli bilimlerdeki, bilhassa de isimli genetik geneoloji bilimindeki ilerlemeler, kurbanın kimliğinin tespiti bağlamında yeni bir umut ışığı oldu” sözlerini kullandı.
Patricia Ann Tucker ve birinci eşi Gary Heckman
Patricia Ann Tucker ve birinci eşi Gary Heckman
ÖNCE AKRABASINA SONRA OĞLUNA ULAŞILDI
Othram uzmanlarının oluşturduğu DNA profiline, genetik geneoloji teknikleri uygulandı ve Granby Kızı’yla akraba olduğu öngörülen bir bayana ulaşıldı.
Gagne’nin açıklamasına nazaran, Maryland’de yaşayan bu bayan polislere 1970’li yıllarda kayıplara karışan bir teyzesi olduğunu söyledi ve bayanın oğlunun bağlantı bilgilerini paylaştı.
Kadının bahsettiği kişi Matthew Dale’di. Polisin ulaştığı Dale, annesi Patricia’nın 1978’de kaybolduğunu doğruladı ve DNA örneği vermeyi kabul etti.
Dale’den alınan DNA örneklerinin Granby Kızı’yla karşılaştırılması düğümü çözdü. Çünkü Dale’in kimliği meçhul bayanın oğlu olduğuna dair yüzde 100’lük bir isabet elde edildi.
Massachusetts eyalet polisinin yaptığı açıklamada, Dale’in annesi ortadan kaybolduğunda şimdi 5 yaşında olduğu vurgulandı.
Savcı Gagne, düzenlediği basın toplantısında Dale’in kaleme aldığı bir açıklamayı da okudu.
Açıklamada şu sözler kullanıldı:
“Öncelikle annemin kimliğini tespit etmeye çalışan ve ona kol kanat geren herkese, bilhassa de Granby halkına çok teşekkür ediyorum. Ondan vazgeçmediğiniz için teşekkürler. En azından 44 yılın akabinde artık kimi sorularıma yanıt alabildim. Sindirmek gereken çok şey var fakat umuyorum artık bu sayfayı kapatmaya başlayabilirim. Tekrar teşekkür ederim.”
OĞLU BUGÜN 50 YAŞINDA
Açıklamaların akabinde Matthew Dale, Massachusetts mahallî basınına konuştu.
Bugün 50 yaşında olan Dale, “Annemi en son 1978 yılında bir yabancının arabasının ön koltuğunda gördüm. Üzerinde bir yelek vardı. Ben art koltuktaydım. Boyum kısa olduğundan ayaklarım yere değmiyordu. Tanımadığım bir adam arabayı kullanıyordu” dedi. Dale, annesinin kendisine son olarak, “Sen yolun karşısındaki parkta oyna” dediğini fakat bu parkın aslında bir kimsesiz çocuklar konutu olduğunu da belirtti ve “Bana bu türlü veda etti” sözlerini kullandı.
Hatırladığına nazaran, Boston’ın dış kesitlerindeki bu meskende bir gece kalan Dale’i sonraki gün babası almaya geldi. O günden sonra North Carolina’da babasıyla yaşayan Matthew, annesini bir daha hiç görmedi.
Annesinin nerede olduğunu merak ederek büyüyen Dale’in kimi akrabaları bayanın şahit muhafaza programına katılmış olabileceğini dahi öne sürüyordu. Ne var ki o, 30’lu yaşlarına geldiğinde annesinin ölmüş olduğunu kabullenme noktasına geldi. Zaman içinde annesinin “yanlış bireylerle arkadaşlık ettiğine” inandığını da belirten Dale, “Bazı yerlerde yazılanın tersine annem tabiat yürüyüşleri yapmazdı. Epey yıl bu mevzuda çok fazla palavra söylendi bana” dedi.
Birkaç hafta polisler Granby Kızı’yla ilgili kapısını çaldığında büyük bir şaşkınlık yaşayan Dale’in DNA örneğini göndermesiyle sonuçların çıkması bir oldu. Granby Kızı nitekim de annesiydi. Elinde annesine dair bir kare fotoğraf ve birkaç küçük hatıra dışında hiçbir şey olmadığını belirten Dale, Tucker için gerçek bir mezar yaptırmak istediğini söyledi ve ekledi: “Annem fecî bir son yaşadı. Ona yeni bir mezar taşı yaptırmak istiyorum. Kendi ismini taşıyan bir mezarı hak ediyor.”
EŞİ KAYBOLDUĞUNU POLİSE HABER BİLE VERMEMİŞ
Diğer yandan polisin yaptığı açıklamada, Tucker’ın hayatına dair birtakım ayrıntılara da yer verildi.
28 Temmuz 1950’de dünyaya gelen Tucker, üç kere evlendi. Sırasıyla Heckman ve Dale soyadlarını aldı. Öldüğü sıradaki soyadı ise Coleman’dı.
Tucker ve öldüğü periyottaki eşi Gerald Coleman, 1977 yılında Connecticut’ta evlenmişti ve tekrar bu eyalette yaşıyordu.
Northwestern Bölge Savcılığı’nın açıklamasında, Gerald Coleman’ın Tucker’ın vefatından sorumlu kişi olabileceğine dair ipuçları bulunduğu belirtildi. Coleman’ın eşinin ortadan kaybolduğunu polise bildirmemiş olduğunun da altı çizildi.
Gerald Coleman
Bununla birlikte Gagne, “Henüz elimizde rastgele bir kişiyi Patricia’nın vefatıyla suçlamak için geçerli sebepler bulunmuyor. Umuyoruz bugünkü basın toplantısı sayesinde bu soruşturmayı daha ileri taşımamıza ve nihayetinde katili bulmamıza yardımcı olacak yeni ipuçları ortaya çıkacak” tabirlerini kullandı.
Açıklamaya nazaran Coleman, 1996 yılında Massachusetts’te bir eyalet hapishanesinde öldü. Coleman tecavüz, uygunsuz atak ve darp, silahlı akın üzere ağır kabahatlerden ötürü 1995’te cezaevine gönderilmişti.
USA Today’in “She was found in 1978 and her gravestone read ‘Unknown’. Now, the ‘Granby Girl’ has a name.”, MassLive.com’un “Son of ‘Granby Girl,’ ID’d as Patricia Ann Tucker, talks about 1978 disappearance”, BBC’nin “‘Granby Girl’ identified as Patricia Ann Tucker 45 years after her murder” başlıklı haberlerinden derlenmiştir.