Karaman’da bulunan Canhasan Höyükleri’nde 50 yıl ortadan sonra yine hafriyat çalışmalarına başlandı.
Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Ankara Üniversitesi iş birliğinde, merkeze bağlı Alaçatı köyünde 3 höyükten oluşan Canhasan Höyükleri’ndeki hafriyat çalışmaları Ankara Üniversitesi Lisan ve Tarih Coğrafya Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Adnan Baysal’ın başkanlığında ve kısım öğrencilerinden oluşan yaklaşık 14 kişilik grupla yürütülüyor.
Baysal, gazetecilere yaptığı açıklamada, hafriyat çalışmalarına yakın doğu arkeolojisi ile İç Anadolu arkeolojisinin nasıl birbiriyle bağlantı içerisinde olduğunu anlamak için başladıklarını söyledi.
Türkiye arkeolojisi için değerli bir hafriyat çalışması olduğuna değinen Baysal, “Biz şu anda Canhasan 3 üzerindeyiz. Burası çanak çömleksiz, Neolitik, yani çanak çömlek yapmayı bilmeyen cilalı taş zamanına ilişkin insanların yaşamış olduğu bir yerleşim alanı.” dedi.
‘ÇATALHÖYÜK’TEN ERKENE TARİHLENİYOR’
Baysal, Canhasan Höyükleri’nin kendileri için çok kıymetli olduğunu belirterek, şöyle devam etti:
“Burada yapılan çalışmalarda, yüzeyden çok az aşağı inmemize karşın mimari olarak o periyottaki insanların yaşamış olduğu meskenlere ilişkin yapılar ortaya çıkmaya başladı. Burada konutların duvarlarında, tabanlarında kırmızı boya olması da tahminen Çatalhöyük üzere dünya çapında bir höyüğün sanatsal manada ulaşmış olduğu noktanın başlangıcı olarak kabul edebileceğimiz bir yerdeyiz. Bölgede 1969 ve 1970 yıllarında yapılan sondaj çalışmalarında ele geçirilen birtakım gereçler üzerinden yapılabilecek tarihlemelerle Çatalhöyük’ten daha erken periyotlara ulaşılabilir. Boncuklu olsun, Çatalhöyük olsun, burası olsun bir kronolojik karşılaştırma yapıldığında Canhasan 3, Çatalhöyük’ten erkene tarihleniyor. En azından bunu net halde söyleyebiliriz.”
HAYVAANLARI EVCİLLEŞTİRME AŞAMASI
Kazı çalışmalarıyla ilerleyen günlerde daha fazla dataya ulaşabileceklerini vurgulayan Baysal, “Ele geçirmiş olduğumuz gereçler, buluntular bize şunu gösteriyor. Tahminen de Çatalhöyük’ün öncüsü olan bir insan kümesi burada bir göl kenarında, akarsu kenarında yerleşmiş, bir hayatı başlatmış. Tahminen de birinci tarıma geçiş yahut hayvanları evcilleştirme etabı burada başlamış olabilir diye düşünüyoruz. Bunu anlayabilmemiz için de çalışmalarımızı ilerletmemiz gerekiyor.” tabirini kullandı.