Yaşı yetenler ve şanslılar Maradona ve Pele’yi izleme fırsatı bulmuştur. Birbirleriyle yıllarca mukayese edilmeleri bir yana o zamanki inanç, bir daha onlar gibisinin gelmeyecek olması istikametindeydi. Lakin 2000’li yıllara girdiğimizde milenyum bize iki yeni yıldız armağan etti: Messi ve Ronaldo. Birinci soru sanki bu ikili Maradona ve Pele’den güzel miydi?
Kısa müddette bu sorunun yanıtı evet olunca ikinci soru geldi: Pekala hangisi daha güzel? Futbol izleyicisi ikiye bölündü, Messiciler ve Ronaldocular. İtiraf etmek gerekirse ben daima Zlatancı oldum, fakat o da diğer bir yazının konusu. Her hoş şeyin bir gün bitmesi üzere Messi ve Ronaldo da mesleklerinde sona yaklaştılar. Ve biz fani futbolseverler bir defa daha “Onlar gibisi gelmeyecek” diye düşünürken artık de sahneye bir Norveçli çıktı.
Bu dönem Dortmund’dan 60 milyon euro bonservis bedeliyle Manchester City’e transfer olan Haaland, İngiltere’de gollerini atmaya devam ediyor. Şimdi 22 yaşında olan oyuncunun gol istatistiği şaşırtan. Her 54 dakikada bir gol atıyor. Ve bunu, yazının başında ismi geçen öbür yıldızlar üzere topla oynayarak, pas yaparak değil neredeyse topa hiç dokunmayarak yapıyor. Evet, yanlış okumadınız, Haaland 90 dakika boyunca ortalama olarak topa yalnızca 20 kere dokunuyor. Geçtiğimiz günlerde oynanan Şampiyonlar Ligi maçında Kopenhag karşısında 45 dakika alanda kaldı. Rakip ceza alanında yalnızca 5 defa topla buluştu ve 4’ünde kaleye şut çekti. Sonuç mu? 2 gol attı. Öbür bir maç sonunda neden topa az dokunduğu sorulduğunda “Ben topa 5 sefer dokunup 5 gol atmak istiyorum” yanıtını verdi. Bu genç çocuk bize bir şeyler anlatmaya çalışıyor. Tahminen de futbolun bilinen taktik ve tekniklerini yıkıp diğer bir boyutla bizi tanıştırıyor.
Guardiola üzere pas takıntılı bir teknik adam bile şu an bütün oyun sistemini Haaland’ın daha rahat gol atabilmesi üzerine inşa ediyor. Futbol otoriteleri onu illa bir şeye benzetmek gerekirse Ronaldo-Zlatan karışımı olarak tanım ediyor. Ronaldo üzere golcü, Zlatan üzere üst seviye bir fiziğe sahip ve fantastik goller atabiliyor. Maradona-Pele periyodunda oynanan futbolda yetenek yıldızlaşmak için yeterliyken, Messi-Ronaldo devri bize artık yeteneğin yanında üst seviye bir fizik güç gerekliliğini de gösterdi. Babası eski futbolcu, annesi heptatloncu olan Haaland için insanüstü fiziğini genetik mirasıyla açıklayabiliriz. O denli ki, şimdi 5 yaşındayken kendi yaşıtlarında 1.63 metrelik atlayışıyla dünya rekorunu kırdı. Hala geçebilen yok.
Gelecek yıllarda tepenin bir tarafında Haaland isminin yazacağı şimdiden belirli. Pekala ya öteki taraf? O da hiç kuşkusuz PSG’nin sansasyonel transferi Kylian Mbappe olacaktır. Diğer bir hafta Mbappe yazısından görüşmek üzere…