Yoga, nefes pratikleri ya da meditasyon; vazgeçmiş insanların yaptığı bir şey değil. Bu pratikleri yapanlar hayatta koşa koşa yaşarlar. Onlar için hayat her duyguya sahip çıkılan, onun içindeki sesleri duymaya çalıştığı ve içinde derinleşebildiği bir oyun alanıdır. Meditasyon yapmak renkli, keşif dolu bir şenliktir zihin için. İster bir ormanda yürü istersen fotoğraf çiz, istersen yalnızca nefes alıp ver. Bizler teknolojinin gelişmesi ile her şeyi çabucak hemen otopilotta yapmaya başlar olduk. Bunlar zihnimizde ve şuurumuzda kimi paternlere sebebiyet verebiliyor. İşte bu hallerdeyken meditasyonu yapan ve benimseyen beşerler hayatla daha arkadaşça ve şefkatle gayret vermiş oluyor.
Bu pratikleri yapanlar için ‘’Ses Meditasyonu’’ yüzyıllardır uygulanan bir teknik olsa da günümüzde şifası gereğince keşfedilmiş değil. Bu hususta Kaan hocamızın bize anlatacakları var.
Kaan bize kendinden bahseder misin? Meditasyon ile ait ne vakit ve nasıl başladı?
Üniversiteye birinci girdiğim yıllarda abimin şirketinde çalışmaya başladım. 2008’den 2015’e kadar çalıştığım bu müddet zarfında hayatımla ilgili bir değişiklik yaşamak istedim. Yurtdışına çıkmak ve bir müddet için yalnızca seyahat etmek, seyahat yapmak niyetindeydim ve dünya çeşidi yapma kararı aldım. 2016 yılında evvel Güney Amerika sonra Afrika ve akabinde Asya’ya geçtim. Birinci sefer ses meditasyonuyla Asya seyahatimde Nepal’de tanıştım. Çok etkilendim ses meditasyonundan. Bu ortada handpan enstrümanını birinci kere orada görmüş oldum lakin etkilendiğimi hissetmeme karşın handpan almak üzere bir isteğim yoktu başlarda. Nepal’den Tayland’a geçtiğimde bu sefer daha geniş bir biçimde meditasyonu deneyimleme imkanım oldu. Zira artık ne olup olmadığını biliyordum. Gerisinden araştırmalar yapmaya başladım. Bana uygun geldiğini anlamaya, üzerinde biraz daha vakit geçirmeye başladım. Hatta şunu belirteyim ben meditasyonla bilhassa ses meditasyonuyla ilgilendikçe içimde olup bitenler dışarıya yansımaya başladı ve bir gün gözyaşı dökmeye başladım bir meditasyonum anımda. Ben de hislerle hareket etmeyi seven bir beşerim ve vücuduma bu türlü yansıyınca ve hislerime dokununca aklımın bir köşesinde kaldı. O sıralarda bu eğitimi almak da aklımda olan bir şey değildi. O vakitler farklı gereksinimlerim farklı sıkıntılarım vardı. Yalnızca geziyordum, birebir vakitte hayayımı idame ettirmek için de çalışıyordum.
Yurtdışına çıkmadan evvel tüm mal varlığımı, elimdeki tüm birikimi satmıştım. Türkiye’ye dönüş yaptıktan sonra elimde hiçbir şeyim yoktu. Yurtdışında uzun kalmak niyetindeydim. Kendime en uygun yeri bulup yerleşmeyi planlıyordum. Ancak bunu yapamadım. İçimden bir ses bana ‘’Dön.’’dedi.
Döndüğüm günden iki gün sonra babam bir felç geçirdi ve hastaneye kaldırdık. Bir sürü şey üst üste geldi ve esasen Türkiye’ye döndüğümde dediğim üzere hiçbir garantim yoktu. Babam o sırada hasta oldu ve ben ufak bir depresyona girdim. Akabinde kendimi yavaş yavaş uygunlaştırma yollarına girip inziva içerikli etkinlikler araştırmaya başladım. Şimdilerde düzenlediğim üsluplarda olan etkinliklerdi bunlar. Sonra Cenk Güçbilmez hocamla tanıştım. Orada da ses meditasyonunu görünce yeniden deneyimlemiş oldum ve bitiminde Cenk hocama gidip ‘’Bunları, ses meditasyonlarını öğrenmek istiyorum. Hem kendi mesleğim açısından hem de çok etkilendiğim ve hayatıma kattıkları açısından beşerlerle paylaşmak istiyorum’’ dedim. O da o devirler ses meditasyonu hakkında birinci sefer bir sınıf açıyordu ve beni eğitimine davet ederek sürecimi başlatmış oldum. Ardından kamplar ve eğitimler devam etmeye başladı. En başlarda arkadaşlarıma uygulayarak yapmaya başladım sonrasında bir arkadaşım beni birinci kere içinde eğitmen olarak katılacağım bir kampa davet etti ve bu biçimde ses meditasyona giriş yapmış oldum.
Meditasyonlarda uyguladığımız seslerle ilgili olarak ses meditasyonu ne demek, neler yapıyorsun uygulamalarında?
Ses meditasyonu yüzlerce yıldır Nepal, Tipet, Hindistan üzere Asya bölgesinde keşişler tarafından kullanılan bir tedavi sistemidir aslında. Ses meditasyonunda her çakraya nazaran düzenlenilmiş Tibet kaseleri, kristal kaseler, gonglar ve şamanik enstrümanları da eklediğim ve kullandığım bir terapi çeşididir. Tibet kaselerinin ve bu bahsettiğim enstrümanların bilhassa Asya’dan gelenlerin kristal kaseler ve gongların insanların beden frekanslarını dengeleyen ve etkileyen bir tarafı var. Bedenin rastgele bir yerinde düşünce olabilir yahut ruhsal bir durum içinde olabilir; bu enstrümanları kullandığımızda o bölgeleri tespit ediyor ve harekete geçirmiş oluyoruz. O yüzden meditasyon sırasında hem frekans dengelemesi yapılıyor hem de kişinin hisleri açığa çıkmış oluyor. Böylece bir tedavi süreci başlamış oluyor. 432 Hz. bizim olmamız gereken frekans ve kainatın yaratılış frekansı olarak da geçmektedir.
İki gezegenin çarpışmasında da ölçülen frekanstır 432 Hz.
Bu doğal bir frekanstır ve kainata yayılmaya başlıyor. Bilhassa bedendeki ağrıyan, acıyan ve sıkıntılı olan yere uygulandığında oradaki fazla yahut az olan enerjiyi dengelemiş oluyoruz. Vücuttaki ağrı ve acılar bu türlü hissediliyor esasen. Ya çok az çalışmasından ya da fazla etkin olmasından. İşte bu enstrümanlar ve teknikler ile dengeyi sağlamaya orada bir enerjisel dönüşüme yol açmaya çalışıyoruz. Tabi kolay ağrılardan bahsediyoruz. İleri düzey tedavi gerektiren uygulamalarda katiyetle bilinilmelidir ki, büsbütün hekim müdahalesi gerekir. Tabip müdahalesi gerektirmeyen bir uygulamaysa ve ses meditasyonu size düzgün geliyorsa ve daha derinleri çözmek gerekiyorsa uzun süren seanslar gerekiyor. Seanslar devamlı uygulandığında meseleler açığa çıkıyor.
Handpan hakkında bilgi verebilir misin? Nasıl bir enstrüman?
Handpan, 2000 yılında keşfedilen çok yeni bir enstrüman. İsviçreli iki müzisyen gezginin, dünyayı gezerken evvel Afrika’da farklı biçimlerde karşılaştıkları enstrümanları bir ortaya getirerek buldukları, görünüşü kaplumbağaya benzeyen idiofonik ailesinden olan bir enstrümandır. Ayrıyeten dinginleştiren, büyüleyici seslere sahip olan bir yapısı olduğunu söylemek de mümkün. Bununla birlikte Karayipler’de de Steel Drum (çelik davul) enstrümanını keşfediyorlar ve bu ikisini birleştirmeye karar veriyorlar. Akabinde uzun yıllar araştırma ve geliştirme süreci başlıyor ve Handram (handpan)’ı icat etmiş oluyorlar. Melodik perküsyon olarak sınıflandırılandırılır. Biliyorsun melodik perküsyonlar davul, bendir üzere enstrümanlarken bir de bu içeriğe melodi ekleyip birleştirmiş oluyorlar ve ortaya çok farklı tonlarda, meditatif bir enstrüman çıkıyor.
Bu enstrümanın yayılması 2010 yılında Hang Massive isimli bir kümenin youtube klibiyle gerçekleşiyor. Daha sonra yavaş yavaş yayılıp günümüze kadar geliyor.
Ülkemizde çeşitli içeriklerdeki kamplarda ses meditasyonu uygulamaları yapıyor ve Handpan enstrümanı çalıyorsun. Nasıl tecrübeler elde ediyorsun?
Ses meditasyonu sırasında çok farklı tecrübeler yaşıyorum. Ağlayanlar oluyor, gülmeye başlayanlar oluyor, seans sonrasında bir açılım yaşadığını ve bu açılımdan sonra genel hayatında bir tesiri olduğunu söyleyenler oluyor. Meditasyon anında örneğin, yarı uykulu yarı uyanık haller görebiliyoruz. Bu ortada ses meditasyonunda frekanslarımızı dengelemesinden bahsettik yanı sıra beyinle ilgili kısmını da eklemek isterim.
Beynimizdeki frekans değişimlerini daha ayrıntılı konuşabiliriz lakin özetlersek ses meditasyonu anında beynimiz Teta frekansında oluyor. Bildiğin üzere farklı frekans çeşitleri var. Örneklersek; gün içindeki olağan akışımızda Alfa frekansındayız yahut bir savaş anında, kaçış anında, heyecanlıyken Beta frekasında oluyoruz. Tekrar uyku anındayken Teta frekansına geçmiş oluyoruz.
Beynin geçtiği Teta frekansı aslında bizim öğrenmeye ve güzelleşmeye en açık olduğumuz andır. Örneğin atlet olup beden çalışması yapan birinin kas gelişimi çalışma anında gelişmiyor, dinlenme ve ahenge anında gelişme gösteriyor yahut bedeninde bir yara oluştuğunda bu tamirat ve imal süreci uykudayken yani Teta frekasındayken güzelleşmeye başlıyor. Ses meditasyonu frekansları ve enstrümanları bizi dediğimiz üzere Teta frekansına sokuyor ve bu da uykuyla uyanıklık ortasında çok ince bir çizgi. O sebeple ses meditasyonlarında uyuyanlara da çok sık rastlıyoruz.
Ses meditasyonlarının beşerler üzerinde yarattığı tesirler neler?
Az evvel bahsettiğimiz mevzu özelinde anlatmaya devam etmek isterim. Bedendeki frekansları dengelemiş oluyoruz en başta. Bana şu husus da bilhassa geri dönüşler çok oluyor Buket. ‘’Boyun ağrım vardı azaldı, belimde bir sızı vardı yok oldu’’ üzere çok fazla yorum alıyorum. Ancak tekrar belirteyim şayet bu durumlar çok yüzeydeyse ve birinci müdahaleyi ses meditasyonuyla yaptığımızda geçiyorsa tesirli. Sorun derinde daha önemli bir durumsa kesinlikle doktora danışılmalı.
Özellikle Almanya’da ses meditasyonları hastanelerde kullanılıyor. Bizde de ufak ufak kimi hastanelerde kullanılmaya başlandı. Söyleyebilirim ki, bu uygulamaların birçoğu kanıtlanmış uygulamalardır. Bedendeki ağrıların frekans ölçümlerindeki sonuçlar ya çok çalışmasından ya da az çalışmasından kaynaklanıyor. Ses meditasyonunun emeli beden içindeki frekansı dengelemek ve dediğim üzere ufak tefek ağrıları rahatlıkla tedavi edebilmektir.
Peki ses meditasyonları ruhsal olarak nasıl bir yarar sağlamış oluyor?
Psikolojik olarak bilhassa meditasyon anında kullandığımız kristal ve kuars kaselerde, notaları kullanarak gerginlik verebiliyoruz. Müziğin verdiği sesin tesiri ve notaların gücü kişiyi keyifli, heyecanlı edebilir, üzebilir, gerginlik yaratabilir. Birçok his haline sokabilir kişiyi. Bizim kullandığımız notalarda, bilhassa seçtiğimiz notalarda bazen insanları biraz daha duygusal, gergin şeylere yönlendirip oradaki travmaları açığa çıkartıp biraz daha ferahlatma usulüne geçiyoruz. Bu biçimde insanın daha evvel yüzleşmekten korktuğu yahut yapamadığı, kendinden güç bulamadığı olayları düşünme ve hatırlama imkanı sunup onlarla yüzleşmesini sağlayarak tedavi süreci başlatıyoruz. Bir his şayet travma kaldıysa evvel onunla yüzleşmesi gerekir. Ses meditasyonun asıl konusu kişiyi yüzleştirmektir.
Ses meditasyonu hem kişisel hem küme halinde uygulanabilir mi?
Hem kişisel hem küme halinde uygulanabilir evet ama kişisel bir çalışma yaptığımızda daha büyük bir yoğunluk yaşanmış olur. Almanya’da ses masajı olarak bilinen, Peter Hess tarafından bulunan ve uygulanan, bu sertifikayı almış şahısların de rahatlıkla uygulayabilme özelliği kazandığı bir sistem daha kelam konusu. Özetle ferdî olarak alınabilir ve ses masajı usulü ile de ses meditasyonundan faydalanılabilinir.
Ek olarak ses meditasyonu anında, Tibet kaselerinin boyutuna ve notasına nazaran çakralarla ağırlaşmak mümkün. Bedenimizde yedi tane çakra bulunmakta ve en titreşimi kalın olan Tibet kasesini bedenin uygun olan bölgelerine sırasıyla diziyoruz ve onları titreştirip kişiselde de kullanabiliyoruz. Kişiyi bir yere yatırarak Tibet kaselerini muhakkak bir sıraya dizip tek tek kişisel seansımızı yapmış oluyoruz.
Eğer küme halindeyse de kişinin ayakları kaseye yakın olacak halde uygulamamızı başlatıyoruz ve devamında seansımızı derinleştirip bitirmiş oluyoruz. Ortamın akustiğine nazaran, kişi sayısı çok fark etmeksizin uygulama yapmamız mümkün.
Ses meditasyonuna vücudumuz nasıl reaksiyon veriyor?
Vücudumuz gündelik hayatta çeşitli aktiflik ve çalışmalardan ötürü yoruluyor. Uyku anındaysa makul yansımalar yaşanabiliyor. Atmalar ve kas çekmeleri üzere. Ses meditasyonunda da kişi uyumadan evvel yahut uyuduğunda el kol eklem atması yaşanabiliyor. Sesin frekansına verdiği doğal bir reaksiyon oluyor bu. Bu da kasın rahatlaması ve içindeki gerginliği atması olarak da düşünülebilir.
Ses meditasyonu nasıl yapılır?
Yukarıda kelamını ettiğimiz üzere birtakım enstrümanlarla yapılabilir. Fizikî olarak oturarak yapmak da uzanarak yapmak da mümkün. Tavsiye edilen uzanarak (savasana pozu) ayakları enstrümanlara gerçek yerleştirerek yapılmasıdır. Mümkünse gözler kapalıyken ve en rahat durumda olunmalıdır. Bazen şahıslar bu uygulamalar anında görsel bir bilgiyle karşılaşabiliyor. Örneğin; görsel zekasını daha ağır kullanan şahıslar, birtakım geometrik haller, renkler görebiliyor meditasyon anında. Bu sebeple gözlerin kapalı olmasını tavsiye ediyorum.
Ses meditasyonu hayatımıza nasıl bir yarar sunmuş oluyor?
Öncelikle fizikî nedenini söylemeliyim; beşerler masaja nasıl rahatlama emeliyle gidiyorsa aslında ses meditasyonunun da yapılma sebepleri tıpkı. Bu uygulama yapıldıktan sonra da masajdan aldığımız etkiyi alıyoruz bedensel olarak. Gayemizin büsbütün gevşemek ve rahatlamak olduğunu bilelim. Ses meditasyonun en yüzeysel tarifi bu. Lakin bu çalışmaların fizikî olarak daha derinine inip anlatmamız gerekirse, ses meditasyonuna beşerler nasıl bir psikoloğa gidiyorsa ve bunu sistemli bir biçimde sürdürüyorsa, bu meditasyon uygulamasında da tadımlık değil, devamlı olacak biçimde yapıldığında vücut için tesiri daha uzun vadeli oluyor ve şifalanmış oluyor kişi. Vücuda uygulanan bu frekans çalışmalarını bireye psikoloğun sunduğu bir yardım üzere düşünebiliriz. Her frekans kişinin vücudunda gezinirken vücut tarafından hissediliyor ve şahısta farklı hisler uyandırmış oluyor. Ses meditasyonunu uygulayan kişinin fiziki sorunu olsun olmasın o his yoğunluğunu, yüzleşmekten ve çözümlemekten korktuğu hislerini yüzeye çıkarmış oluyoruz. Duygusal boşalmalar ağlamak ve keyiflenmek olarak vücuda yansımış oluyor. Bu tip açılmalardan korkan hatta bu uygulamayı yaparken gözünü kapatamayan beşerlerle karşılaşıyorum. Zati biz de ses meditasyonu anında gözü kapatmayı mecburî tutmuyoruz. Tesirler bu halde oluyor. Ekleyebilirim ki; bu meditasyonu kişi nizamlı olarak yaparsa hayatında tesirini her açıdan görmüş oluyor. Bir örnek vermek gerekirse, mide çakrasında gerçekleşen bir his durumunun açıklamasını Budizm dini ‘’hareket et, kendine güven’’anlamı olarak açıklar. Kişi hareket etmekten, bir işe başlayıp bitirmekten yana sorun yaşıyorsa yahut inanç sorunu yaşıyorsa bu his durumlarını da düzenlemiş oluyoruz ses meditasyonu esnasında. Bu bölgeye de anatomide ‘’Solar Pleksus’’denir. Yaptığımız uygulamaların çıktısı olarak, bir bölgede ağrı varsa ve orayı belli titreşimlerle istikrara getirip tedavi edebiliyorsak birebir durum hislerimiz için de geçerli hale geliyor ve o noktanın tinsel tarafını da onarmış, şifalandırmış oluyoruz uzun vadede. Örneğin kişinin kalp çakrasında bir sorun varsa sevmeyi, güvenmeyi harekete geçirmiş oluyoruz. Kök çakrada bir sorun varsa o bölgeyi o mevzular özelinde düzenlemiş, dengelemiş oluyoruz. İnançlar hakkında yahut öngörüde bulunmak hakkında birtakım hisleri canlandırmış oluyoruz. Örneğin kişi kendini söz etmek konusunda bir sorun yaşıyorsa, boğaz çakrası üzerinde çalışmalar başlamış oluyoruz ses meditasyonunda.
Meditasyon denince oturmak ve nefes alıp vermek, zihinsel olarak bir yerlere seyahat yapmak geliyordu lakin artık durum değişti. Neler eklemek istersin?
Bu dediklerinde olabilir yanlış değil tabi. Herkes farklı tarifler de yapabilir. Meditasyonun asıl hedefi ‘’anda kalabilmek ve anı yaşamak’’ olduğunu söyleyebilirim. Kolay bir örnekle açıklayayım; meditasyona nefesle başlanır. Zira nefes kişiyi o sırada direkt olarak anda fiyat. Çeşitli teknikler uygulanarak maksat büsbütün o ana kapılmak, o anın içinde ömür alanı bulmaya çalışmaktır. Zihnin öteki şeyler düşünmesini engeler. Bir kaynaktan öğrenmiştim; balık tutmak da çok kıymetli ve kıymetli bir meditasyondur. Zira o sırada düşünülen tek şey tahminen de o balığın oltaya takılmasıdır. Örneğin yoga asanalarından olan plank da bir meditasyon anıdır. O sırada yalnızca vücuduna odaklanmış oluyorsun. Müzikle ilgilenmek tekrar örnek verilebilir meditasyona. Özetle, kişiyi anda tutan ve memnun eden her şey bir meditasyondur. Daha ayrıntılı bahsedersek ileri düzey olan, niyet meditasyonu da var teknikler ortasında. Anda kalmak ve anı yaşamak ile ilgili olan pratiklerde ileri düzey olarak artık fikir meditasyonu da en etkililerinden. O sırada fikirlerini izliyor oluyorsun ve bunu büsbütün farkında olarak yapıyorsun. Boş bir yere bakarak aklına gelen his ve niyetleri anarak, onu takip ederek meditasyon yapmış oluyorsun. O sırada bu anılar hoş olabilir berbat olabilir yahut gelecek ile ilgili bir planlama yapıyor olabilirsin. Bunların takibinde kalmak da tekrar niyet meditasyonudur. İleri düzey niyet meditasyonlarında büsbütün farkında olmak ve o farkındalığı izleyerek yapmak gerekir. Tüm meditasyon cinsleri için de geçerlidir bu. Ses meditasyonunda uyguladığımız tekniklerde ve uygulamalarda o denli güçlü efektlerde sesler uyguluyoruzki istese de istemese de o anda kalıyor kişi. Uygulamayı yaptığımız kişi bir duyguya girdiği anda biz krisstal kaselerle sıkıştırma-genişletme tekniği uygulayarak o notaların içinde kalmalarını tavsiye ediyoruz. O anda canlanan şey berbatsa, keyifli etmeyen bir his belirdiyse zihinde çabucak ‘’sese odaklanın’’ diyorum. Bu ortada çabucak eklemiş olayım; niyet de belirlemelerini istiyorum. Zihinde karmaşalar ve his durumlarında negatif hisler belirdiğinde ‘’hemen niyetinize geri dönün’’diyorum. Bu sırada kişiyi iki şey anda tutmuş oluyor; biri sesin gücü başkası de zihni takip edip onu yargılamadan seyretmek oluyor.
Temelde meditasyon için bunları söyleyebilirim.
Ses meditasyonlarını ne sıklıkta ve ne kadar müddet ile yapmayı önerirsin?
Çok hoş soru. Bu soruyla birinci sefer karşılaşıyorum.
Ses meditasyonunu tabiki internet ortamında da yapmak mümkün hatta tahminen kulaklık takılarak da tesiri görülebilir fakat kendi çalışma alanlarımdan biri olarak online teklifleri çok sık almama karşın yapmaktan yana değilim. Zira asıl o ses frekanslarının şifası ve tesiri enstrümanın kendisinden çıkan sesi almaktır. Öteki türlü aygıtın speaker’ından çıkan ses duyulmuş oluyor. Enstrümanlar ile ses meditasyonun tesiri internet ortamında bir yere kadar tesirli olur, canlı teğe bir yapılan kadar tesirli olamıyor maalesef. Pandemi süreci geçirmemize karşın online ses meditasyonu seansı yapmadım. Yeniden de yoksun kalmak istemeyenler için Cenk Güçbilmez hocamın ses meditasyonu hakkında görüntülerini takip edebilirler. Ek olarak sağlam kaynaklardan 432 Hz. sesleri bulabilirler ama şu an internet ortamında her ne kadar 432 Hz. olduğu söylense de o sesler tam olarak o frekansta olmuyor.
Ses meditasyonu anında daha fazla konsantre olmak ve derinleşmek için ne önerirsin?
İlk önerebileceğim şey kişinin çok derin bir gevşeme yaşaması olacaktır. Bedeni büsbütün rahatlatmak bu mühlet içindeki en kıymetli şey. Bunun dışında ses meditasyonun en tesirli olduğu yer tabiattır. Tabiatta ve bilhassa akustiği de ağaçlar tarafından sarılı bir ormanda deneyimleniyorsa çok daha derin bir tesir uyandırmış oluyoruz bedene. Bunu çok fazla tekrarla yapmak mümkün olmuyor lakin mümkünse tabiatta olmak en tesirli usul. Bu ortada ses meditasyonu enstrümanlarının taşınması, korunması, uygulama yapılacak yere götürülmesi önemli bir fizikî güç istiyor. Bu durumda bazen pürüz yaratabiliyor. Ben birkaç defa tabiatta ses meditasyonu uygulaması yapmak fırsatı buldum dediğim üzere en tesirlisi bu türlü oluyor. Zira vücutta topraklanma hissi de etkinleşiyor ve daha kaliteli oksijen ortamı sunduğu için bedene tesiri daha derin ve uzun olmuş oluyor. Onun dışında akustik ortamı hoş olan kapalı bir ortamda da, matın üzerinde bu uygulamaları gerçekleştirmek mümkün.
Özellikle kristal kaselerini ve Handpan’ını daha çok kullandığını görüyorum. Bizler de şayet bu uygulamaları yapmak ve yaptırmak istersek bize nasıl kaynaklar önerebilirsin ve biz de bu eğitimleri nereden alabiliriz?
Ses meditasyonu eğitimini benimde eğitimini aldığım hocamdan Cenk Güçbilmez’den alabilirler. Handpan enstrümanı şu anda ülkemizde üretilmiyor. Dediğim üzere dünyada da Türkiye’de de çok çok yeni bir enstrüman. Ben yurtdışından talep edenler olunca getirtiyorum. Bana rahatlıkla ulaşabilirler bu enstrümanı almak isteyenler. Tıpkı biçimde eğitimde veriyorum. Handpan enstrümanı ve eğitimi konusunda herkes bana rahatlıkla ulaşabilir.
Röportajımızı fotograf ve görüntü çekimleriyle güzelleştiren Oğuzhan Muntazam’a teşekkürü borç biliriz.
Ellerine sıhhat Oğuzhan.
Kaan Hantal
Oğuzhan Muntazam