Grup Nim Sofyan tamamı hanımlardan oluşan bir müzik kümesi. Öğretmen, ebe, biyoloji öğretmeni, dernek yöneticisi ve ressamdan oluşan küme, aldıkları müzik eğitimini halkla buluşturuyor. Kimi vakit türkü, kimi vakit sanat müziği gecesi yapan bu hanım müzik kümesi, yalnızca müzikle hudutlu kalmıyor. Çeşitli okuma ve seyahat etkinlikleriyle farklı insanları bir ortaya getiriyor. 6 şahıstan oluşan kümede vurmalı çalgı ve perküsyonda Sena Akıncı, kanunda Zeynep Demür Kervan, udda Hilal Şahan Ölmez, neyde Tuba Manisa, bendirde Hülya Akgül ve Gülsüm Turhan yer alıyor. Akgül ve Turhan, grubun koordine ve asistanlık işlerini üstleniyor tıpkı vakitte. Kümesi, koordinatörü Gülsüm Turhan anlattı.
– Küme Nim Sofyan nasıl oluştu?
Başakşehir’de, arkadaş kümemizle İlim Yayma Cemiyeti ve Yedi Hilal Derneği’nde ritim, ud, kanun ve ney dersleri alıyorduk. Aldığımız dersleri, 15 günde bir meşk gecesine dönüştürelim, arkadaşlarımızı davet edelim dedik. Yalnızca bayanların olduğu bir ortamda yapıyoruz etkinliklerimizi.
2020 Şubat ayında birinci programımızı yaptık. Pandemi nedeniyle etkinliklerimizi bir müddet çevrimiçi yaptık. Rahat müzik söyleyebileceğimiz bir ortam oluşturduk. Bir müddet sonra müziğin uygunlaştırıcı bir rolü olduğunu fark ettik.
– Tedavi üzere bir şeyi mi kastediyorsunuz?
Evet. Kümemizde iki psikolog arkadaşımız var. Yaklaşık 6 hastaya bu müziği tedavi için önerdiler. Onlar da müziğin kendilerine çok düzgün geldiği geri bildiriminde bulundu. Kalabalıkta konuşamayanlar, kendilerini tabir etme konusunda artık daha rahat olduğunu aktardı. Rehabilite olduğunu, rahatladığını söyleyenler de oluyor.
SAZ VE KELAMLA BULUŞUYORUZ
– İlk vakitler arkadaş kümesinde başladığınız icrayı ne vakit başka beşerlerle buluşturdunuz?
Bir mühlet sonra resmi bir hale getirelim, ismimiz olsun dedik. Bu da geçtiğimiz Ramazan ayında oldu. Öncesinde hocalarımız ufak tefek programlara, oturmalara para almadan gidiyorlardı. Biz de derneklerin kahvaltılarına, yemeklerine çağrılıyoruz. Bu işi bayanların yapıyor olması ve canlı çalan enstrümanlara eşlik edebilmeleri insanların güzeline gitti. Her programda istek müzikte bulunuyorlar. Birlikte çalıp söylüyoruz. Büyük bir muhtaçlık varmış, bu kadar talep geleceğini bilmiyorduk. Her programımızda tekrarını istiyorlar. İcralarımıza genelde 30-55 yaş ortası hanımlar işten çıkıp geliyor. Bu formda sazlı kelamlı bir ortaya geliyoruz.
– Küme ismi nasıl ortaya çıktı?
Ramazan ayında bir belediye bizi programa davet etti. O gün dedik ki kümemizin artık bir ismi olmalı. Sonrasında düşündük, birçok da isim önerisi çıktı ortaya. Sofyan isminde Hicaz üzere bir adap var. Hocamıza “Sofyan koysak olur mu” dedik, güzeline gitti. O esnada da ezan okunuyordu. Nim Sofyan koyalım ismi dedik. Son kararı ezan vermiş oldu.
İŞTEN KOŞUP PROVAYA
– Biraz da takımdan bahsedelim. Kaç şahıssınız neler yapıyor, neler söylüyorsunuz?
Grupta 6 bireyiz. Şayet bulunacağımız ortam karma olacaksa ses sanatkarı bir arkadaşımızı çağırıyoruz. Çoklukla Türk Sanat Müziği ve türkü söylüyoruz. Yaptığımız işi türkü gecesi, Türk sanat müziği gecesi ya da fasıl gecesi diye isimlendiriyoruz. Doğal aktifliğe nazaran ilahi de söyleyebiliyoruz. Şimdiye kadar Başakşehir’de 10’a yakın program yaptık. Farklı ilçelerden de çok talep var.
– Çalışan hanımlardan oluşan grubun provaları nasıl oluyor?
Bir program öncesi kesinlikle 10 prova yapıyoruz. Haftanın beş günü yapmamız lazım fakat çoğumuz çalıştığı için bu pek mümkün olmuyor. Kına geceleri için çok talep var fakat şimdilik o denli bir şey düşünmüyoruz. Kendimize mahsus bir üslup oluşturup, bunu sürdürmek istiyoruz.
– Müziğin yanında diğer etkinlikler yapmayı düşünüyor musunuz?
Tatil öncesi 23-50 yaş ortası hanımlarla ritim aktifliğine başladık. Üç devir, haftada bir gün aktiflik, 15 günde bir de meşk yaptık. İlim Yayma Derneği’ne gelenler bizim kümede ritim, bendir, erbane dersi alıyor. Ayrıyeten derneğin seyahatlerini organize ediyoruz. Roman okuma kulübümüz var. Okuduğumuz kitaplarda geçen yer ya da semtleri geziyoruz. Tarih, siyer ve tefsir derslerimiz de oluyor. Bizde yalnızca müzik yok yani.