İstanbul ve İzmir’de iki özel hastanede obezite tedavisi için yapılan ‘mide botoksu’ süreci sonrası kötüleşen onlarca hasta, çeşitli hastanelerde tedavi altına alındı. Sıhhat Bakanı dün gece yaptığı basın açıklamasıyla, İstanbul’da Özel GSM Gisbir Sıhhat Merkezi Hastanesi ile İzmir’deki Özel Batı Anadolu Tıp Merkezi’nin faaliyetleri askıya alındığını duyurdu.
Uzmanlar, durumun bir salgın olduğunu söyledi.
KOCA: ESERLER ONAYLI FAKAT HAKİKAT YERDE KULLANILMADI
Bakan Koca, uygulamalar sonrası hastalar ortaya çıkması üzerine merkezlere olağan dışı acil kontroller yapıldığını tabir etti. İlgililer hakkında soruşturma başlatıldığını belirten Koca, etkilenen hastalara gerekli tedavilerin uygulandığını ve takiplerinin yapıldığını aktardı. (HABER MERKEZİ)
SERAP ŞİMŞEK YAVUZ: BU BİR SALGIN
Türk Klinik Mikrobiyoloji ve Enfeksiyon Hastalıkları Derneği Lideri Prof. Dr. Serap Şimşek Yavuz, bu tipten zehirlenmelerin çok az görüldüğünü lakin çok ölümcül olduğunu vurguladı. DHA’ya konuşan Yavuz, “Aslında şu anda bize gelen şikayetlerden olay sayılarına baktığımızda, Türkiye için geçtiğimiz haftalarda gördüğümüz sayı, bir yılda gördüğümüz olay sayısını kat kat aşmış durumda. Biz en az 10 hadise duyduk ancak çok daha fazla olduğu söyleniyor” dedi.
Meslek hayatında botuluzmi çok az gördüğünü belirten Yavuz şöyle konuştu:
“Bunun aslında bir salgın olarak kıymetlendirilmesi gerekiyor, (tek bir) ortak kaynaktan mı, bunun da araştırılması gerekiyor. Ben bütün meslek hayatım boyunca iki botulizm zehirlenmesi olgusu görmüşümdür. O da besin ile alakalı olanlardı. Bu tip bir uygulama ile alakalı daha evvel hiç görmedim. Bizim olağanda botulizm hastalığını görme nedenimiz çoklukla uygun hazırlanmaya besinlerin içinde bu sporların çoğalarak üremesidir. Bunu da ekseriyetle meskende yapılan konservelerden sonra görürüz.
Prof. Serap Şimşek Yavuz ‘KASLARI FELÇ EDEBİLİR’
Botoks zehirlenmesi yaşayan hastalarda erken tedavinin bir an evvel başlanmasının hayati ehemmiyet taşıdığını söyleyen Prof. Dr. Yavuz, bunun için de antitoksin stoğunun kâfi olması gerektiğini söyledi. Botoks hususunun kasları felç ederek hastada nefes alamamaya bağlı ölümlere dahi yol açabildiğini belirten Prof. Dr. Yavuz, “Öncelikle görme bulanıklığı üzere bir belirti ile başlıyor. Ondan sonra üstten aşağıya gerçek bütün kaslarda gevşemeye neden oluyor bu toksin. Yutma zahmeti , teneffüs kasları etkilendiği için nefes darlığı başlayabiliyor. Zati vefat de bu nedenle oluyor, hava alamıyor kaslar paralize olduğu için” dedi.
‘AÇGÖZLÜLÜK…’
Türkiye Obezite Cerrahisi Derneği Lideri Prof. Dr. Mustafa Taşkın, Sıhhat Bakanlığı’nın denetlediği ve soğuk zinciri kırılmadan uygun halde koruma edilen markalar ile uygun dozlarda yapılan mide botoksunun aslında inançlı bir süreç olduğunu söyledi.
TOSS Lideri Prof. Dr. Taşkın şöyle konuştu:
“Botoksla belli hastalar zayıflatılabilir. Ancak bunun sertifikalı bir tabip tarafından uygun bir merkezde yapılması gerekiyor. Tabip olmayanlar yapamaz bunu. Endoskopi ve gastroskopi yapan, Bakanlıktan sertifikalı olan doktorların yapması gerekiyor. Biz İstanbul’da yaşadığımız için daha çok buradan haberdarız lakin İzmir, Antalya, Elazığ, her yerde üyelerimiz var. Çok sayıda şikayet var. Yabancılar da var, yani süreci Türkiye’de olmuş, ülkesine gitmiş, ülkesinde hasta olarak yatanlar var. Botoks sonucunun berbat olmasına neden olan durumlardan biri, açgözlülük yapıp ‘Çok yapayım, hastalar çok çabuk kusarak zayıflasınlar’ diye yaklaşanlar. Olağan, güzel bir botoks kullanılsa da, dozunu çok yüksek yapıp hasta erken zayıflasın diye yapanlar var. Hastaya hem eziyet ediyorlar, hasta durmadan kusuyor; hem de elektrolit (vücuttaki vitamin mineral) istikrarları bozuluyor.”
Türkiye Obezite Cerrahisi Derneği Lideri Prof. Dr. Mustafa Taşkın ‘KOTA KISITINI KAÇAK ESERLE DELİYORLAR’
Prof. Dr. Taşkın, botoks açısından inançlı ve takipli markalarda Sıhhat Bakanlığı’nın tabiplere kota getirdiğini, bu kotayı aşanlarınsa kaçak, merdiven altı ya da soğuk zinciri bozulmuş ‘çanta’ eserlere yöneldiğini anlatarak şöyle devam etti:
“Çok âlâ olan takipli botokslara Bakanlık kota koyuyor. Birtakım klinikler ise çok sayıda hastaya yapabilmek için bu kotayı aşıyor. Günde 10 tane hastaya yapıyorum diyenler var. Diğerinden almaya başlıyorlar bu sefer. Onların da büyük bir kısmı merdiven altı, kayıtsız ve ucuz eserler. Onları kullandıkları vakit da büyük sorunlar ortaya çıkıyor. Zira dozajları da farklı. Örneğin Bulgaristan’da yapılmış ya da nerede yapıldığı belirli olmayan bir gereç var, bunu getirenler, satanlar var el altından. Onun için resmi kurumlardan, firmasından almak gerekiyor. Devletin kontrolünden geçmeyen botokslar oluyor ve en çok da bunlarda büyük sorunlar yaşanıyor. Botoksu soğuk zincirini kırmadan kullanmak zorundasınız. Şayet soğuk zinciri bozarsanız eser bozuluyor. En büyük tehlike de buradan kaynaklanıyor.”
‘HASTA SAYISINI KESTİRMEK ZOR’
Midede botoksun uygulanabileceği anatomik alanların da belirli noktalar olduğuna işaret eden ve buralar dışında bir yere enjekte edildiğinde sızıntılar olacağını kaydeden Prof. Dr. Taşkın, kelamlarını şöyle noktaladı: “Belli, uygun yerlere yapmazsanız çok büyük randıman de alamazsınız, ya da çok ince olan yerlere yapıldığında kaçaklar olabiliyor. Bu kaçaklar mesela fundus’ta (midenin en üst kısmı) olursa, kalp ritmini bozabilir, batın (karın boşluğu) içine dağıldığı için hastalar karın ağrıları, bulantı, kusma, mesaj bozuklukları ya da halüsinasyonlar görerek berbatlaşabilir. Daha çok tıp merkezleri ya da endoskopi sürecinin yapıldığı küçük klinikler var, oralarda yapılıyor. Bu merkezlerde hasta sayısını kestirmek güç. Zira kimileri kayıt dışı oluyor. Aslında kesinlikle ameliyathanede steril bir ortamda ve soğuk zinciri bozulmadan saklanan eserlerle, âlâ kayıt tutan merkezlerde, büyük hastanelerde yapılması gerekiyor.”
HASTALAR KONUŞTU: KASLARIMIZ FELÇ OLDU, MAHVOLDUK
Tuzla’daki özel hastanede 23 Şubat’ta mide botoksu süreci yaptırdığını ve ondan sonra hayatının ‘kabusa’ döndüğünü anlatan bir çocuk annesi Nihan Terzioğlu (41), bozuk fason eser kullanıldığını tez ederek yaşadıklarını şöyle anlattı:
“Clinic Obezite ismi altında bir yere başvurdum ve Tuzla’daki hastanede süreç yapıldı. 2 gün sonra görme bulanıklığı başladı. Ayın 26’sında FSM Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne başvurdum, 4 gün yatarak tedavi gördüm. Oradan çıktıktan sonra yeniden kötüleştim, sonra sürecin yapıldığı hastaneye getirildim. Bizim servisimizde 46 kişi bu işten ötürü yatıyormuş. Vurulan eser kalitesiz olduğu için mideye yapılan botoks bedene dağılmış. Yatay ve dikey kaslarımızın hepsi felç durumda şu anda. Bir arkadaşımızda mesela diyafram felci oldu. Konuşamıyoruz, yutamıyoruz. İstikrar kaybı var. Şikayetçi olduk, isimli soruşturmalar da başladı esasen. Buradaki hastalar haricinde tamamının 250 kişiyi bulduğu söyleniyor. İzmir’de de yapılan hastalar var. Fason eser; çantayla alınan yani faturalı olmayan eserler olduğu söylendi.”
‘157 BİREYDE GÖRÜLDÜ’
Terzioğlu’nun avukatı Seray Erdek, tüm mağdurların sözlerinin tek bir belgede toplanarak yasal sürecin ilerleyeceğini kaydetti. Erdek, Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’na yapılan kabahat duyurusu ile türel sürecin başlatıldığını ve bunlara ek olarak müvekkili için maddi ve manevi tazminat talebiyle ihtarname yolladıklarını açıkladı. İhtarnamede yakın tarihlerde yapılan birebir süreç sonucu 157 şahısta daha birebir şikayetlerin geliştiği, pek çok hastada birinci günlerden itibaren komplikasyon gelişmesine karşın sonraki günlerde klinikte süreç yapılmaya devam edildiği de belirtilerek ihmallere dikkat çekildi.
ALMANYA’DAN GELEN HASTA: GÜÇTEN DÜŞTÜM
Almanya’nın Hamburg kentinde yaşayan 32 yaşındaki Suzan Akgül ise kilo verme hayalleriyle geldiği Türkiye’den sıhhati bozulmuş biçimde döndüğünü söyledi ve yaşadıklarını şöyle anlattı:
“Türkiye’ye gittim buradan mide botoksu olmak için. 25 Şubat’ta sürece girdim; sonraki gün geri döndüm bir sorunum yoktu. Süreçten 3 gün sonra görme kaybım başladı. Botoksu sıcak çay içerek bozmamızı söylediler. Akşamına diyeti de bozmamızı söylediler zira botoks midede kalmayıp bütün bedene dağılmış. Nefes darlığım, yutkunma meselem var, yemeği su içerek yutabiliyorum. Yoksa boğazımda kalıyor ve çok aşırı bir halsizlik yaşıyorum. Güçten düştüm. 32 yaşındayım lakin kendimi 82 yaşındaymış üzere hissediyorum. Herkes hatası birbirine atıyor. Burada aile tabibine gittim, beni hastaneye sevk ettiler. Botulizm diye bir hastalık var, ona bağlı olabilir dediler lakin bize tam olarak ne yapıldığını, hangi botoksun kullanıldığını, midenin neresine enjekte edildiğini bilmedikleri için; tedavi de uygulamakta zorlanıyorlar. O beyefendi (C.T.) bana 28’i akşam saatlerinde bu olayı söyledi. Botoksun bedene dağıldığını söyledi lakin 1 Mart’ta hala mide botoksu yapmaya devam etmişler. 14 gün oldu hala şikayetlerim devam ediyor. Bunun peşini bırakmayacağım. Sağlıklı bir insandım, büyük hayallerle gittim Türkiye’ye zayıflamak istiyordum, daha sağlıklı olalım diye, ancak şu anda büsbütün sağlığımızdan olduk.”
ROBERT KOCH ENSTİTÜSÜ’NDEN HASTALARA UYARI
Almanya’nın en değerli sıhhat kurumlarından biri olan Robert Koch Enstitüsü, Türkiye’de mide botoksu süreci yaptıktan sonra Almanya’da zehirlenme belirtileriyle doktora başvuran hastalarla ilgili açıklama yaptı. Enstitünün “Önemli” başlığı ile yaptığı açıklamada, “Almanya’da botulismus hadiseleri, hepsinin ortak noktası Şubat ayı sonunda İstanbul’da mide duvarına botulinum toksini enjekte edilen tedaviler görmüş olmaları. İstanbul’da bu türlü bir tedavi görmüş ve görme, konuşma bozukluğu, ekstremitelerde güçsüzlük (yürümede güçlük) üzere semptomları olan bireyler tıbbi yardım almalı ve botulinum toksin tedavisi sonucunda meydana gelebilen botulismus mümkünlüğünü belirtmeli” tabirleri kullanıldı. (HABER MERKEZİ)