Böylece, Türkiye’yi paylaşmak için savaşa giren büyük devletlerden biri olan Çarlık Rusyası yıkılmış ve yerini Anadolu’daki Kurtuluş Savaşı’nı destekleyen Sovyet Rusya almıştır.
Bu durumda Türkiye’nin büyük düşmanlarından biri eksildiği üzere, kuvvetli bir cephe gerisi oluştu. Böylelikle Kurtuluş Savaşı’mızın muvaffakiyet şartları da oluştu.
Bu olayı, Yunus Nadi ve Falih Rıfkı Atay şöyle anlatacaktır:
“Türk’ün Çanakkale’de dayanan süngüsü dünyayı değiştiren bir manivela olmuştur. Böylelikle Çarlık Rusya’sını yıktık, Rus Devrimi’ni mümkün kıldık. Biraz da bizim tesirimizle gerçekleşen Rus Devrimi’nin büyük sonuçları içinde bizi şad eden büyük olaylar olmaktadır.”
“Eğer Lenin, Çarlığı yıkmasaydı ve Rusya zafer gününe erişmeseydi, İstanbul Rus olacaktı. İnsanın sanki bir İstanbul köşesine Lenin’in büstünü koysak mı diyeceği gelir.”
Öte yandan Mustafa Kemal’in Devrimci Türkiye’si, Sovyet Rusya’nın kuşatılması planını bozuyor ve Devrimci Rusya’nın ayakta kalmasını sağlıyordu.
Çanakkale Zaferi-Ekim Devrimi-Kurtuluş Savaşı denklemi, Türk-Sovyet ittifakının temeline işaret eder ve her iki devrimci ülke de bu temel üzerinden birbiriyle bağlantı kurmaya çalışır.
– Amiral Webb’den Lord Curson’a: “Bolşevikler medeniyet ile savaşta Türk milliyetçileri ile işbirliği yapıyorlar.”
-Mehmet Akif Ersoy: “‘Medeniyet!’ dediğin tek dişi kalmış canavar!”
-Mustafa Kemal Atatürk: “Türk-Sovyet dostluğu Misakı Milli’nin bir kesimidir.”