Boğaziçi Üniversitesi’nde 2 Ocak 2021’de Prof. Dr. Melih Bulu’nun Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Lideri Recep Tayyip Erdoğan tarafından rektör olarak atanmasıyla başlayan protestolar, Bulu’nun misyondan alınmasının akabinde da devam ediyor. Direnişin 635. gününde Boğaziçili akademisyenler bir ortaya gelerek rektörlük binasına sırtlarını döndüler.
Direnişin 635. günde 85 sayılı bülten yayınlandı. Açıklamada, öğrenci ve eğitimcilerin barınma problemlerine değinilirken, “Gayrimeşru idarenin demokratik olmayan uygulamaların hiçbirini kabul etmediğimizi, prensiplerimizden vazgeçmeyeceğimizi söylüyoruz.” denildi.
Yayınlanan bülten şöyle:
Akademisyenler daha sonra şu açıklamayı yaptı:
“Bugün 30 Eylül Cuma. Nöbetimizin 429., direnişimizin 635. günündeyiz. Sizlere basının hala alınmadığı, etrafında polisin ağır silahlarla devriye gezdiği, her köşesinin kameralarla, özel güvenlik güçleri ve sivil polislerce denetlenmeye çalışıldığı, girişlerine yüksek demir parmaklıkların yerleştirildiği kampüsümüzden sesleniyoruz.
Endişe verici boyutlara ulaşan barınma ve ulaşım sıkıntısının en ağır yaşandığı ünitelerin başında Yabancı Lisanlar Yüksek Okulu geliyor. Özverili çalışanları sayesinde öğrencilere kısa müddette sağladığı lisan yetkinliğiyle üniversitemizde eğitimin temel taşı olan bu ünite şu anda bir yerleşkeden mahrum; öğrencilerinin birçoğu yurtsuz ve hocaları da evsiz durumda. Tüm bu problemler tahlil beklerken, geçen hafta, Naci İnci idaresinin daha evvel atadığı YADYOK müdürünün istifa ettiğini ve o vazifeye Atatürk Enstitüsü’ne usulsüzce atanmış olan Sevtap Demirci’nin getirildiğini öğrendik. Böylelikle iki üniteden birden sorumlu olacak yeni YADYOK müdürü de kayyım tertibinin çok unvanlı, tekrarlanmış imzalı yöneticiler kafilesine dahil edilmiş oldu.
Yakın vakitte Boğaziçi Üniversitesi’nin Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Tahlilleri Ağı’na eklemlenmesi konusunda faal olarak katkı sunmuş iki akademisyenimiz aldıkları resmi bir bildirimle bu kuruluştaki üyeliklerinin rektörlükçe sonlandırıldığını öğrenmişti. Sonrasında rektörlük tarafından Sürdürülebilir Kalkınma Tahlilleri Ağı çerçevesinde 29 Eylül’de gerçekleştirilen “Küresel Memnunluk ve Esenlik” başlıklı panelin duyurusu bir gün evvel tüm öğretim üyelerine yollandı. Lakin panel günü rezervasyon yaptırarak aktifliğe Zoom üzerinden bağlanmak isteyen hocalarımızın iştirak talebi aktiflik yöneticisi tarafından reddedildi. Bu abes ve kaba tavırla karşılaşan Boğaziçi Üniversitesi akademisyenleri Naci İnci idaresine soruyor: Panele alınmayacakları kararlaştırıldıysa hocalara neden açık duyuru yaptınız? Panele sadece kimi hocalar alınmadıysa bu karar kim tarafından, hangi münasebetlerle alındı? Mezuniyet merasimini bile yüz yüze ve tam iştirakle gerçekleştiremeyen sizler, artık üniversite hocalarıyla akademik etkinliklerde yüzleşmekten de mi kaçınıyorsunuz?
Kurumdaki yalnızlığı ve acizliğini medya ataklarıyla gizlemeye çalışan, Boğaziçi Üniversitesinin ismini kullanarak global alanda kendine meşruiyet devşirmeye çalışan Naci İnci idaresinin sorularımıza açık ve dürüst cevaplar vermesini bekliyoruz. Bu vesile ile tüm ulusal ve memleketler arası üniversite topluluğundan, bu üniversite idaresinin kendilerini legalleştirmeye yönelik uğraşlarını göz önünde bulundurarak, onlarla iş birliğinden kaçınmalarını bekliyoruz.
Yirmi bir aydır sürdürdüğümüz uğraşın devamlı etkinliklerden biri olan açık derslerin bu dönemki birinci toplantısı bu hafta Güney Meydanda gerçekleştirildi. SÖZ-101’de bu Çarşamba, dersleri engellenen emekli ve yarı vakitli hocalarımız kelam alarak veremedikleri derslerin içeriklerini bizlerle paylaştı. Hukuksuzca yerleşkelere alınmayan ve dersleri engellenen öbür hocalarımızın görüntü sunumları da aktiflik kapsamında direniş web sitesine eklendi. Kampüslerimizde akademik, toplumsal ve kültürel alışverişlere özgürce alan açan öteki tüm etkinlikler üzere SÖZ-101 dersleri de hocalarımızın iştirakiyle devir boyunca devam edecek.
Üniversitedeki gayrimeşru uygulamalar bir an evvel sona ermelidir. Üniversitemizdeki tüm fakülte dekanları, enstitü müdürleri ve yüksek okul müdürü seçimle vazifeye gelmeli ve seçilmiş konseylerle denetlenebilmelidir. Şeffaf ve demokratik yollardan belirlediğimiz ve haksızca işlerine son verilen dekanlarımız ve enstitü müdürümüz bir an evvel vazifelerine iade edilmelidir. Atama ve yükseltme kriterleri hiçe sayılarak, kısım, fakülte ve enstitülerin onayı alınmadan, zirveden inme kararlarla yapılan tüm atamalar gayrimeşrudur, geri alınmalıdır. İşlevsizleştirilen Boğaziçi Üniversitesi Yayınevi ve Cinsel Tacizi Tedbire Koordinatörlüğü işinin ehli çalışanlarıyla birlikte bir an evvel tekrar aktif hâle getirilmelidir. Gayrimeşru idare tarafından gerekçesiz formda el konulan İstanbul Matematiksel Bilimler Merkezi binası eski fonksiyonuna kavuşturulmalı, tekrar araştırmacıların kullanımına sunulmalıdır. Naci İnci ve idaresi ile bugüne kadar hukuksuzca takımlaşmış tüm isimlerin istifasını talep ediyoruz. Fakülte ve kısım kararları yok sayılarak işine son verilen ve dersleri iptal edilen meslektaşlarımızın haksızca uzaklaştırıldıkları işlerine iade edilmelerini, ayrıyeten öğrencilerimiz, akademik ve idari işçimiz hakkında mesnetsiz münasebetlerle açılmış tüm disiplin soruşturmalarının geri alınmasını bir sefer daha talep ediyoruz. Üniversitemizi yılmadan ve kararlılıkla savunmaya devam edeceğiz.
Bizler her iş günü her öğle bu meydanda toplanıyor, rektörlüğe sırtımızı dönüyor, gayrimeşru idarenin demokratik olmayan uygulamaların hiçbirini kabul etmediğimizi, unsurlarımızdan vazgeçmeyeceğimizi söylüyoruz. Kamuoyuna prensiplerimizin ardında olduğumuzu, insan haklarına, bilimsel kanıya saygılı, demokratik bir üniversite ortamı kurulana kadar bu direnişten vazgeçmeyeceğimizi yine ve birinci günkü kararlılığımızla duyurur, bu çabayı öğrencilerimize, mezunlarımıza, tüm topluma olan borcumuz olarak gördüğümüzü tabir etmek isteriz.
Türkiye’de özgür, özerk, demokratik ve iştirakçi unsurlara dayalı bir üniversite ideali gerçekleşene kadar,
Kabul Etmiyoruz, Vazgeçmiyoruz.”
2022-09-30 Boğaziçi Üniversitesi Akademisyenleri Nöbeti no. 429 – Haftalık Açıklama (Bülten No. 85) from Can Candan on Vimeo.