Böbreğini Satmak İsteyen Kişiye Twitter’dan Ulaştılar: Organ Ticareti Şebekesine 15 Yıla Kadar Hapis İstemi

Yurt dışından organ alıcısı ve vericisi yabancı asıllı şahısları getirip, akraba üzere göstererek para karşılığında organ ticareti yaptıkları sav edilen çeteye dava açıldı. 12 sanık hakkında 15 yıla kadar mahpus cezası istendi.

İstanbul’da faaliyet gösteren özel bir hastanenin kayıtlarında ihbar üzerine yapılan incelemelerde, yabancı asıllı bireylere uydurma evrak ile organ nakli yapıldığı ortaya çıktı. Bireylerin ortacılar vasıtasıyla kendilerini ‘karı-koca’ yahut ‘ağabey-kardeş’ olarak gösterdikleri belirlendi. Polisin yaptığı çalışma sonucunda kabahat işlemek maksadıyla kurulan örgüt tarafından Türkiye’de organ ticareti hatasının işlendiği, örgüt başkanının Ürdün asıllı Mahmoud Mohammad Hasan Abu Zaid olduğu, örgüt yöneticilerinin ise Ürdün asıllı Mohammad Thabet Hasan Barakat, Suriye asıllı Muaviye Begmişlioğlu ve Uğur Avcı isimli Türk vatandaşı olduğu tespit edildi. Örgüt üyeleri ve organ alıcı ve vericileri, 30 Eylül 2022’de düzenlenen operasyonla yakalandı. Şüphelilerden 10’u tutuklandı. Gaziosmanpaşa Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen soruşturma sonucunda 12 sanık hakkında iddianame hazırlandı.

İddianameye nazaran, kuşkulu Mahmoud Mohammad Hasan Abu Zaid yurt dışı irtibatlarını kullanarak böbrek hastası olan ve böbrek vericisi şahısları ülkemize getirtti. Zaid, birbirlerini tanımayan alıcı ve vericileri olan şahısları de Esenyurt’ta bir konutta konaklamalarını sağladı, bu şahısları hastanede de eş yahut kardeş halinde akraba olarak gösterdi.

Şüpheli Mahmoud Mohammad Hasan Abu Zaid, Ürdün asıllı Hamzeh Hashım Alsrouji ile böbreğini vermesi için 12 bin dolara anlaştı. Uçak biletini alıp İstanbul’a getirterek Esenyurt’taki bir meskene yerleştirdi ve 2-3 günde bir bu şüpheliye 1-2 bin lira para verdi. Kuşkulu Zaid’in, Salım Alı Salım Qatoob Al Amrı ve kardeşi olan böbrek hastası Asma ile nakil için 60 bin dolara anlaştı. Asma’nın kardeşi ve kocasıyla İstanbul’a geldikten sonra öteki şüpheliler tarafından karşılandı. 

Esenyurt’taki konuta yerleştirilen böbrek hastasının ailesinden 35 bin dolar elden Zaid’e verildi. Fakat geri kalan 25 bin dolar polisin operasyonunda ele geçirildi. Özel hastaneye nakil için kardeş olarak Asma Al Amrı ve Salım Al Amrı resmi müracaat yaptı, ancak Salım Amrı yerine Hashem Hamzeh’in hastaneye gelerek tıbbi analizleri ve doku örneklerini verdi.

Şüpheli Mahmoud Mohammad Hasan Abu Zaid, Tunus asıllı kuşkulu Khouloud Mızounı Naffetı ile diğerine böbrek vermesi konusunda 11 bin dolara anlaştı. Filistin asıllı alıcı kuşkulu Yousef Albaradeliya ile de organ nakli ve tedavisi için 50 bin dolara anlaştı. Bu iki şüphelinin hastanede karı-koca manzarası altında hastaneye yatışı yapıldı. Bir öteki olayda da kuşkulu Zaid’in Twitter üzerinden Ürdün asıllı böbreğini satmak isteyen Abdelhadı Abıdrabbu Salman Barakeh ile 12 bin dolara anlaştığı, lakin Esenyurt’ta öteki şüphelilerin yerleştirildiği meskende polis tarafından yakalandığı iddianamede yer aldı.

İddianamede, şüpheliler Mahmoud Mohammad Hasan Abu Zaid, Mohammad Thabet Hasan Barakat, Muaviye Begmişlioğlu, Uğur Avcı, Tarıq Saıd Ali Qatoob Al Amrı, Salım Alı Salım Qatoob Al Amrı, Anwar F A Alqaddı, Hashem Hamzeh Hashım Alsroujı, Khouloud Mızounı Naffetınızounı Naffetı, Abdelhadı Abıdrabbu Salman Barakeh ile tutuksuz şüpheliler Yousef I A Albaradeıya, Asma Alo Salım Qatoob Al Amrı hakkında ‘Geçerli istek olmaksızın organ alıp-satmaya teşebbüs’ cürmünden 6 yıl 3’er aydan 15’er yıla kadar mahpusları istendi.

Dava belgesinin gönderildiği Gaziosmanpaşa 15. Asliye Ceza Mahkemesi sanıkların planlı ve organize biçimde ve süreklilik içerisinde organ ve doku ticareti cürmünü örgütlü formda işledikleri gerekçesiyle evraka misyonsuzluk kararı verdi. Kararda, sanık Mahmoud Mohammad Hasan Abu Zaid’in diğerine böbreğini verme konusunda şahıslarla para karşılığı anlaştığı, uçak bileti alarak İstanbul’a getirttiği, sanık Mohammad Thabet Hasan Barakat’ın ise organ nakli için getirilen şahısların günlük muhtaçlıklarını karşıladığı, Muaviye Begmişlioğlu’nun tercümanlık işlerini yaptığı, kuşkulu Uğur Avcı’nın da yanlarında bulunarak sürücülük işlerini yaptığı anlatıldı. 

Sanıkların aksiyon kastıyla birlikte ve hiyerarşi içinde hareket ettikleri söz edilen kararda, tutuklamanın örgütten yapıldığı ve sanıklar ortasında altlık-üstlük münasebeti bulunduğu gerekçesiyle evraka bakmakla yükümlü olan mahkemenin ağır ceza mahkemesi olduğu kaydedildi. Belge, İstanbul Ağır Ceza Mahkemesine gönderildi. Lakin İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi de evrakın asliye cezada görülmesi gerektiği gerekçesiyle misyonsuzluk kararı verdi. Mahkemeler ortasındaki uyuşmazlığın çözülmesi için evrak, istinaf mahkemesine gönderildi.