Armağan Çağlayan’ın programında ‘Başörtülü psikolog, başörtülü psikiyatrist, başörtülü PDR uzmanı olması meslek etiğine alışılmamıştır. Nötr olamazlar.’ tabirlerini kullandığı için reaksiyon çeken Prof. Dr. Üstün Dökmen günler sonra birinci kere konuştu. Cumhuriyet’e konuşan Dökmen, yansılarla ilgili açıklama yaptı.
Kaynak: https://www.cumhuriyet.com.tr/siyaset…
Geçtiğimiz günlerde Prof. Dr. Üstün Dökmen, Armağan Çağlayan’ın YouTube’ta yayınladığı “Zor Fakat Yeniden De Sor” programına katılmıştı ve reaksiyon çeken birtakım açıklamalara imza atmıştı.
Dökmen, ‘Başörtülü psikolog, başörtülü psikiyatrist, başörtülü PDR uzmanı olması meslek etiğine terstir. Nötr olamazlar.’ tabirleri toplumsal medyada büyük yankı uyandırmıştı.
Dökmen, ‘Eczacı, mimar, inşaat mühendisi başörtülü, tesettürlü olabilir. Söylediğim motamot şu, bir eczacı başörtülü olabilir, mimar olabilir, Milli Eğitim izin verdiği için öğretmen olabilir, hakim ve savcı benim alanım değil karışmıyorum. Ancak başörtülü psikolog, başörtülü psikiyatrist, başörtülü PDR uzmanı olması meslek etiğine karşıttır. Nötr olamazlar‘ demişti.
Günler sonra ise Üstün Dökmen Cumhuriyet’e konuşarak bahisle ilgili açıklama yaptı. Dökmen, “Açıklamalarım dini ya da siyasi değil. Burada bir yanlılık, olayları siyasi hedefle çarpıtarak nemalanma isteği var. Ben asla ‘Başörtülü ruh sıhhati uzmanları çalışmasınlar, işlerini bıraksınlar’ demedim.” dedi.
“Durumu mesleksel açıdan, kuramsal olarak irdeledim, siyasi yahut dini simge kullanan uzmanlarla onlara başvuranlar ortasında sağlıklı bir terapötik alaka kurulamayacağını ileri sürdüm. Bence bir bayan dini inançları gereği başını örtmek isteyebilir, bu onun hakkıdır. Lakin ruh sıhhati alanında değil öteki alanlarda çalışmalıdır.” sözlerini kullandı.
“Bir psikolog, ruhsal danışman yahut bir psikiyatrist üzerinde dini ya da siyasi simge taşırsa, mesleğinin kendisinden beklediği nötr tutumu sergileyemez” kelamlarını ekledi.
Ayrıca Dökmen, “Bu sorun yalnızca başörtüsü için geçerli değildir. Ruh sıhhati uzmanları, müracaat ya da terapi ortamlarında haç da takamazlar. Atatürk rozeti yahut bir futbol grubu amblemi de takmamalıdırlar, bayan uzmanlar sade bir kıyafet giymelidirler.” dedi.
“Benim Atatürk sevgim aşikârdır, fakat geçmişte müşavere odama Atatürk resmi asmamışımdır. Zira bana gelen danışan Atatürk’ü sevmeyebilir. Benim danışanıma olan hürmetim, Atatürk’e olan şahsî sevgimden üstündür.” kelamlarıyla bahse açıklık getirdi.
