Başakşehir ile Galatasaray, Spor Toto Muhteşem Lig’in 14. haftasında bugün oynayacakları maçla birlikte 29. kere karşı karşıya gelecek. İki takım ortasında daha evvel oynanan 28 maçta Sarı-kırmızılıların 13-7 galibiyet üstünlüğü bulunuyor.
Ligde geride kalan haftalarda Sarı-kırmızılılar, 7 galibiyet, 3 beraberlik ve 2 yenilgiyle aldığı 24 puanla ve averajla haftaya 3. sırada girdi. Turuncu-lacivertliler ise 7 galibiyet, 3 beraberlik ve 2 yenilgi sonucunda topladığı 24 puanla 2. sırada bulunuyor.
Süper Lig’de son iki maçından galip ayrılan Galatasaray, Başakşehir müsabakasıyla çıkışını sürdürmek istiyor. Sarı-kırmızılılar, turuncu-lacivertlileri mağlup ederek, sıralamada rakibinin de üstüne çıkıp, Dünya Kupası ortasına ikinci sırada girme peşinde.
OKAN BURUK, ŞAMPİYON YAPTIĞI ESKİ GRUBUNA KARŞI
Galatasaray Teknik Yöneticisi Okan Buruk, bugün oynayacakları maçla Muhteşem Lig’de şampiyonluk yaşadığı Başakşehir’e karşı birinci sefer rakip olacak. 2019 yılı yazında turuncu-lacivertlilerin başına geçen Buruk, o dönem şampiyonluğa ulaştı. Başakşehir, Okan Buruk devrinde UEFA Şampiyonlar Ligi’nde de birinci sefer gayret etti. Başarılı teknik adam, 2020-2021 döneminde ekipten ayrılmıştı.
EMRE BELÖZOĞLU VE OKAN BURUK BİRİNCİ KEZ
Galatasaray Teknik Yöneticisi Okan Buruk ile Başakşehir Teknik Yöneticisi Emre Belözoğlu, antrenörlük mesleğinde birinci kere karşılaşacak. Futbolculuk mesleklerinde kadro arkadaşlığı yapan Okan Buruk ile Emre Belözoğlu, Galatasaray altyapısında yetişmişti. 2000-2001 dönemine kadar sarı-kırmızılılarda forma giyen ve UEFA Avrupa Kupası dahil burada birçok muvaffakiyetler kazanan Buruk ve Belözoğlu, 2001-2002 döneminde da İtalya’nın esaslı kulüplerinden Inter’e transfer olmuştu.
UĞUR MELEKE: BU MAÇIN MUKADDERATINI BİRİNCİ GOL BELİRLER
Hürriyet muharriri Uğur Meleke, Başakşehir – Galatasaray maçı öncesi dikkat çeken bir yazı kaleme aldı.
Başakşehir ligin en az gol yiyen kadrosu. Çok konum üretemese de 1-0’ı bulduğu tüm maçları kazanan bir verimlilik abidesi. G.Saray’sa Başakşehir’in tersine yüzde 9,5 gole çevirme oranıyla ligin tabanında, çok verimsiz. Lakin Buruk’un grubu coşkuyla başlıyor, daima üretiyor, geriye düşse bile vazgeçmiyor.
Türkiye’de son 30 yılda düşülen meşhur yanılgılardan biri, bir büyük ekibin tek cephede savaşmasının avantaj olduğu niyeti. Halbuki bir büyük ekibin 25-30 kişilik geniş takımının her bir üyesinden azamî randımanı alması ve rekabet yaratabilmesi için birden fazla cepheye muhtaçlığı vardır. Örneğin bu ülkede geçmişte birtakım büyük kadro yöneticileri Türkiye Kupası’nı gereksiz bulmuş, istememişlerdir. Lakin lig tarihinde tepeye giden birçok ekibin Türkiye Kupası’ndan fevkalâde faydalandığı örnekler mevcuttur.
DÖNÜM MAÇI KASTAMONU
G.Saray için de bu dönemin kırılma maçının 19 Ekim’deki Kastamonu karşılaşmasının olduğunu düşünüyorum ben. O gün bu köşede bu fikrimi lisana getirdiğimde bir tepki görmüş, üçüncü küme grubuna 7 gol atılan bir maçın nasıl bir yarar sağladığını anlamadıklarını söylemişlerdi kamuoyunun bir kısmı. G.Saray’ın son 25 günlük performansına bakıldığında o maçın tesiri seziliyor net bir biçimde.
KOŞULSUZ FORMA GARANTİSİ G.SARAY’A ÇOK ZİYAN VERDİ
Sarı kırmızılı ekibin dönem başı yaptığı planlama, Kerem-Yunus’a adeta şartsız forma garantisi manasına geliyordu. OKAN BURUK birinci iki ay boyunca 11’e koyacağı farklı yerli oyuncu bulamıyor, Kerem-Yunus berbat de oynasalar forma garantisiyle alana çıkmaya devam ediyorlardı. Hayatta alternatifin kadar uygunsun. Messi ya da Ronaldinho değilsen, forma rekabetine gereksinim var.
OTOMATİK FORMALAR İKİSİNE DE YETERLİ GELMEDİ
Bu otomatik formalar iki oyuncuya yeterli gelmedi. Geçen sezonki performanslarını yakalayamadılar ve birkaç hafta boyunca katkıdan çok ziyan verdiler gruplarına. Fakat Türkiye Kupası’nın da katkısıyla Okan Hoca, Rashica ve Barış’ı kattı rotasyona sırayla. Onları Rezerv Lig’de ciddiyetiyle dikkat çeken Emre Taşdemir izledi. Ve Galatasaray son 25 günde Kastamonu, Karagümrük, Beşiktaş, Ofspor maçları ve Alanyaspor birinci yarısında oynadığı düzgün futbolla bir ritim yakaladı. Başakşehir önüne de bu ritmin ve Beşiktaş karşısında oynanan üstün oyunun moraliyle çıkıyorlar.
GALATASARAY TEKRAR SÜRATLİ BAŞLAR
G.Saray, Beşiktaş maçına yüksek viteste başlamış, birinci 20 dakikada topla %68 oynamış, 5 korner atmıştı. Muhtemelen Başakşehir deplasmanında da bunu deneyecekler. G.Saray, ligin rakip yarı alanda en fazla isabetli pas yapan 20 oyuncusundan üçüne (Nelsson, Torreira ve Oliveira) sahip. Oliveira attığı 29 şut pası ile bu kategoride lig ikincisi. Mertens de derbide kadrosunun en tesirli oyuncusuydu; Cenk ve Rosier’den kazandığı toplarla iki hamle yarattı. G.Saray’ın yeniden süratli başlayıp, orta alanda fark yaratıp erken gol bulma eforu içinde olması beklenebilir.
BAŞAKŞEHİR BİRİNCİ YARILARDA YALNIZCA 2 GOL YEDİ
Başakşehir, maçlara uygun başlayan, birinci 45’lerde kolay gol yemeyen, üstelik birinci sayıyı bulursa da geri dönüşe müsaade vermeyen bir takım. 12 maçta birinci yarılarda toplam 540 dakikada kalelerinde sadece 2 gol görmüşler. 12 karşılaşmanın 7’sinde 1-0 öne geçmişler. Ve hepsini kazanmışlar. Yani Başakşehir’e karşı galip gelmek isteyen kadronun birinci golü bulması gerekiyor üzere.
EN YÜKSEK İSABETLE PAS YAPAN TAKIM
EMRE BELÖZOĞLU’nun talebeleri ligin en yüksek pas isabetine sahip grubu. Bunu da genelde geriden pasla çıkarak başarıyorlar. Ndayishimiye stoper oynadığında da, ön libero oynadığında da pas operasyonunun merkezi. Yalnız Emre Hoca orta alanda yalnızca ondan değil, Aleksic, Berkay, Biglia ve Mahmut’tan da güzel randıman aldı. Onların yokluğunda Ömer Ali’yi de merkezde kıymetlendirdi.
G.SARAY DERBİDEKİ TAKTİĞİ UYGULAYABİLİR
Ve geriden çoğunlukla kısa pasla çıkma oyunundan taviz vermemeye çaba etti. Lakin tahminen de dönem başından beri birinci defa bu oyunun bedelini Hatay’a karşı ödediler; Ömer Ali ve Volkan Babacan’ın birer yanılgısıyla iki gol buldu konut sahibi takım. Beşiktaş’a karşı önde kalabalık pres yapan G.Saray, bunu Başakşehir’e karşı da deneyebilir.