Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda “Ülkemize yönelik bir kara para soruşturması açılması ya da ülkemizin FATF kara listesine alınması mutlaka kelam konusu değildir” tabirlerini kullandı.
Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, son periyotta öne çıkan Türkiye’ye yönelik kara para soruşturması tartışmalarıyla ilgili bir açıklama yaptı.
Bakan Nebati, Twitter hesabından yaptığı açıklamada şu tabirleri kullandı: “Hazine ve Maliye Bakanlığı olarak tüm birimlerimizle, kara para aklayıcılarına, terörizmi finanse edenlere ve her türlü hata örgütlerine karşı çabamız dün olduğu üzere bugün de kararlılıkla devam etmektedir.
Öncelikle bugüne kadar yürürlüğe konulan varlık barışı düzenlemeleri, net kusur ve noksan konusunda Mali Hareket Misyon Gücü (FATF) tarafından ülkemize yönelik olarak yapılmış rastgele bir tenkit bulunmamaktadır.
FATF tarafından Ekim 2022’de yayımlanan basın bildirisinde ülkemizin bahis ile ilgili ek ve olumlu adımlar attığı açıkça kabul edilmiştir.
Bildiride, Türkiye’nin kara para aklama ve terörizmin finansmanı sistematiğini geliştirme konusunda yüksek düzeyde bir siyasi taahhütte bulunduğu ve bu istikamette ek adımlar attığı tabir edilmiştir.
Bildiride, ülkemizin bu hatalarla çabada öbür konulara ek olarak insan kaynağını güçlendirdiği ve iç dondurma kararlarını ülkemizin risk profili ile uyumlu bir halde kullandığı belirtilmiştir.
Ayrıca ülkemizin, özel değer atfedilen ve “Big 6” olarak tabir edilen FATF standartlarının tamamına geniş ölçüde uyumlu olduğu değerlendirilmiştir.
Ülkemize yönelik memleketler arası kara para soruşturması açılacağına ait gerçek dışı tezler mesnetsiz olduğu kadar Türkiye Cumhuriyetinin prestijini da zedeleyici niteliktedir. Ülkemize yönelik bir kara para soruşturması açılması ya da ülkemizin FATF kara listesine alınması mutlaka kelam konusu değildir.
Bir siyasi parti temsilcisinin hazırladığı ve adeta terör örgütlerinin basın bültenini andıran ısmarlama rapor, ülkemizin terörle her alanda gayretinden ve bu gayretlerden elde edilen başarılardan duyulan rahatsızlığın bir tezahürü olarak değerlendirilmelidir.
Ülkemizin tüm paydaş kuruluşları bu kapsamdaki çalışmalarını eşgüdüm içerisinde sürdürmektedir.“