Bakan Dönmez, sürdürülebilir kalkınma maksatları doğrultusunda en çok adres gösterilen dallardan birinin güç olduğunu belirten Dönmez, Türkiye’nin son yıllarda yakaladığı istikrarlı büyümede güç kesiminin kıymetli bir hisseye sahip olduğunu söyledi.
Küresel sera gazı emisyonlarının yüzde 70’inden sorumlu güç bölümünün bir dönüşüm içinde olduğunun altını çizen Dönmez, “Bizler de güç kesimimizin karbon ayak izinin düşürülmesi için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu çalışmalarımızın temel odağında bütün dallarda güç verimliliğinin ve yenilenebilir güç kullanımının azami seviyede yaygınlaştırılması yatıyor. Son 20 yılda güç yoğunluğumuzu yüzde 25 azalttık. Yenilenebilir güç hissemizi yüzde 54’e çıkardık. Yenilenebilir kaynaklardan elektrik üretimi ve güç verimliliği sayesinde yıllık 90 milyon ton sera gazı emisyonunu engelledik.” diye konuştu.
Makro seviyede devam eden bu çalışmaların mikro seviyelere de indirilerek her kurumun sürecin bir modülü olmasını istediklerini söyleyen Dönmez, “Bugün imzalayacağımız protokolle üniversitelerimiz, başlattığımız bu yeşil dönüşümün bir kesimi olacak. Bu kapsamda yenilenebilir güç ve güç verimliliği alanlarında farkındalık oluşturacak eğitim çalışmalarına başlayacağız. Mevcutta yürütülen ve geliştirilecek güç projeleri için üniversitelerimizle ortak hareket edeceğiz. Üniversitelerimize güç tüketimleri ve emisyonlarını azaltmalarında dayanak olacağız.” sözlerini kullandı.
Kamu binalarında yüzde 15 tasarruf hedefi
Bakan Dönmez, 2053 net sıfır gayeleri çerçevesinde karbon ayak izinin azaltılmasında güç verimliliği ve yenilenebilir gücün başat aktörler olacağına işaret ederek “Enerji Verimliliği Kanunu’na istinaden kamu binalarımız için 2023’e kadar yüzde 15 güç tasarrufu amacı belirlemiştik. Bu kapsamda 86 üniversitemize ilişkin 311 yerleşkenin, 156 bin TEP (ton eş kıymet petrol) elektrik ve 225 bin TEP yakıt tüketimine sahip olduğunu tespit ettik.” diye konuştu.
AB Dayanaklı Belediyeler ve Üniversiteler İçin Yenilenebilir Güç ve Güç Verimliliği Teknik Dayanak Projesi (YEVDES) ile 34 üniversiteye güç verimliliği etüdü, 40 üniversiteye ise yenilenebilir güç fizibilite çalışması yapıldığını anlatan Dönmez, yapılan güç verimliliği etütlerinde 103 milyon lira yatırımla yıllık 46 milyon liralık tasarruf sağlanabileceğini tespit ettiklerini bildirdi.
Üniversitelerden ve belediyelerden 799 işçiye güç verimliliği eğitimleri verdiklerini lisana getiren Dönmez, “Üniversitelerimizin 12 AR-GE projesine uzman dayanağı sağladık. Ayrıyeten 6 adet AR-GE projesi için de 40 çalışana yurt dışı saha ziyareti takviyesi verdik. Etraf, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığımız uhdesinde KABEV ismini verdiğimiz Kamu Binalarında Güç Verimliliği Projesi’ni başlattık. Bu projemizle 500 ila 700 kamu binasını güç verimliliği gerekliliklerine nazaran yenileyeceğiz. Bugüne kadar bir üniversitemizin uygunlaştırma süreçleri tamamlandı. 12 üniversitemizin süreci ise devam ediyor.” dedi.
Enerji verimliliği yatırımlarının elde edilen tasarruflarla ödenmesini sağlayan Güç Performans Mukavelelerini hayata geçirdiklerini anımsatan Dönmez, üniversitelere güç yöneticisi eğitimi ve etüt proje eğitimi düzenleyebilmeleri ve şirketleri yetkilendirebilmeleri için bakanlık tarafından yetki evrakı verildiğini tabir etti.
“Elektriğin yaklaşık üçte biri hanelerde tüketiliyor”
Bakan Dönmez, Türkiye’de üretilen elektriğin yaklaşık üçte birinin hanelerde tüketildiğini ve yapılan araştırmalara nazaran Türkiye’deki yapı stokunun değerli bir kısmının yalıtımsız olduğunu belirtti.
Hanelerde güç verimliliğinin artırılması için birinci maksatlarının yalıtımlı konut sayısını artırmak olduğunu vurgulayan Dönmez, konutlardaki ısıtma ve soğutmayı daha az güçle lakin daha yüksek verimlilikle sağlamış olacaklarını lisana getirdi.
Bu kapsamda daire başı 50 bin liraya kadar 60 ay vadeli 0,99 faiz oranıyla uygun kredi imkanı sunulduğunu hatırlatan Dönmez, şunları kaydetti:
“Enerji verimliliği en pak yerli ve ulusal kaynaktır. Güçte dışa bağımlılığımızı azaltmada değerli bir ögedir. Bugünün gücünü yarınlara, geleceğe taşımaktır. Gücün verimli ve şuurlu kullanılmasının genel bir toplumsal kültüre dönüşmesi için farklı paydaşlarla çeşitli kampanyalar düzenliyoruz. Bütün gayemiz sahip olduğumuz kaynakların verimli ve faal bir biçimde kullanımıyla hem ekonomimize katkı sağlamak hem de etrafımızı korumaktır.”