Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin (KKTC) Türk Devletleri Teşkilatı’nda gözlemci üyeliğinin eleştirilmesiyle ilgili olarak, “KKTC’nin bir yere gözlemci üye olabilmesi için diğerinden icazet alacak değiliz. AB’nin ne hakkı var ki Türk Devletleri Teşkilatı’na müdahale etsin. Ayrıyeten biz, ABD’den de icazet alacak değiliz. Türk yüzyılı, Türk baharı başladı” dedi.
Bakan Çavuşoğlu, Meksika Dışişleri Bakanı Marcelo Ebrard ile bakanlıkta bir ortaya geldi. Bakan Çavuşoğlu ile Ebrard görüşmenin akabinde ortak basın toplantısı düzenledi. Bakan Çavuşoğlu, görüşmeye ait, “İkili bağlarımız stratejik iştirak seviyesinde. Münasebetlerimizin her alanda daima gelişmesinden mutluyuz. İlgilerimizde önemli bir potansiyel var, bundan istifade etmek gerekiyor. 5 milyar dolarlık bir amacımız var, bu maksada ulaşmak, için biraz çaba sarf etmemiz lazım. Ticaretin önündeki mahzurları de kaldırmak lazım. Meksika Hür Ticaret Muahedesi müzakerelerini sürdürüyorduk. Özgür Ticaret Mutabakatının müzakerelerini tekrar canlandırma konusunda hemfikir kaldık. Türk dizilerinin Meksika’da çok tanınan hale gelmesiyle Türkiye’ye de, Türk lisanına de ilgi artıyor. Türkiye burslarından daha fazla Meksikalı öğrencinin faydalanmasını istek ediyoruz. Başta FETÖ olmak üzere terörle çabanın değerine de vurgu yaptım. Meksika, BM Güvenlik Konseyi’nin süreksiz üyelerinden biri. İçinden geçtiğimiz kritik süreçte Meksika üzere kıymetli bir ülkenin BM Güvenlik Kurulu’nda olması önemli” tabirlerini kullandı.
“Bazıları ‘Rusya’yı mı savunuyorsunuz’ diyor; hayır, savunmuyoruz”
Ortak açıklamanın akabinde basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Bakan Çavuşoğlu tahıl koridorunun 120 gün daha işleyecek olmasına dair, “Sayın Cumhurbaşkanımızın da açıkladığı üzere mühlet 120 gün uzatıldı. Rusya kısa bir müddet bu iş birliğini askıya aldığını duyurmuştu. Rusya tekrar iş birliğine döndüğünü açıkladı. Bu tahıl muahedesinin uzatılması epeydir gündemimizde. Burada bilhassa Rusya’nın tahıl ve gübre ihracatının önündeki pürüzlerin kaldırılması da masadaydı. Bu aslında İstanbul’da varılan mutabakatın bir kesimi. Her ne kadar eserler yaptırım listesinde olmasa da eserlerin ihracatının gerçekleşmesi için taşınması lazım, ödemelerin yapılması lazım. Tüm bu bahisler yaptırım kapsamında olduğu için bilhassa gübre konusunda bir ilerleme sağlanamadı. Biz bu süreçte BM ile temaslarımızı ağır bir halde sürdürdük. ABD ile öbür taraftan Avrupalı müttefiklerimiz ile ağır biçimde süreci yürüttük. Bilhassa Rus amonyağının Odesa’dan ve de birtakım Avrupa ülkelerinden ihracatı konusunda ağır temas yürütmemiz gerekiyordu. Sizinle kimi temaslarımızı paylaşıyoruz. O temaslarımızın sebepleri de buydu. Bu bahislerde değerli adımlar atıldı. Rusya da tatmin oldu; lakin pürüzlerin büsbütün kalkmadığını söylemek lazım. Bunu söyleyince kimileri ‘Rusya’yı mı savunuyorsunuz’ diyor. Hayır, Rusya’yı savunmuyoruz, sonuçta bu bir mutabakat. Ukrayna tahılının problemsiz biçimde gereksinim sahibi ülkelere gidebilmesi için Rusya’nın taleplerinin de muahedede olduğu üzere karşılanması gerektiğini söylüyoruz. Mutabakata herkesin uyması gerekiyor. Umarım 4 ay sonra tekrar uzatılır. Bu adımlar aslında itimat arttırıcı adımlardır. İnşallah bir daha uzatılmasına gerek kalmaz, ateşkes olur. Her şeyden evvel Polonyalı dostlarımıza geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz. Birinci incelemelere nazaran bir kaza yaşandığı anlaşılıyor. Sonuçta devam eden bir savaşın yansıması, kaza da olsa. Bir an evvel savaşın sonlandırılması her bakımdan önemli” diye konuştu.
“AB’nin ne hakkı var ki Türk Devletleri Teşkilatı’na müdahale etsin”
Bakan Çavuşoğlu, KKTC’nin Türk Devletleri Teşkilatı’nda gözlemci üyeliğinin AB ve ABD tarafından eleştirilmesine ait olarak, “KKTC’nin bir yere gözlemci üye olabilmesi için diğerinden icazet alacak değiliz. Reaksiyon gösteren AB’ye yanıtımız şudur; evvel dürüst olun, 2004 yılında Annan Planı’nı Rum tarafı reddettikten sonra Kıbrıs Türkleri üzerindeki kısıtlamaları kaldıracaklarına dair karar aldılar, bunu uygulayın. Karar aldı; lakin uygulamadı, 18 yıl evvel. Evvel kelamında dursunlar, dürüst olsunlar. AB’nin ne hakkı var ki Türk Devletleri Teşkilatı’na müdahale etsin. ABD’ye de bildirimiz şu; hem Türkiye-Yunanistan bağlarında hem de Kıbrıs konusunda dengeyi bozdunuz, kantarınızın ayarı bozuldu. İstikrarlı olun ve memleketler arası hukuktan bahsediyorsanız Yunanistan ve Rum kısmının ihlallerine bakın. Ayrıyeten biz ABD’den de icazet alacak değiliz. Türk yüzyılı, Türk baharı başladı. KKTC’nin Türk Devletleri Teşkilatına üye olması, bu manada bir filizin daha yükseldiğini söyleyebiliriz. Bilhassa AB’nin, Türk Devletleri Teşkilatı üyelerine baskı yaptığını, hatta tehdit ettiğini de gördük. Lakin şunu unutmasınlar artık ABD yahut AB kim olursa olsun, bu tıp tehditlere boyun eğmeyen bir Türk dünyası var. Türk dünyasının birliği bölgenin istikrarı bakımından, barış bakımından kıymetli. Gelin iş birliği yapalım, tehdidi bırakın, kabadayılığı bir kenarı bırakın, bunlar artık Türk dünyasında sökmüyor. Tehditleriniz de işe yaramadı, gereken adımlar atıldı, bu bir başlangıç. Adım adım dahası da gelecek” ifadelerini kullandı. (DHA)