Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, 13’üncü Büyükelçiler Konferansı’nın resmi açılış merasimi öncesi Ankara’da bakan yardımcıları Faruk Kaymakcı, Sedat Önal ve çok sayıda Türk büyükelçi ile birlikte Dışişleri Şehitliği’ni ziyaret etti.
Saygı duruşuyla başlayan merasimde konuşan Çavuşoğlu, “1973’ten bu yana terör örgütlerinin temsilciliklerimizi amaç alan ataklarında diplomatlarımız ile aile mensuplarından 41 şehit verdik. Her sabah bakanlığımızın girişinde aziz şehitlerimizin altın harflerle yazılı isimlerini görerek mesaimize başlıyoruz. Şehitlerimizin anılarını başta şehadet şerbetini içtikleri ülkelerde yaptırdığımız anıt ve plaketlerle her yıl düzenlediğimiz anma merasimleriyle yaşatıyoruz” dedi. Bakan Çavuşoğlu ve bakan yardımcıları, şehitler için dua edildikten sonra mezarlara karanfil bıraktı.
BÜYÜKELÇİLERLE ANITKABİR ZİYARETİ
Bakan Çavuşoğlu, daha sonra konferansa katılan Türk büyükelçilerle Anıtkabir’i ziyaret etti. Bakan Çavuşoğlu ve büyükelçiler, Atatürk’ün mozolesine çelenk bırakarak hürmet duruşunda bulundu. Daha sonra Anıtkabir Özel Defteri’ni imzalayan Çavuşoğlu, şunları kaydetti:
“Aziz Atatürk, 13’üncü Büyükelçiler Konferansı vesilesiyle büyükelçilerimizle birlikte tekrar huzurunuzdayız. Banisi olduğunuz Türkiye Cumhuriyeti 100’üncü yılına emin adımlarla yürüyor. 255 dış temsilciliğimizle ülkemizi muasır medeniyetler düzeyinin üzerine çıkarma maksadı için çalışıyoruz. Ulusal hak ve menfaatlerimizi, yurt dışındaki vatandaş ve soydaşlarımızın haklarını kararlılıkla muhafazaya devam edeceğiz. Teşebbüsçü dış siyasetimizle ‘Yurtta barış, dünyada barış’ unsurunuz ışığında bölgede ve dünyada barışa katkıda bulunuyoruz. İnsani dış siyasetiyle Türkiye, Cumhuriyetimizin 100’üncü yılında mazlum ve mağdurlara umut ışığı olmaya devam ediyor. Esaslı tarih ve medeniyetimizden aldığımız güçle dünyanın her yerinde üstün uğraşla çalışmaya devam edeceğiz. Bu his ve fikirlerle, aziz hatıranız önünde hürmetle eğiliyoruz. Vatan size minnettardır. Ruhunuz şad olsun.”
‘ERMENİSTAN’I UYARIYORUZ’
Anıtkabir ziyaretinin akabinde Çavuşoğlu, bu yıl ‘2023 ve Ötesinde Akil ve Müşfik Türk Diplomasisi’ temasıyla Ankara’daki bir otelde düzenlenen konferansa geçti. Konferasın açılış konuşmasını yapan Çavuşoğlu, dış siyasette yapılan çalışmaları anlatarak, “Mesala Ege’de ve Doğu Akdeniz’de, ‘Ne yaparsam yanıma kar kalır’ anlayışıyla yapılan hesapları bozduk. Haklarımızın gasbedilmesine seyirci kalsak, on yıllarca sürecek yeni çekişme ve hatta çatışma ortamı doğacaktı. Tesirli önlem aldık. Bölgede bize karşın iş yapılamayacağını göstermiş olduk. Mesela, Türkiye’nin ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin güç denklemlerinden dışlanmasına set çektik. Bize karşı kurulan oyunları sismik araştırma ve sondaj faaliyetlerimizle ve 2019 Libya anlaşmamızla bozduk. Kıta sahanlığımızın hudutlarını belirledik. Artık, bizi de içerecek alternatifler aranmaya başlandı. Ortaya koyduğumuz tekliflerle bu dinamiği somutlaştırmak için Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’yle birlikte harekete geçtik. Mesela, Karabağ’da barışın önündeki işgal pürüzü yıkılırken Türkiye doğrunun, haklının ve adaletin yanında yer aldı. ‘Donmuş ihtilaf’ tabirini sorguladık. Buzun erimesinin her an çatışma demek olduğunu hatırlattık. Çatışma başladığında kahraman Azerbaycan ordusunun işgal altındaki topraklarını kurtarmasını destekledik. Akabinde hızla bölgesel barış için eforlara yöneldik. Bu sayede bugün işgal altındaki toprakları, yerlerinden edilmiş bireyleri ve her an patlayacak çatışmayı değil, bölgesel barışı ve işbirliğini konuşuyoruz. Buradan Ermenistan’ı da yeni provokasyonlara girmemesi konusunda tekrar uyarıyoruz” dedi.
‘TEK BAŞIMIZA YAPTIKLARIMIZ AB İLE YAPSAK AYAKTA ALKIŞLANIRDI’
Çavuşoğlu, Ukrayna krizinin Türkiye’nin bedelini tekrar gözler önüne serdiğini söz ederek, “Her krizde Türkiye, yanında olmak isteyeceğiniz ülkedir. Tarihin akışı herkese, Türkiye’nin dostluğunun pahasını tekrar tekrar öğretir. Avrupa Birliği’nde (AB) ve geniş Avrupa’da barış, istikrar ve refahın korunması ve geliştirilmesinde Türkiye doğal ve güçlü bir ortaktır. Dış siyasette tek başımıza başardıklarımızı AB ile birlikte yapmış ve yapıyor olsaydık, AB tüm dünyada global bir aktör olarak ayakta alkışlanırdı. Gelin, evvel bunu kabul edelim. Bugün Avrupa Siyasi yahut Jeopolitik Topluluğu üzere formüllerde aranan angajman, esasen bizim açımızdan iştirak statüsü, Gümrük Birliği bağı ve AB üyelik müzakere süreciyle aslında tesis edilmiştir. Üyelik sürecimize gölge düşürecek tekliflere açık değiliz. Üyeliğimizi hızlandıracak ve ilgili siyaset alanlarında bize de yetki verecek bütünleşme adımlarına ise olumlu bakıyoruz. Birebir vakitte, Avrupa’nın AB ile kısıtlı olmayan gerçek hudutlarında; kapsamlı, içerikli, samimi, somut bir istişare ve iş birliği sisteminin hayata geçirilmesi muhtaçlığı da ortada” diye konuştu.
‘AVRUPA GÜVENLİĞİNİN TÜRKİYE’YE GEREKSİNİMİ VAR’
Çavuşoğlu, savaşın, AB ülkelerinin dünya gerçeklerine gözlerini yine açmasını sağladığını vurgulayarak, “Düzensiz göç krizi, güç krizi, güvenlik krizi, iklim krizi artık Avrupa’yı derinden sarsıyor. Güvenlik nefes üzeredir, ehemmiyetini lakin eksikliğini hissettiğinizde anlarsınız. Bu nedenle Avrupa güvenliğinin Türkiye’ye gereksinimi var. Türkiye’nin de Avrupa’nın bir kesimi olarak kıtanın güvenliğine katkı sunma sorumluluğu var. Zira Türkiye Avrupa’dır. Münasebetiyle, Avrupalı bir güç olarak kıtanın bu güç devrinde yine dikkatimizi Avrupa’ya veriyoruz. Kıtamızın buna muhtaçlığı var. Türkiye Avrupa’dır ile ‘Yeniden Asya’yı tıpkı stratejik vizyonun tamamlayıcı ögeleri olarak görüyoruz. Bu çerçevede, Tekrar Asya’nın hareket ve program yapısından Avrupa’da ve öbür coğrafyalarda nasıl yararlanabileceğimizi de değerlendireceğiz. Benzeri formda, 360 derece bakışla etrafımızdaki her bölgede ve küremizde sürdürülebilir kalkınma ve barış lisanı ile konuşulup, davranılmasını talep ediyoruz” sözlerini kullandı.