MHP Genel Lideri Devlet Bahçeli, ”Ülkücü Şehitleri Anma Günü” münasebetiyle Kızılcahamam’daki Ülkücü Şehitler Anıtı’nı ziyaret etti.
Kur’an-ı Kerim tilaveti ve duaların akabinde Bahçeli, anıta kırmızı karanfil bıraktı.
Bahçeli, burada yaptığı konuşmasına, ülkücü şehitlerin fani hayatın fazilet ve fedakarlık neferleri olduğunu, hiçbir dünyevi menfaate, çıkar hesabına, bayağı ve kolay hevese tamah ve tenezzül etmediklerini belirterek, “Çünkü onlar iliklerine kadar Türk-İslam mefkuresine inanmış gönül ve dava insanlarıydı. Zira onlar sevdalarını pazarlık konusu yapmayı akıllarının ucuna dahi getirmeyen fedai yüreklerdi. İkbal hırsıyla değil, istiklal heyecanıyla yanıp tutuşmuşlardı.” dedi.
Ülkücü şehitlerin vatan ve millet sevgisinin bedelini canlarıyla ödediklerini kaydeden Bahçeli, küçük insanların büyük davası olamayacağını, büyük davaların da küçülmüş, küçük sorunlara gömülmüş mensuplarından bahsedilemeyeceğini söyledi.
Bahçeli, “Sözde dün dava adamı olup da bugün eyyamcı ve entrikacı kesilenlerin ahlak ve aidiyet kanalları kuşkusuz tıkanmış, insaf, izan ve vicdan ölçüleri de bütünüyle tarumar olmuştur. Gölgeli geçmişlerini servet, şöhret ve mevki emellerine devşirmek için sıraya girenler ne şehitlerimizi bilenler ne de davamızın gururundan nasiplenen muhterislerdir.” diye konuştu.
“ŞEHİTLERİMİZİN İZİNDEYİZ, GAZİLERİMİZİN YANINDAYIZ”
Bir yanda terörle ittifak kurup öteki yanda milliyetçilik pozu verenlere, bir yanda eskide kalmış hüviyetlerini istismar edip öbür yanda zilletle sarmaş dolaş olanlara şehitlerin hesabının sorulacağını lisana getiren Bahçeli, şöyle devam etti:
“Artık her şey netleşmiştir, bâtın gizli hiçbir şey kalmamıştır. Biz şehitlerimizin izindeyiz, gazilerimizin yanındayız. Türk-İslam medeniyetinin ve Türkiye’nin yıkılmaz kalesiyiz. Sararmış ve kurumuş, birebir vakitte kısmından kopmuş menfaatperestler zalimlerin, zillet siyasetinin tabanındadır. Bu tablo gerçek olduğu kadar dokunaklıdır. Çakma milliyetçilerle, maskeli milliyetçilerle, Kandil Dağı’nı İlah Dağı’na reva gören mağara milliyetçileriyle, süreksiz milliyetçilerle, konjonktürel milliyetçilerle, vitrin süsü milliyetçilerle, vazo milliyetçileriyle, defolu milletseverlerle, milliyeti meçhul sipariş vatanperverlerle Türk milletinin işi olmaz, hiç kimse de maske takarak milletimizi aldatamaz.”
Devlet Bahçeli, ülkücü şehitlerin, milleti “tok esirler, aç hürler” ülkesinde yaşamaktan kurtardığını, yıkımın ve yozlaşmanın önünü kesmek için insanüstü bir adanmışlıkla zulme, zillete ve emperyalist senaryolara meydan okuduğunu söyledi.
Ülkücü şehitlerin, gönüllerinde millet sevgisi, yüreklerinde Allah aşkı, şuurlarında tükenmeyen sevdanın içten içe zahmetini çektiklerini lisana getiren Bahçeli, şunları kaydetti:
“Daha güçlü bir Türkiye, daha müreffeh bir millet, daha kudretli bir devlet maksadıyla her zorluğa katlanmışlardı. Onlar, al bayrağı namus bellediler, çıktılar yola. Bir iken beş oldular, beş iken beş bin. Zahmet çektiler, çaba ettiler, şehit düştüler, geri durmadılar. Yoruldular, dinlendiler, vuruldular, kahpe pusularla sınandılar lakin dönmediler. Son nefeslerinde bile vatan sağ olsun dediler. Katran dökülmüş gecelerde ayazları yendiler. Düşmediler, tökezlemediler, yılmadılar, yıkılmadılar. Bazen koştular, bazen güçleri tükendi koşar adım yürüdüler, bazen takat kalmadı yavaşça yürüdüler.”
MHP’nin hiç kimseye diyet borcunun olmadığını, neye inanırlarsa onu söylediklerini, ne görürlerse onu anlattıklarını belirten Bahçeli, MHP’nin gücünü mukaddesattan, inançlarından, unsurlarından ve Türk milletinden aldığını vurguladı.