Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA) Genel Lideri Ali Babacan bu akşam toplumsal medya hesabından Türkiye’nin Kredi Risk Primi’nin 900’e ulaşması ile ilgili olarak iktidarı bir sefer daha uyardı.
Babacan, “Bir aydır önlem için haykırıyorum. Bu konuşmayı yapmamın üzerinden bir ay geçti. Bugün CDS 900’e ulaştı! Bu işin latifesi yok. Hükûmete bir kez daha sesleniyorum: Derhal önlem alın” notu ile 15 Haziran 2022’de yaptığı konuşmanın görüntüsünü paylaştı.
Babacan, bir ay evvel şunları söylemişti:
“Tarih şahit olsun ki, ben bugün buradan uyarımı yapıyorum. Ülke olarak uçurumun eşiğine geldiğimizi söylemek ve hükümeti derhal vazifeye çağırmak üzere karşınızdayım. Ekonomik ve finansal bir beka meselesiyle karşı karşıya olduğumuzu bilhassa belirtmek istiyorum. Dertliyim, zira ülkemizin temerrüt riski yani iflas riski, bugüne dek görmediğimiz bir düzeye ulaşmış durumda. Türkiye’nin temerrüt riskini, yani iflas riskini gösteren 5 yıllık CDS yani Kredi Temerrüt Takas Oranı, tam 836 baz puana çıkmış durumda bugün. 836 baz puan. Şuna bakar mısınız grafiğe? 24 Haziran’dan 2018 sonraki iniş çıkışlara adeta can çekişen bir hastanın sıhhat grafiğine benziyor. Bu gösterge arkadaşlar, bu 836 sayısı yaklaşan felaketin şimdiden haber veriyor.
‘İFLAS DEMEK, KAOS DEMEKTİR”
Şu anda ülke tam bir çakılmaya gerçek gidiyor arkadaşlar. İnanın an sorunu, an. O uçurumdan aşağıya düşmek, o temerrüt ve iflas çukuruna düşmemiz an sıkıntısı. Bir gecede olur ya… Bu işin latifesi yok. Ben gördüm zira bunu. Dünyada pek çok ülkede gördüm. O iflasın o temerrüttün ne olduğunu biliyorum. Perişan olur herkes. İnanın yaşanacak bir ülke olmaz Türkiye ondan sonra. İflas demek, akaryakıt üzere, mazot üzere temel gereksinim unsurlarının parayla bile bulunamaması demektir. Paranız var, yarım depodan fazla alamıyorsunuz. Ya da yok 3 saat kuyrukta bekliyorsunuz. İflas işte odur. Her gün 6 saat 10 saat elektriğin kesik olduğunu düşünün memlekette. İşte tehlike bu arkadaşlar. İflas demek, topyekûn ekonomik ve finansal çöküş demektir. İflas demek, kaos demektir. Hükümete sesleniyorum, Erdoğan’a sesleniyorum: Çok pişman olursunuz, çok. Fakat iş de işten geçmiş olur.
‘HALKIMIZ SİZİN YAPTIĞINIZ SAÇMALIKLARIN BEDELİNİ ÖDEMEK ZORUNDA DEĞİL’
Tam 11 yıl bu ülkenin iktisadını yönetmiş, dünyadaki ve Türkiye’deki krizleri çok düzgün bilen bir arkadaşınız olarak uyarıyorum. Uyarıyorum; bu gidişin sonu çok berbat olur. Türkiye’yi siz bir defa o temerrüt çukuruna, bir sefer iflas çukuruna düşürürseniz, bu millet yıllarca çok ağır bedeller ödemek zorunda kalır. Halkımız sizin yaptığınız saçmalıkların bedelini ödemek zorunda değil. Derhal aklınızı başınıza toplayın. Allah’ın verdiği aklı kullanın ya. Merkez Bankasına ve TÜİK’e hemen liyakatli takımları atayın ve bağımsız kurumlardan elinizi çekin. Akıl dışı, bilim dışı tezleri terk edin. Ve derhal işi uzmanlara bırakın. Ve derhal elinizdeki iktidarı sakince bir kenara artık bırakın. Bırakın ki şimdi iflas etmeden ülkemizi buradan alıp düzlüğe çıkaralım. Bırakın ki gençler, bayanlar, memurlar, emekliler, çiftçiler, kuryeler, esnaflar, sanatkarlar huzura ersin. Bırakın ki Türkiye iflas etmesin. Esasen seçimi biz kazanacağız lakin işimizi daha fazla zorlaştırmayın.” (HABER MERKEZİ)