Azerbaycan Ulusal Meclis Lideri Sahibe Gafarova, Türkiye’nin göçmenlere yönelik insan odaklı bir siyaset izlediğini belirterek, “Türkiye’nin bu husustaki gayretleri daha çok lisana getirilmeli, övülmeli ve desteklenmeli. Göçmen mutabakatlar çerçevesinde yük paylaşımı konusunda da Türkiye’ye gerekli takviye verilmelidir.” dedi.
Türkiye Büyük Millet Meclisinin (TBMM), Parlamentolar Ortası Birlik (PAB) ile İstanbul’da ortaklaşa düzenlediği “Küresel Parlamenter Göç Konferansı” kapsamında, “Uluslararası Yönetişim Standartları, Global Mutabakatlar ve Global Siyaset Gündemleri: Amaçlar, Taahhütler, Uygulamadaki İlerlemeler ve Eksiklikler” başlıklı bir panel düzenlendi.
Moderatörlüğünü PAB Romanya Delegasyonu Lider Yardımcısı Silvia-Monica Dinica’nın yaptığı panelde konuşan Gafarova, Türkiye’nin son 10 yıldır göç idaresinde kıymetli bir rol üstlendiğini söyledi.
Göçmenlerle ilgili imzalanan global mutabakatların çok taraflı ve çok kültürlü iş birliğinin bir yansıması olduğunu söyleyen Gafarova, “Göçmenlerin insan haklarının korunması, mesken sahibi topluluklara ve ekonomilerine daha yeterli nasıl entegre edilebileceği, inançlı bir formda geldikleri ülkelere nasıl geri gönderileceklerine dair sorular, tüm mesken sahibi ülkelerin gündeminde. Tüm ülkelerin, göçle ilgili riskleri ve yükleri paylaşması gerekiyor.” dedi.
Türkiye’nin göçten en çok etkilenen ülke olduğunu anlatan Gafarova, şöyle konuştu:
“Türkiye, neredeyse 4 milyondan fazla göçmene mesken sahipliği yapıyor. Türkiye, göçmenlere yönelik insan odaklı bir siyaset izliyor. Hem Türk hükümetinin hem de Türk halkı göçmenlerin insan odaklı yaklaşımı çok kıymetli. Türkiye’nin bu husustaki eforlarının daha çok lisana getirilmesi ve övülmesi ve desteklenmesi gerekiyor. Birebir vakitte varılan mutabakatlar çerçevesinde yük paylaşımı konusunda da Türkiye’ye gerekli takviye verilmelidir.”
Gafarova, hiçbir ülkenin göçmen ve mülteci yükünü tek başına kaldıramayacağını söz ederek, milletlerarası mutabakatlar doğrultusunda tüm ülkelerin güçlerini birleştirmesi gerektiğinin altını çizdi.
Göç ve göçmenler konusunda parlamenterlere değerli misyonlar düştüğünü lisana getiren Gafarova, “Parlamenterler olarak hükümetlerimize bu hususta yardımcı olmalıyız ki bu süreç daha uygun yönetilebilsin.” dedi.
Doğu-Batı geçiş noktasında olan Azerbaycan’ın dinamik bir göç merkezi olduğunu kaydeden Gafarova, Azerbaycan’ın memleketler arası normlara ve mevzuatlara bağlı kalarak göçmen haklarının korunmasını sağladığını aktardı.
“Gönüllü ve inançlı geri dönüşlerini sağlamak gerekiyor”
Birleşmiş Milletler (BM) Mülteciler Yüksek Komiserliği Türkiye Temsilcisi Philippe Leclerc ise “Dünya Mülteci Günü”nde konferansın, en fazla mülteci barındıran Türkiye’de yapılmasının kıymetli olduğunu belirterek, konferansa konut sahipliği yaptığı için Türkiye’ye teşekkür etti.
Dünyadaki göçmenlerin sayısının 100 milyona ulaştığın aktaran Leclerc, göçmenlerle ilgili imzalanan memleketler arası mutabakatların, mesken sahibi ülkelerin üzerlerindeki baskıyı azaltma ve inançlı geri dönüşü kapsadığını söyledi.
Uluslararası göç mutabakatlarının yük ve sorumluluk paylaşımını kapsadığını tabir eden Leclerc, mültecilere konut sahipliği yapan orta gelirli ülkelerin kesinlikle desteklenmesi gerektiğini lisana getirdi.
Leclerc, “Geçici müdafaa altında Türkiye’de bulunan Suriyeliler, eğitim, sıhhat, iş kaynakları açısından takviye alıyorlar. Türkiye’deki Suriyeliler için tahlillere odaklanmak gerekiyor. İnsanlığa yakışır formda hem istekli hem de inançlı geri dönüşlerini sağlamak gerekiyor. Üçüncü ülkelere yerleştirme konusunda da mutabakatlar çerçevesinde yük paylaşımı yapılması gerekiyor.” halinde konuştu.