Yazının tamamı şöyle:
“2013 yılının Temmuz ayı…
FETÖ’nün devlet imkanlarını kullanarak tertip üstüne tertip yaptığı günler…
Aydınlık Haber Merkezi’ne bir CD gönderilir.
Üst seviye bir AK Parti yöneticisine ilişkin özel görüntüler…
Genel Yayın Direktörlüğü vazifemin birinci ayları…
Tecrübeye başvuruyoruz:
O günlerde Silivri’de tutuklu bulunan Vatan Partisi Genel Lideri Doğu Perinçek: Çürüyen sistem kasetlerle ayakta kalmaya çalışıyor. Kasetli siyaseti mahkum edin. Kaseti kırın atın!
Gladyo uzmanı Ferit İlsever: Gönderen adresi, kişiyi tespit etmeye çalışalım. Kasetin gönderilme emeline odaklanalım. Kaseti de kırın atın!
Aydınlık’ı yıllarca yöneten Serhan Bolluk: Güvenlik bürokrasisinden bilgi edinmeye çalışalım. Kasetlerin içeriği değil dolanıma sokulması değerli. Kaseti de kırın atın!
***
Siyasetçi silahla değil kasetle teslim alınıyor.
İşlem; kasetin ucu gösterilerek yapılıyor. Şayet bu kâfi olmazsa amaç alınan kişi kasetle infaz ediliyor.
Kaset tıpkı vakitte bir infaz aracıdır.
Atlantik sistemi Türk milletine devletsizlik dayatırken siyasetçisini de ‘ahlaksızlık’ propagandasıyla hizaya sokuyor. 2010 yılında Deniz Baykal ve 2011 yılında da MHP Genel Merkez yöneticileri kasetler karşısında boyun eğmişti. Kasede meydan okuyan bir ‘mağdur’ şimdi çıkmadı. Kasetlerin tesiri, teslim olanlar yüzünden artıyor.
Vatan Partisi yöneticileri ahlaksız tertipleri cepheden maksat aldı ve kasetzedeleri cesur olmaya davet etti. Bugün de dikkat ediniz, çürüyen sistemi tek başına göz önüne getiriyor.
Kasetler, kişinin ‘özel’ hayatını değil, Türk milletinin ‘genel’ çıkarını gaye alıyor. Kasete boyun eğen de kasetle yükselen de aslında teslimiyette buluşuyor!”