İstanbul Ataşehir’de dün nöbette olduğu sırada eczanesine giren bir kişinin, “annesine yanlış adres tanım edildiğini” söyleyerek saldırdığı eczacı Ayşenur Ören, “Bana yumruk atmaya kalktı. Benim aklıma tek gelen şey ‘Polisi arayın’ oldu. Bana, ‘Ben senin o televizyonlarda izlediklerine benzemem. Senin boynunu koparırım. O polis aranmayacak. Seni gebertirim’ dedi. Öldürmek için gelmiş aşikâr, bir an evvel gitsin diye ilaçları verip kapı dışarı ettik kendisini ve ben çabucak polisi çağırdım. O taarruzdan sonra hudut krizi geçirdim, hastanelik oldum” dedi.
İstanbul Ataşehir’de dün nöbetçi olduğu sırada eczaneye giren bir kişinin, “Anneme yanlış adres tanım ettiniz” diyerek saldırdığı, başını koparmakla ve vefatla tehdit ettiği eczacı Ayşenur Ören, yaşadıklarını ANKA Haber Ajansı’na anlattı.
İstanbul Ataşehir’de yaklaşık 3 yıldır eczacılık yaptığını belirten Ayşenur Ören, şunları söyledi:
TIKLAYIN | Eczanenin yerini bulamadığı için sonlandı, eczacıya saldırdı
“Siz ne biçim eczanesiniz diye hesap sormaya başladı”
Dün 19 Haziran günü pazar nöbetimiz vardı. Olay birinci başta şahsın annesiyle başladı. Hanımefendi birinci olarak bizi aradı. Yerimizi bulamadığından yakındı. Biz de ona tanım verdik. Yaklaşık yarım saat sonra hanımefendi tekrar arayıp, söylediğimiz yerin tam aksi yerine gittiğini, orada olduğunu söyleyip bize söylenmeye başladı. Acemiliğimizden ve gençliğimizden vurdu. Daha sonra ben tekrar hanımefendiye yerimizi söyleyip kendisini beklediğimi söyledim. Lakin hanımefendi gelmedi. 1-1,5 saat sonra yaklaşık öğle 13.40 civarı şahıs geldi. Şahıs geldiği esnada annesi aradı, ‘Oğlum çok hudutlu, sakın bir şey demeyin ona’ diye uyardı. Ben de ‘Oğlunuz karşımda’ deyip telefonu kapattım. Oğlu bize bağırıp çağırmaya başladı. İşte ‘Siz ne biçim eczanesiniz? O yolun bu yolla ne alakası var’ üzere hesap sormaya başladı.
“O polis aranmayacak. Seni gebertirim dedi”
Hanımefendi çok farklı, alakasız bir yere gitmiş. Oğlu da buna sonlanıp gelip bize bağırıp çağırıp annesinin reçetesini benim hızıma fırlattı. ‘Ver lan çabuk şu ilaçları’ usulünde bir üslupla. O esnada annem de ‘Lütfen üslubunuza dikkat edin’ diye uyardı. ‘Üslubunuzu bilmem ne yaparım’ diyerek benim camplexime yumruk atıp camplex ve bilgisayar ekranı benim üstüme hakikat devrildi. Ben olayın şokuyla ‘Sen ne yapıyorsun’ diye bağırınca, hakaret, küfür, yumruk atmaya kalktı bana. Ortaya müşterilerimiz girdi, annem girdi, annemi ittirdi, anneme küfürler etti. Benim aklıma tek gelen şey ‘Polisi arayın’ oldu. Bana, ‘Ben senin o televizyonlarda izlediklerine benzemem. Senin boynunu koparırım. O polis aranmayacak. Seni gebertirim’ dedi.
TIKLAYIN | Türk Eczacıları Birliği: Her an şiddete uğrayabileceğimiz telaşı ile misyon yapmak istemiyoruz
“Saldırıdan sonra hudut krizi geçirdim, hastanelik oldum”
Hala ısrarla da ilaçları almaya çalışıyordu. Öldürmek için gelmiş muhakkak, bir an evvel gitsin diye ilaçları verip kapı dışarı ettik kendisini ve ben çabucak polisi çağırdım. Söz verdik, şikayetçi olduk. Zati başına geleceklerin farkında, annesi ve kendisi ortadan kayboldu. Polis ikamette bulamadı onları. Lakin bu sabah yakalandıkları haberi geldi. Çok da memnunum inşallah hoş haberler alırım.
Hastaları dışarıda bekletip yoramam. Ama bizim panik butonumuz var. Önleyici önlemlerden biri bu. Panik butonuna bastığımız an çabucak polisimiz geliyor. Gece vakitlerinde de biz kapımızı kilitliyoruz, ben kapıma pencere açtırdım kilitli kapı gerisinden hizmet veriyoruz, gece 12’den sonra zati biz bu formda devam ediyoruz.
Biz kamu vazifesi yapıyoruz, ben kamu görevindeydim. Misyonumu terk etmedim. Lakin, o hücumdan sonra hudut krizi geçirdim, hastanelik oldum. Eczacı arkadaşlarım geldi dayanağa. Bütün Ataşehir eczaneleri. Hepsi bana takviyeye geldi. Toparladım ve gece üçe kadar nöbetime devam ettim. Biraz orta verdim. Sabah 8’de eczaneme geri geldim.”