Oyuncu Arzum Onan, ‘Ali Fuat’ karakterini canlandırdığı TRT 1 dizisi ‘Yürek Çıkmazı’ dizisinden çıkarıldığını açıklayan oyuncu eşi Mehmet Aslantuğ’a dayanak verdi. Onan, “Seninle gurur duyuyorum” dedi.
Onan, Aslantuğ’un fotoğrafını paylaşarak, “Bugüne kadar sergilediğin duruş, verdiğin kararlar ve hayata kattığın tüm kıymetler için… Seninle gurur duyuyorum” sözlerini kullandı.
‘SEN BİZİM GÖNLÜMÜZÜN KAPTANISIN’
Oktay Kaynarca da Arzum Onan’ın paylaşımına yorum yaparak, “Kaptan olmak kaptan olmaya karar vermekle başlar kardeşim. Sen bizim gönlümüzün de kaptanısın…” yazdı.
‘SUAL EDEN HALİMİZDEN RAHATSIZ OLDULAR’
Aslantuğ, 1990-1991 ortasında TRT ekranlarında yayımlanan ‘İz Peşinde’ dizisinin jeneriğini paylaştığı gönderiyle, kanalın kendisiyle çalışmak istemediğini açıkladı.
“Kaptan’ın Seyir Defteri” başlıklı paylaşımda üniversite öğrencisi oğlu Can Aslantuğ’a “Bu gece olduğu üzere birtakım anları kayda düşmekte fayda var!” kelamlarıyla seslenen oyuncu şu tabirleri kullanmıştı:
“Evlat, üniversite bitiyor iyisiyle. Aktörlüğe heyecan büyüttüğüne nazaran, ‘Seyir Defteri’nin şahitliğinde birkaç cümle kurmak isterim. Bu gece olduğu üzere kimi anları kayda düşmekte fayda var! Jeneriğini paylaştığım dizinin ekranda yayına girmesinden bu yana tam 35 yıl geçmiş. İsmi, ‘İz Peşinde’…
‘Belene’, ‘Ağaların Düğünü’, ‘Kopuk Takımı’, ‘Vurguna İnmek’, ‘Karayar Köprüsü’, ‘Kapıları Açmak’, ‘Yalancı’ üzere birebir çatı altında yaptığımız öbür projelerden sadece biri. 35 mm çekildi. Türkiye’nin birinci en uzun dizisi. Meslek hayatımın özel direktörlerinden Hüseyin Karakaş’la çalıştık. Hürmet ve rahmetle yâd ediyorum.
35 yıl sonra bugün, hakikat ve direkt yana ses vermeye uğraş ediyoruz diye; o kurumları kendine bağlayarak siyasi halinin mülkü sananlar, yarın o koltuklarda diğerleri oturduğunda da sesimizin tıpkı vicdanla yankılanacağını bilmelerine karşın hakikaten ilham alan, sual eden halimizden rahatsız oldular. ‘Bizle çalışırken olmaz’ diyen bir kibir saklıyorlar.
‘Yalancı’ isimli çalışmadan 30 yıl sonra dahil olduğum ‘Yürek Çıkmazı’na veda ettim bu akşam. Birinci sefer bu hislerle birlikte oynamanın tecrübesini de heybeye koyarak ve elbette tereddüt bile etmeden! Gerçeğe yoldaşlık ediyoruz diye; ürken, küsen, kızan birilerine teslim edilecek bir yürekle büyüyüp serpilmedik. O denli de gideceğiz kesinlikle. Misyonumuzu layıkıyla yapmaya, türkülerimizi hissederek söylemeye devam ederek…
Babanın yedeklediği bir umuda seyahat ülkesi olmadı. Yedek pasaportu olmadı. Hiç hayalini de kurmadı.
Ah benim gönlü hoş oğlum, meslek hayatında bu cinsten beklentilerle imtihana girdiğinde; bir an bile düşünme, doğruyu terk etme, senin için uygun olan şey halkın için problemliyse şayet, aklını asla ikiletme! Çalışma hayatın diğer ülkeleri dayatsa bile; sıkıntının de, gönlün de ülkende olsun. Bu mühürlenmiş duyguyu yok sayarak terk etme! Ümitsizlik bir hastalık evlat. Hiçbir şey için çaresiz değilsiniz, deva sizsiniz. Geleceğiniz; aydınlık, bereketli, onurlu ve kutlu olsun.”