Fidan Sanat Vakfı tarafından bu yıl sekizinci kere düzenlenen “Alemlere Rahmet Milletlerarası Kısa Sinema Şenliği (ARUFF)” bugün sona erecek. Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğünün desteklediği, Albayrak Medya’nın medya sponsoru olduğu şenlik boyunca otuza yakın kısa sinema gösterildi. Dört gün boyunca bu sinemalar “Ülke özel gösterimi: Filistin, özel seçki, milletlerarası finalist sinema gösterimi ve ulusal finalist sinema gösterimleri” başlıklarında izleyiciyle buluştu.
Assad Taha, Enver Gülşen, Tarık Tufan, Bonnie Williams, Rufat Hasanov, İgor Tholj ve Hanis Bagashov üzere isimler çeşitli oturumlarla tecrübelerini aktardı. Şenlik kapsamında milletlerarası heyet başkanlığını üstlenen deneyimli direktör ve müellif Nacer Khemir ise Atlas Sineması’nda ustalık sınıfı aktifliği gerçekleştirdi. Sinemaya başlama hikayesini iştirakçilerle paylaşan Khemir, babasının vefatı üzerine annesinden öyküler anlatmasını istediğinde birinci kitabını oluşturduğunu belirterek, “Binbir Gece Masallarını 30 yıl boyunca Avrupa’nın farklı ülkelerinde anlattım. Sonra da kendimi kıssa anlatıcısı olarak buldum. Bu benim sinemalarda anlatma kabiliyeti kazanmak için hedeflediğim bir şeydi. Zira öyküsüz kimlik olmaz ve bu öz kimliğimi tekrar keşfetmek, tekrar bulmak için kıssa anlatıyordum. Kıssa anlatıcısı bizim için sinemacının atasıdır” dedi.
SINIRSIZ DÜNYAYA SONLU SİNEMALAR ÇEKİYORUM
Etkinlik kapsamında ülkemize gelen Makedonyalı genç direktör Hanis Bagashov ile yeni kuşağın anlatım lisanını, sinemalarında vermek istediği iletisi konuştuk. Sinema direktörlüğü okuyan 23 yaşındaki Bagashov, üç uzun metraj sinemada başrol oyuncusu oldu. Faces, Mishko, Nick the Gimp sinemalarını yöneten Bagashov’un 17 yaşında yazdığı birinci kısa sinema olan Mishko, 2018 Saraybosna Sinema Festivali’nde prömiyerini yaptı. Sinemada, sessiz ve içine kapanık bir çocuk olan Angel, arkadaşı Mişko ile birlikte satmak için elma toplamaya gitmesi ve gün geçtikçe Angel, Mişko’nun ve kendi ailesinin artan zulmüyle yüzleşmesi mevzu alınıyor.
ARUFF’un ismi gereği iyiyi çağıran ve arayan bir program olduğunu söyleyen genç direktör, sinemalarında ne çeşit mevzuları işlediğini şöyle anlattı: “Hayatı yeni jenerasyon olarak çok açık yaşıyoruz. Her şey ortada. Instagram, toplumsal medya vesaire olsun. Ve ben ihtiyatlı, çabucak göze çarpmayan bilinmeyen kalmış olayları yansıtmak istiyorum. Her şeyi açık yaşadığımız bu dünyada göze çarpmayan hususları; incelikle, zekice, kolay ve minimal bir formda çekmeye çalışıyorum.”
AFFETMEYİ BİLMELİYİZ
Filmlerinin yalnızca genç kuşağa değil herkese hitap ettiğini söyleyen direktör, hayatı bencilce yaşadığımızı ve birbirimize zalimce yaklaştığımızı söylüyor. Karakterlerinin bencil hayatlar ortasında özgürlüğünü aradığına dikkat çeken Bagashov; “Sınırsız bir dünyada yaşıyoruz. Hiçbir şeyin kısıtlaması yok. Sadeliğe ve minimalizme erişmek için kendimi de filmlerimi de kısıtlamak istiyorum. Seçme baskısından kurtulup daha az şeyle yetebileceğimizi göstermek istiyorum. Hayatı yaşayış biçimimiz bizi bencil kılıyor. Birbirimize daha anlayışlı davranmamız gerekiyor. Kusur yapabiliriz lakin yanılgı yapana acımasız ve özensiz davranıyoruz. Affetmeyi de bilmemiz gerekiyor. Sinemalarımda bunları anlatıp, yargılamadan ve suçlamadan bir tahlil önerisi sunuyorum” dedi.