Olay, 7 Şubat’ta Liman Mahallesi Akdeniz Bulvarı Konyaaltı Kıyısı’nda meydana geldi. Kendi arkadaş kümeleri ile alkol alan Orhan Tayoğlu ile Erhan Yazıcı, bir müddet sonra karşılaştı. Tayoğlu, teze nazaran, bu sırada yanlarından geçen kediye ‘Gel pisi pisi, gel oğlum’ dedi. Bunun üzerine Yazıcı’nın “Bana mı dedin?” sorusuna Tayoğlu, “Hayır sana demedim kardeşim” dedi. Çıkan tartışma, kısa müddette büyüyüp arbedeye dönüştü; öbür şahısların ortaya girmesiyle de son buldu. Taraflar ayrıldıktan yarım saat sonra Erhan Yazıcı, elinde bıçakla geri döndü. Yazıcı, kendisini savunmak isteyen Orhan Tayoğlu’nu elinden bıçakladı. Arabasındaki pompalı tüfeği alan Tayoğlu da Yazıcı’ya ateş etti. Hastaneye kaldırılan Erhan Yazıcı, 13 gün sonra hayatını kaybetti. Gözaltına alınan Orhan Tayoğlu ise sevk edildiği adliyede çıkarıldığı hakimlikçe tutuklandı.
MÜTALAA AÇIKLANDI
Antalya 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya, ömür uzunluğu mahpus cezası istemiyle yargılanan Orhan Tayoğlu, SEGBİS ile katıldı. Şikayetçiler ve taraf avukatları, duruşma salonunda hazır bulundu. Duruşmada temel hakkındaki mütalaasını açıklayan cumhuriyet savcısı, sanığın haksız tahrik kararları uygulanıp, 18 yıla kadar mahpusla cezalandırılmasını istedi.
Şikayetçi avukatı Fırat Kılıç da sanık Orhan Tayoğlu’nun ceza indiriminden yararlanmak için olayı her evrede farklı anlattığını savundu. Kılıç, “Sanığın anlattıkları daima birbiriyle çelişmektedir. Ayrıyeten şahitleri da onun üzere sözlerini değiştirmektedir. Ailenin tek istediği, sanığın gereken cezayı alması. Bu formda acılarının azalacağını bize iletmektedirler” dedi.
‘PARMAĞIM KOPUK HALDE PANSUMAN YAPTIM’
Sanık Orhan Tayoğlu ise maktulü öldürme yahut yaralama kastı olmadığını tez etti. Mütalaaya karşı savunmasını yapan Tayoğlu, “İsteyerek bir şey yapmadım. Yaralandığımı görünce parmağım kopuk olduğu halde maktule pansuman yapmaya çalıştım” diye konuştu.
Mahkeme heyeti, sanığın tutukluluk halinin devamına karar vererek, duruşmayı erteledi.