Mayıs ve haziran aylarında sağımına başlanan arı sütü, ilaç ve kozmetik sektörünün vazgeçilmezleri arasında yer alıyor.
Eylül ayına kadar hasadı devam eden arı sütü, kovanlardan çıkartılmaya başlandı.
Vücuttaki ölü hücreleri canlandırdığı düşünülen arı sütü, anne-baba olmak isteyen çiftlerin tercihlerinin başında geliyor.
Özel kaşık kullanılarak, metal ile temas ettirilmeden renkli cam kaplara aktarılan arı sütü, bekletilmeden özel dondurucularda muhafaza ediliyor.
Değerini her geçen gün katlayan arı sütünün gramı 15, kilosu ise 15 bin TL’den satışa sunuluyor.
Bal, propolis ve polenden daha fazla gelir sağlayan arı sütü, arıcılıkla ilgilenenler için önemli bir kazanç kapısı olarak görülüyor.
Pahalı olmasına rağmen rağbeti olan arı sütü, kovandan çıkar çıkmaz satılıyor.
“10 kilodan 150 bin TL gelir elde etmeyi umuyoruz”
İHA’nın haberine göre; Samsun’da arıcılık yapan Gültekin Bozkurt, her yıl daha fazla arı sütü ürettiğine dikkat çekerek, “4 yıldır arı sütü üretiyorum. İlk başladığımda yılda yarım kilo arı sütü ürettim. Geçen yıl 6 kilo üretim yaptım ve bu yıl da 10 kilo arı sütü üretmeyi hedefliyorum. Geçen yıl 6 kilo arı sütünden 60 bin TL gelir sağladım. Bu yıl da 10 kilo arı sütünden 150 bin TL gelir elde etmeyi umuyoruz.
Arı sütünü satmakta bir sıkıntı yaşamıyoruz. Günlük arı sütü alımı yapıyoruz. Aldığımız sütler haftalık birikmiyor. Aldığımız sütler 1 hafta içerisinde satılıyor. Türkiye genelinde gönderim yapıyoruz. Bağışıklığı düşük olanlar, çocuk düşünen çiftler, kanser hastaları arı sütüne rağbet gösteriyor.” dedi.
“Korona döneminde rağbet gördü”
Arı sütünün önemi hakkında bilgiler de veren Bozkurt, şunları söyledi:
“Arı sütü korona salgını döneminde oldukça rağbet gördü. Uzmanlar arı sütünün bağışıklık sisteminin güçlenmesine yardım ettiğini, kolesterole, kalbe, tansiyona ve cilt güzelliğine iyi geldiğini belirtiyor. Arı sütünün faydasına arılar üzerinde örnek verirsek; işçi arılar yazın 45 gün hayatta kalıyorlar. Ana arı ise arı sütü ile beslendiği için 7 yıl yaşıyor.
Ana arı sadece arı sütü ile besleniyor. Polen ya da bal ile beslenmiyor. Bu da yaşam ömrünü oldukça uzatıyor. Karadeniz’de arıcılar genelde sadece bal üretimi için arıcılık yapıyor. Polen, propolis ve arı sütü gibi ürünleri pek üretmiyor.
Benim gibi Karadeniz’de arı sütü üreten pek arıcı yok. Ben de süt üreterek öncü olmaya çalışıyorum. Öte yandan, arı sütünün geliri de çok güzel. Ben hem ana arı yetiştiriyorum hem de arı sütü üretiyorum. Bu da bize ilave bir ek gelir oluyor.”