İstanbul Büyükşehir Belediye Lideri Ekrem İmamoğlu hakkında verilen mahpus ve siyasi yasak kararı Arap basınında da geniş yer buldu. Karar genel olarak ‘siyasi’ yorumlanırken, İmamoğlu’ndan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “muhtemel en tehlikeli rakibi” olarak bahsedildi.
Türkiye’de sık karşılaşılan Erdoğan-İmamoğlu benzetmesi bu hafta birtakım Arap yorumcuların yazılarında da vardı. Türkiye’yi yakından takip eden Lübnanlı akademisyen Muhammed Nureddin, yazısında Erdoğan’ın “Bu Müzik Burada Bitmez” albümüne atıfta bulundu. Genel olarak siyasal İslam aksisi bir çizgide yayın yapan ve Birleşik Arap Emirlikleri tarafından fonlandığı savlarıyla gündeme gelen Londra merkezli El Arab gazetesi ise kararı “Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Erdoğan’ın önünün açılması” olarak yorumladı.
Bir öbür Lübnanlı gazeteci Rania Abe Cuma ise İmamoğlu’nun memleketler arası seviyede büyük ilgi gördüğüne dikkat çekti.
‘YENİ BİR DOĞUŞ’
Ekrem İmamoğlu milletlerarası seviyede büyük ilgi görüyor. Bunun en kolay delili da Washington’un Dışişleri Bakanlığı aracılığıyla İmamoğlu’na verilen cezayı insan haklarına karşıt olduğu gerekçesiyle eleştirmesi ve adaletsiz olduğunu açıklaması.
Erdoğan bugün Cumhurbaşkanlığı seçimlerindeki olası ve en güçlü rakibi Ekrem İmamoğlu’na karşı tarihi tekerrür ettiriyor. Çünkü mahkeme, İmamoğlu’nun 2 yıl 7 ay 15 gün mahpusla cezalandırılmasına karar verdi. Sebebi ise yetkililere hakaret. Lakin sorun 4 yıl öncesine dayanıyor. Yüksek Seçim Konseyi, İstanbul seçimlerinin iptaline karar verdiği vakit İmamoğlu seçimleri iptal ettirenlerin ahmak olduğunu söylemişti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, genç yaşından itibaren hamle konumunda oynamakla övünme eğilimindedir. Kemal Kılıçdaroğlu ve başörtüsü konusuna odaklanan kampanyasının akabinde artık sıra yeni rakibi Ekrem İmamoğlu’na geldi. Lakin İmamoğlu’na yönelik atak Kılıçdaroğlu’na yönelik atağa benzemez. Pekala neden?
Birincisi, Ekrem İmamoğlu karizmatik, başarılı ve yükselen bir şahsiyet olarak görülüyor. Şu ana kadar siyasi bir başarısızlığı yok ve yeni genç jenerasyona mensup. Tahminen de kamuoyu yoklamalarının cumhurbaşkanlığı seçimlerinde onu en güçlü aday olarak göstermesinin nedeni de budur.
Erdoğan’ın 1998’de aldığı mahpus cezasına dönecek olursak, Erdoğan o devirlerde Tuzla’da kalabalığa hitap ederken, hakkındaki mahpus cezasının yeni bir milat olacağını söylemişti. Karadeniz’in inatçı oğlu birebir yolda yürüyüp Saraçhane’de yeni bir doğuşu mu ilan edecek? (Rana Abe Cuma / Almayadeen.net)
‘BU MÜZİK BURADA BİTMEZ’
’Bu müzik burada bitmez’… Bu alıntı, Mart 1999’da periyodun İstanbul Belediye Lideri Recep Tayyip Erdoğan’ın Türkiye’deki bir mahkeme tarafından mahpusla cezalandırılması ve misyondan alınmasına yönelik karar vermesi üzerine topladığı yedi farklı şiir ve müziğin yer aldığı bir albümün ismiydi. Fakat daha sonra bu şiddetli imtihanın üstesinden geldi ve hala liderliğini yaptığı Adalet ve Kalkınma Partisi’ni 2001’de kurdu. Tahminen de bu şiddetli periyot, liderin zihninde liderliğine yönelik tasayı tam manasıyla silmeyecek. Çünkü, anketlere nazaran Erdoğan’ın iktidarına yönelik en büyük tehdidi oluşturan rakibine birebir tecrübeyi yaşatmakta ısrarcı. Bu kişi de İstanbul Büyükşehir Belediye Lideri Ekrem İmamoğlu’dur. Zira Erdoğan açısından artık cumhurbaşkanlığı sorunu, vefat kalım sorunudur. Anketler, muhalefetin ortak bir aday üzerinde muahedesi durumunda Erdoğan’a cumhurbaşkanlığı seçimlerinde pek talih vermiyor.
İstanbul Belediye seçimleri çoğunluk tarafından kabul edilebilecek yeni ve laik bir simanın ortaya çıkmasına vesile oldu. Lakin Erdoğan bu şahsiyette, 5 yıl sonraki cumhurbaşkanlığı seçimlerinde kendine bir rakip ve tehlike gördü. Türkiye cumhurbaşkanı potansiyel rakibine birinci kurşunlarını sıktığında her şey sakin ve olağandı. Yargı darbesinin birinci ayağı olarak İstanbul 7. Asliye Ceza Mahkemesi İstanbul seçimlerinin yenilenmesi kararından sonra İmamoğlu hakkında ‘hakaret’ suçlamasıyla dava açtı.
Mahkemenin İmamoğlu kararı ülkeyi daha fazla siyasi tansiyona ve kaosa taşıyabilir ve ekonomik durumu daha da kötüleştirebilir. Ayrıyeten cumhurbaşkanlığı seçimlerine birkaç ay kala sürecin epey sıcak geçeceğini göstermektedir. Artık temel soru, Erdoğan’ın seçimleri kazanıp kazanmayacağı etrafında dönmüyor. Asıl sorun seçimlerin vaktinde yapılıp yapılmayacağıdır. (Muhammed Nureddin / Lübnan El Akhbar Gazetesi)
‘SİYASİ YASAKLAR 2023 SEÇİMLERİNDE ERDOĞAN’IN ÖNÜNÜ AÇIYOR’
Çarşamba günü bir Türk mahkemesi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın tanınan rakibi İstanbul Büyükşehir Belediye Lideri Ekrem İmamoğlu’na, kamu görevlilerine hakaret ettiği gerekçesiyle iki yıldan fazla mahpus cezası verdi ve Türkiye’de haziran ayında yapılacak seçimlerin yaklaştığı bir devirde siyasi yasak getirdi.
Türkiye’de 2019 belediye seçimlerinden bu yana, İstanbul Büyükşehir Belediye Liderinin ismi, 2023 cumhurbaşkanlığı seçimleri için mümkün, hatta güçlü bir aday olarak daima öne çıkarıldı. Bu da Türkiye’de en kıymetli belediyeyi kazanma muvaffakiyetinin bir sonucu olarak geldi.
Gözlemciler, büyük bir ekonomik kriz ve son 12 ayda yüzde 85’lik bir enflasyonla boğuşan Erdoğan rejiminin, 2016’da darbe teşebbüsünden sonra esasen bir sürü tutuklama dalgasından etkilenen muhalifleri zayıflatmak istediğini söylüyor.
Önümüzdeki cumhurbaşkanlığı seçimleri evvelki bütün seçimlerden daha kıran kırana geçecek. Çünkü Erdoğan, ekonomik krizde pozisyonlarını güçlendirip bunu kendisine karşı kullanabilmekte başarılı olan rakiplerle karşı karşıya kalacak.” (Londra merkezli El Arab gazetesi)
‘MUHALEFETİN KAYGILARI HAKLI MI ÇIKIYOR?’
Öyle görünüyor ki, altılı masadaki müttefik partilerle temsil edilen ve seçimlerdeki cumhurbaşkanı adayını açıklamaktan imtina eden Türkiye muhalefetinin kaygıları gerçekleşti. Muhalefet önderlerinin söz ettiği üzere adaylarının baskıya, sıkıştırmaya ve hatta tutuklanmaya maruz kalabileceği formundaki telaşlar, Erdoğan’ın en değerli rakiplerinden biri konusunda yanlışsız çıktı.
Ellili yaşlarındaki Ekrem İmamoğlu, yalnızca istatistikler ve kamuoyu araştırmaları açısından iktidar partisi için en tehlikeli aday değil. Daha fazla tehlikesi ve popülaritesi, 31 Mart 2019’da İstanbul belediye seçimlerini kazanmayı başarmasında yatmaktadır. En büyük sürpriz ise İstanbul’un iktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisi’nin kalesi olarak görülmesinden kaynaklanıyordu. Seçim sonuçlarının iptaline ve seçimlerin yenilenmesine karşın İmamoğlu siyasi arenaya girmeyi başardı ve o günden itibaren Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı yenmek için en fazla öne çıkan aday oldu.
Mahkeme kararı, yasal açıdan bakıldığında, rakibi İmamoğlu’nu cumhurbaşkanlığından uzaklaştırması sebebiyle Erdoğan’ın lehine görülebilir. Lakin Türkiye’de sokağın buna karşı yansısı olumsuz olabilir ve sokağın Erdoğan’a oy vermemesini beraberinde getirebilir. Çünkü İmamoğlu’nun mahkemesine yönelik ilgi dikkat cazipti. İmamoğlu’nun destekçileri Saraçhane’de toplandı. İmamoğlu’nun siyasi olarak nitelendirdiği mahkeme kararı muhalefetin halk dayanağını arttırabilir. (Rai Al Youm Gazetesi)
*Metinler kısaltılarak çevrilmiştir.