Altın madalyalı helal lezzetler

Dünya besin dalı geliştikçe, çeşitler arttıkça insanların besin konusundaki fikirleri de farklılaştı. 1990’larda renkli ambalajları, tatlar, kokular tercihi etkilerken, bugün artık “sağlıklı mı, organik mi, helal mi” diye düşünüp sorma gereği hissediyoruz. Şuurlu tüketici, şuurlu bir üretici demektir. Üreticiler de artık sağlıklı, organik ve helal besinlere eskisinden çok daha fazla ehemmiyet veriyorlar.

SAĞLIĞA EN UYGUN HELAL GIDA

5 yıldır İstanbul’da düzenlenen “Helal Besin Zirvesi”, üreticiye İslami standartlarda eser sunmak isteyen, İslami standartlarda eserleri tanımak isteyen herkesi bir çatı altında tam da bu gayeyle topluyor. Helal besin nedir, nasıl üretilmelidir, neden kıymetlidir soruları karşılığını tekrar tekrar buldukça, daldaki üreticilerin dayanışması ve tüketici şuuru güçlendikçe daha sağlıklı bir dünya mümkün olacak. Aslında, “helal” demek, insan sıhhatine en uygun olan demektir. Daha sağlıklı bir ömür, daha âlâ bir dünya her mevzuda helalin gözetilmesiyle mümkün olacak. Bu açıdan, yalnızca doğu toplumlarının değil, bütün dünyanın bu tepeye değer vermesi ve dünyanın en büyük dallarından biri olan besin bölümünün helal dairesinde şekillenmesi çok kıymetli. Bu yıl da İstanbul’da gerçekleşecek olan helal besin tepesi, 24-26 Kasım’da. Bilim insanlarının sunumlar yapacağı, yarışların gerçekleşeceği tepeyi ziyaret etmek, bilhassa İstanbul’da olanlar açısından, gelecek hafta sonu için düzgün bir fikir diye düşünüyorum. Bahsettiğim üzere tepede bir de müsabaka düzenleniyor. Türk mutfağı elbette bu yarışta da eşsiz lezzetleriyle mükafatlar aldı. Geçen yıllarda Aksaray, Malatya üzere vilayetlerimizin mutfaklarından lezzetlerde aldığımız ödüllere bu yıl yenilerinin ekleneceğinden kuşkumuz yok. Şimdiden şeflerimize ve öğrencilerimize muvaffakiyetler diliyorum ben de. Gelin, geçmiş yılların altın madalyalı helal lezzetlerinden birkaç adedinin tanımını paylaşalım. Sağlıklı, keyifli bir pazar diliyorum.

Aksaray tava

MALZEMELER:

YAPILIŞI:

Eti bir kızgın tavada kuyruk ve zeytinyağı ile birlikte yeterlice kavuralım.

Ayrı bir yerde biberleri çekirdeklerindne ayırıp doğrayalım.

Sarımsaklaır ikiye üçe bölelim.

Kavrulan ete sarımsak ve biberleri ek edelim.

Domatesin kabuklaırnı soyup doğrayalım ve en son domatesi ek edelim.

Tuz ve baharatları ekleyelim.

Yufka ekmek ile servise alalım.

Afiyet olsun.

Analı kızlı

Tirit Hazırlığı:

Eti yıkayıp kendi suyunu salıp tekrar çekene kadar pişirelim. Akabinde kavuralım.

Üzerine salçayı ekleyip bir az daha kavuralım.

Tuz ve sıcak su ek ederek etler pişene kadar kaynatalım.

Dış Hazırlığı:

İnce bulgur, kıyma ve tuzu su ek ederek düzgünce yoğuralım.

Bulgur ve kıyma hamur kıvamını alınca üzerini örterek 15 dakika dinlendirelim.

Yoğurulan hamurdan, iki ceviz büyüklüğünde modüller koparalım.

Elimizle yuvarlayarak, parmaklarımız yardımıyla yumurta kabuğu biçimini vererek mümkün olduğunca inceltelim.

Hazırladığımız içi, bir kaşık yardımıyla dolduralım ve ağzını yavaşça büzerek kapatalım.

İç harcı bitene kadar bu biçimde içli köfteler yapalım ve tüm içli köfteleri yavaşça ıslattığımız tepsiye dizelim.

İç bittikten sonra kalan dış hamuru nohut büyüklüğünde kesimler kopararak yuvarlayalım. Onları da ıslattığımız bir tabağa koyalım.

Ayrı bir yerde hazırladığımız et suyunun içindeki etleri didelim ve kemikleri sudan çıkartalım.

Et suyunu ocağa koyarak kaynatalım.

Kaynayan et suyuna, evvel dolma köftelerini çok sıkı olmayacak formda atıp haşlayalım ve sudan çıkartalım.

İçli köfteler bitince, küçük köfteleri atıp haşlayalım ve kevgir yardımıyla sudan çıkartalım.

En son bütün köfteleri birlikte et suyuna atıp 10 dakika kaynatalım.

Baharatları ek ederek servise alalım.

Afiyet olsun.