Karar muharriri Şenol Kaluç, Meral Akşener’in yeni bir siyaset üretmek yerine MHP tabanına oynamasının, YETERLİ Partinin Türkiye partisi olmasının önünde pürüz oluşturduğunu belirtti. Bu tercihin Millet İttifakı’nı da etkileyeceğini belirten Kaluç, Altılı Masanın zayıf halkasının Güzel Parti olduğunu tabir etti.
Şenol Kaluç’un ‘Meral Hanım bir karar vermeli!..’ başlıklı yazısının ilgili kısmı şöyle:
“Seçimlere çok az bir vakit kaldı lakin bakıyoruz Cumhur ittifakının karşısındaki Millet İttifakında daha birinci sert rüzgârda çatırtılar başladı. Az buçuk okumalarım, deneyimlerim ve aklımın erdiği kadarı ile Millet İttifakının ve şimdilerde Altılı Masanın en zayıf halkası nedense bana daima GÜZEL Parti üzere geliyor.
Neden ÂLÂ Parti?
Çok fazla ayrıntıya girmeden bir iki tespitle meramımı anlatmaya çalışayım. DÜZGÜN Partinin kuruluş süreci biliyorsunuz ki çok sancılı oldu. Meral Hanım yeni bir siyaset üretmek ve daha fazla büyümek amacı yerine baştan beri ayrıldığı yerin tabanına oynamayı seçti. Başlangıçta yola çıktığı birtakım şahin isimlerle yolunu ayırsa da bu çizgiden çok sapmadı ve kendisini bile isteye siyaseten dar bir alana hapsetti. Ne vakit bu dar alandan çıkmak istese(!) parti içinden büyük dirençle karşılaşıyor. Halbuki birinci badire atlatıldıktan sonra eski merkez sağa ve Ak Parti tabanına oynasa idi tabanını çok daha geniş bir alana oturtturabilirdi lakin nedense buna hiç tevessül etmedi. Hatta enteresan bir biçimde CHP’nin ulusalcı kanadına daha çok oynadı.
Bu tercih nedeniyle, son günlerde DÜZGÜN Partiden ayrılan ve Zafer Partisini kuran Ümit Özdağ’ın şahin telaffuzları parti tabanını önemli biçimde etkiliyor ve bu durum Meral Hanımın aslında dar olan hareket alnını yeterlice daraltıyor ve oraya odaklanması da siyaseten elini zayıflatıyor.
Meral Hanıma karşın ya da bilgisi dahilinde parti üyelerinin çıkışları da maalesef YETERLİ Partinin tüm Türkiye’yi kucaklama savında olmadığını gösteriyor. Meral Hanım ne hikmetse, Ak Parti ve ortağının muhalefet için diktiği dar gömleği, bilhassa Kürtler konusunda giymekte çabucak hiçbir sakınca görmüyor…
Ve en anlaşılmazı Meral Hanımın ben Başbakan adayıyım çıkışındaki tavrında olduğu üzere muhalefetin (Ak Partiden ayrılanlar da dahil) hala sistem değişikliğinin ne manaya geldiğinin gereğince farkında olmaması. Ya nitekim farkında değiller ya da değilmiş üzere davranıyorlar.
Eski sistem devam etse idi iktisattaki makûs gidişe karşın ufukta Ak Parti iktidarının değişmesi üzere bir ihtimal olmayacaktı.
İktidar, istediği her periyotta ayrım gözetmeden çabucak herkesle işbirliği yapmış ve hala yapabilirken, muhalefetin ve bilhassa Meral Hanımın bu mevzuda iktidarın kendileri için biçtiği gömleği yırt(a)maması ve yırtma teşebbüsünde dahi bulun(a)maması nitekim çok değişik. İktidar basında ne derece güçlü olursa olsun artık eskisi üzere insanları yönlendirme gücüne sahip değil fakat nedense muhalefet atak ve cesaretli davranmaktan korkuyor.
Kılıçdaroğlu’nun ardına aldığı rüzgârı nereye hakikat götüreceği biraz da Meral Hanımın tavrına bağlı olduğu görülüyor. Şayet kartlar iktidarın çizdiği dar alanda karılmaya ve dağıtılmaya devam edecekse bu işin sonunun muhalefet için ve Meral Hanım için siyaseten hüsran olacağını söylemeye gerek yok sanırım.
Tabii maksat yalnızca kendi dar tabanını düşünmek değilse!…” (YAZININ TAMAMI)