Almanya’nın Hamburg kentinde 10 Mart’ta Yehova Şahitleri’ne ilişkin bir kiliseye yönelik silahlı hücum düzenlendi.
Silahlı taarruzda, ortalarında doğmamış bir bebeğin de bulunduğu 7 kişi ömrünü yitirdi, 16 kişi de yaralandı. Saldırgan, Philipp F., hücumda kullandığı Heckler & Koch P30 tipi tabanca ile intihar etti.
Alman medyası, taarruzdan bir ay evvel polise anonim bir mektup yollandığını duyurdu. Mektupta Philipp F.’in ‘dindarlara, bilhassa de Yehova’nın Şahitlerine karşı özel bir öfke’ beslediğinin yazdığı söz edildi.
Mektupta ayrıyeten saldırganın zihinsel meseleleri olduğu fakat tıbbi olarak teşhis konulmadığının yazıldığı aktarıldı.
POLİS, SALDIRGANIN MESKENİNE GİTMİŞ
Gelen mektup üzerine polis gruplarının Şubat ayında saldırganın konutuna gittiği, saldırganın polisle iş birlikçi bir yaklaşımla konuştuğu aktarıldı. Hamburg Polis Şefi Ralf Martin, “Bir kişinin ruhsal bir hastalığı olabileceğinden kaygı duyulduğu tabir edilen isimsiz bir ihbar, bu çeşit tedbirler için tek başına bir temel oluşturmaz” dedi.
ALMANYA’DA SİLAHLANMA TARTIŞMA KONUSU
Öte yandan hücumun akabinde Alman kamuoyu, silahlanma ve silahlanma maddelerini tartışmaya başladı. Almanya, ferdi silahlanma konusunda en katı kuralların uygulandığı Avrupa ülkelerinden biri olarak biliniyor. Alman Ulusal Ateşli Silahlar Kaydı’na nazaran ülkede 1 milyon kişinin silahı var bu bireylerin birçoğu avcılardan oluşuyor. Ülkede düzenlenen silahlı atakların akabinde, maddelere da güncelleme geliyor.
2002 yılında Türingiya eyaletindeki Erfurt kentinde bir okulda düzenlenen, 16 kişinin öldüğü silahlı hücum sonucu ruhsatlı silah edinme yaşı 18’den 21’e yükseltilmişti.
2020’de Hessen eyaletindeki Hanau kentinde düzenlenen ırkçı hücumda ise 11 kişi ölmüştü. Saldırgan Tobias Rathjen’a 2002’de paranoya ve kişilik bozukluğu teşhisi konmuştu fakat tekrar de silah edinebilmişti. Akının akabinde Alman hükümeti, silahlanma konusunda ruhsal sıhhat denetimleri mecburiliği getirmişti.