Yunus Ülger
ALMANYA – Almanya’da Noel günlerinde kiliselerin dolmasına rağmen, Katolik ve Protestan kiliselerinde üyelikten çıkma eğilimi artarak sürüyor, her iki kilise de her yıl yüzbinlerce üye kaybediyor. Geçen yıl 640 bin ile rekor sayıda kişi üyelikten ayrılmıştı, bu yıl bu ‘rekorun’ kırılması bekleniyor. Bertelsmann Vakfı’nın anketine nazaran, geçen yıl her dört bireyden biri kilise üyeliğinden ayrılmayı düşündüğünü, her beş şahıstan biri de ‘kesin ayrılacağını’ bildirdi. Vakıf, toplumda sekülerleşmenin sürdüğünü, dini kurumlara bağlı dindarlığın kıymetini yitirdiğini, cinsel şiddet ve cinsel istismar yüzünden kiliselere itimadın azaldığını belirtiyor.
BU YIL DA REKOR SAYIDA ÇIKIŞ BEKLENİYOR
Alman Haber Ajansı’nın (DPA) Katolik ve Protestan kiliselerinden elde ettiği bilgilere nazaran, 2022’de de tekrar yüzbinlerce insanın kilise üyeliğinden çıkması bekleniyor. 15 Aralık 2022 prestijiyle koyu Katolik olan Bayvera eyaletinin başşehri Münih’te, Katolik ve Protestan olmak üzere 26 bin kişi kilise üyeliğinden çıktı. Bir evvelki yılın tıpkı periyoduna kıyasla, bu sayı yaklaşık 4 bin kişi arttı. Başşehir Berlin’de ise yeniden 4 bin artışla 18 bin kişi kilise üyeliğini iptal etti. Aşağı Saksonya eyaletinin başşehri Hannover’de ise 7 bin kişi kiliseden ayrıldı. Çocuk ve gençlere yönelik cinsel şiddet ve cinsel istismar haberlerinin kamuoyuna yansımasıyla, en çok kaybın Katolik Kilisesi’nde yaşandığı belirtiliyor. Geçen yıl 360 bin kişi Katolik Kilisesi üyeliğinden ayrılırken, bu sayı Protestan Kilisesi’nde 280 bin kişi oldu.
‘KİLİSESİZ DE HIRİSTİYANLIK OLUR’
Berteslmann Vakfı’nın datalarına nazaran, cinsel şiddet ve cinsel istismar sebebiyle insanların kiliseye inançları azalıyor. Bu sebeple beşerler, “Kilisesiz de Hıristiyan olunur” görüşünü savunuyor. Vakfın anketine katılanların yüzde 71’i kiliselerin ‘fazla güce sahip olduğunu’ düşünüyor, yüzde 68’i ise çok dinli bir pozisyona gelen ülkede ‘kiliselerin ayrıcalıklara sahip olmasının adil olmadığını’ belirtiyor.
Yine tıpkı ankete nazaran, 2013 yılında iştirakçilerin yarısı ‘güçlü bir ilah inancına sahip olduğunu’ bildirirken, bu oran artık yüzde 38’e düşmüş bulunuyor, her dört şahıstan biri de rabbe inanmıyor. Ankete katılanların yüzde 17’si, ayda en az ayda bir sefer kiliseye giderken, yüzde 17’si hiç gitmiyor. 16 ile 24 yaşları ortasında bulunanların yüzde 41’i ‘kilise üyeliğinden kesin olarak çıkacağını’ bildirirken, 35 ile 39 yaşları arasındakilerde bu oran yüzde 35 seviyesinde.
Bertelsmann Vakfı din uzmanı Dr.Yasemin El-Menouar, toplumda bu eğilimin birinci sebebi olarak ‘bireyleşmeyi’, münasebetiyle kiliseye bağlı dindarlığın yerini ‘bireysel mistik inancın’ almasını gösteriyor. Ona nazaran ikinci değerli sebep, işgücü göçüyle birlikte nüfusun çeşitlenmesi, münasebetiyle diğer inançtan insanların sayısının artması. Üçüncü sebep ise, insanların kiliselere karşı eleştirel tutum almaları.
‘KİLİSELER KIRILMA NOKTASINA GELDİ’
Münster Üniversitesi’nden din toplumbilimci Prof. Detlef Pollack, kiliselerin üye kaybını ‘çok korku verici bir gelişme’ olarak niteliyor. Prof. Pollack, Der Spiegel mecmuasıyla söyleşisinde, bu durumu kiliseler için ‘kırılma noktası’ olarak niteliyor, bilhassa ülkenin doğu eyaletlerinde kiliselerin değerini yitirdiğini hatırlatıyor. Ülkede kiliseye üye olanların oranın yüzde 50’nin altına düştüğünü bildiren Prof. Pollack, bu oranın doğu eyaletlerinde yüzde 25’in altına kadar gerilediğini belirtiyor. “Bu durumda kilise vergisi, din dersi ve kamu yayın kuruluşlarından program hakkı sorgulanır” görüşünü tabir ediyor, kiliselerin üye kaybını ‘kültürel bir deprem’ olarak niteliyor.