Almanya Cumhurbaşkanı Steinmeier 30 yıl evvel Mölln’deki ırkçı akında annesini ve kızını kaybeden Faruk Arslan, eşi Hava Arslan, çocukları İbrahim ve Namık ile yengesi Ayten Arslan’ı Cumhurbaşkanlığı Sarayı Schloss Bellevue’de ağırladı. Basına kapalı gerçekleşen görüşme yaklaşık 1,5 saat sürdü.
Görüşmenin akabinde AA muhabirine açıklamada bulunan Faruk Arslan, Almanya Cumhurbaşkanı’nın kendilerini 30 yıl sonra davet etmesine bir taraftan üzüldüğünü, başka taraftan da sevindiğini belirterek “Çünkü unutulmadığımızı anladık. Lakin daha evvel yapılsaydı daha güzel olurdu diye düşünüyorum. Oturduk, kederlerimizi anlattık.” dedi.
Arslan, Steinmeier ile olumlu bir görüşme gerçekleştirdiklerini söz ederek “Steinmeier’in bize candan sahip çıkacağını zati içimizden hissediyorduk. Lakin dediğim üzere daha erken olması lazımdı.” değerlendirmesinde bulundu.
“30 YILDIR ASLINDA BİZE KELAM VERİYORLAR”
Faruk Arslan, “30 yıldır beklentimiz neydi? ‘Biz bu yolu birlikte yürüyelim. Bir arada çok sağa karşı bir şeyler yapalım, yan yana olalım’. Bunları ilettik.” biçiminde konuştu.
Anma etkinliklerinde Alman devletinin de mağdurların yanında olmasını talep ettiğini aktaran Arslan, “İlgileneceğiz dediler. 30 yıldır aslında bize kelam veriyorlar. Verilen kelamların ardında durmadıklarını biz hepimiz çok yeterli biliyoruz. Verilen kelamların gerisinde durmaları gerektiğini biz onlara hatırlatmamız lazım. Hatırlatmazsak bunlar bu olayları gerçek dürüst hatırlatmayacaklar. Biz değil onlar bize yolu göstermesi gerekiyor. Biz mağdurlar Almanya’ya bunun nasıl yapılması gerektiğini göstermeye çalışıyoruz.” dedi.
Arslan, Steinmeier’e, “Odadan çıkarken ‘Biz Arslan ailesiyiz. Buradan dışarı çıkınca Arslan ailesini unutmayın.’ diye hatırlattım. İnşallah anlamıştır ne demek istediğimi.” tabirini kullandı.
“O GÜNLERE GERİ DÖNDÜK”
Faruk Arslan’ın eşi Hava Arslan da sıkıntılarını anlattıklarını, Steinmeier’in de dinlediğini belirterek “Çok yeterli geçti. Beklediğimiz üzere değil. Gelirken kendime gerilim yaptım. ‘İlk kere Cumhurbaşkanı ile konuşacağım, 30 sene ortadan sonra ne konuşacağım?’ diye düşünürken karşımıza çok âlâ bir insan çıktı.” formunda konuştu.
Hava Arslan, “O günlere geri döndük. Biraz ağladık, biraz hüzünlendik.” formunda hislerini lisana getirdi.
Mölln faciasının üzerinden 30 yıl geçtikten sonra Cumhurbaşkanı’nın kendilerini davet etmesinin geç bulduğunu aktaran Arslan, “Demek ki hatırladı tekrar. Benim içimde ukde kalmıştı. Ben de bir çocuğumu, evladımı kaybettim. Yeğenimi kaybettim. Kayınvalidemi kaybettim. Sıhhatimi kaybettim. Çok ağrıma giderdi ‘Herkesi makamına çağırıyor da bizi neden çağırmıyor?’ diye. Biz de bir anneyiz. Geç de olsa unutulmamışız. Bir görüşme imkanı bulduk.” dedi.
Ayten Arslan ise Steinmeier ile hoş bir görüşme yapıldığını söyleyerek “Duygulandım, onur duydum, önemsendiğimizi hissettim. Hoş geçti. O günleri tekrar hatırladık lakin hatırlamak da uygun 30 yıl sonra.” tabirini kullandı.
“YANINIZDAYIZ, BİR BÜTÜNÜZ”
Cumhurbaşkanı’nın Arslan ailesine “Yanınızdayız, bir bütünüz.” bildirisi verdiğini aktaran Arslan, ırkçı hücumun üzerinden 30 yıl geçtikten sonra neler hissettiği sorusuna “Acı birinci günkü üzere. Anlatınca tekrar yaşıyorsun.” biçiminde konuştu.
Faruk Arslan’ın oğlu İbrahim Arslan da protokol gereği Steinmeier’in davetine icabet ettiklerini vurgulayarak “İnşallah protokol gereği bir davet olmaz. Zira bu davetten olumlu ayrıldık. Mağdurların bakış açısını anlattık. Yalnızca bizim değil, (ırkçı ataklara uğrayan) genel olarak mağdurların görüşlerini ilettik. İnşallah bizi dinlemiş olduğunu ümit ediyoruz ve sonra bizimle irtibata geçmesini bekliyoruz. Bugün öteki bir beklentimiz yok.” değerlendirmesinde bulundu.
Mölln’de, 23 Kasım 1992’de kundaklama sonucu Bahide Arslan ile torunları Yeliz Arslan ve Ayşe Yılmaz hayatını kaybetmiş, çıkan yangında 9 kişi de yaralanmıştı. Olayların akabinde yargılanan iki Neonazi’den biri yaşı küçük olduğu için 7,5 yıl, oburu 15 yıl mahpus cezalarının akabinde özgür kalmıştı. (AA)