Babacan, “Süfli ne demek biliyor musunuz? Aşağılık demek, aşağı demek. Yani cep telefonu almayı, arabası olmayı yahut mesken sahibi olmayı aşağılık bir heves olarak gören bir anlayış şu anda ülkeyi yönetiyor. Sen tut dolar kurunu patlat, enflasyonu patlat, insanların satın alma gücünü kır akabinde süfli heves peşinde koşmayın de, kâfi artık. Biz bu ülkenin berbat yönetilmesine itiraz ediyoruz” dedi.
DEVA Partisi Genel Lideri Ali Babacan, partisinin beşinci mitingini Trabzon’da yaptı. Babacan, şunları söyledi:
“Trabzon; demokrasi, atılım diyor, deva diyor. Birinci seçimde bu hasret bitecek. DEVA Partisi seçim günü geldiğinde sandıkları patlatacak. Dikkat edin, şu son 6 aya bakın o denli miting yapan parti fazla yok. Her mitingimize maniler çıkarmaya çalıştılar, alan vermediler, afişlerimizi yırttılar, tuvaletleri kilitlediler. Ne yaparsanız yapın dedik, hiç kimse halkımız ortamıza mani koyamaz. Türkiye’ye inşallah demokrasiyi biz getireceğiz.
Biz vatanımız seviyoruz, yurdumuzu, milletimizi çok seviyoruz ancak içimiz yanıyor. Bu koca ülkenin büyük Türkiye’nin bu duruma düşürülmesine bizim itirazımız var. Türkiye bir vakitler bu coğrafyanın parlayan yıldızıyken şu anda kimi komşu devletleri kıyaslanmamıza üzülüyoruz.
“KARADENİZ’İN ÇABUCAK ÖTESİNDEKİ SAVAŞIN ORTASINDAKİ UKRAYNA’DA ENFLASYON YÜZDE 24 BİZDE”
Şurada Karadeniz’in çabucak ötesindeki savaşın ortasındaki Ukrayna’da enflasyon yüzde 24 bizde resmi sayı yüzde 80’in üstünde gerçek sayı en az yüzde 200…100 lira olan fiyatlar ortalama 300 olmuş. TÜİK’in açıkladığına bakmayın uydurma, yüzde 80 enflasyon açıklıyor memurumuzun, emeklimizin, taban ücretlimizin maaşı ona nazaran artıyor.
“NE ZAMANKİ TAKIMLAR BOZULDU, İSTİŞARE KÜLTÜRÜ TERK EDİLDİ ONDAN SONRA TÜRKİYE GERİ GERİ GİTMEYE BAŞLADI”
2002 seçimlerine giderken bu meydanda koskoca bir pankart vardı, ne yazıyordu biliyor musunuz; ‘bittuk bittuk da’ diyordu. O periyotta Türkiye sahiden bitmişti, 2002 seçimlerinden sonra biz takım olarak idaresi devraldık. Ulusal gelirimizi 3 bin 500 dolardan 12 bin 500 dolara. 34 yıl boyunca çok yüksek seyreden enflasyonu indirdik tek haneye. Alınımız ak, mazimi pak, başımız dik. Lakin ne zamanki takımlar bozuldu, istişare kültürü terk edildi ondan sonra Türkiye geri geri gitmeye başladı. Vaktiyle siyaseti temizleyeceğiz, tüm milleti kucaklayacağız diyerek milletimizden sınırsız kredi alanlar son yıllarda umudu köreltti.
“DEVA PARTİSİ’NE ATILAN HER BİR OYUN GENÇLERİN ONURUNU KURTARMAK DEMEK”
DEVA Partisi’ne atılan her bir oyun gençlerin onurunu kurtarmak demek. Ülkemizi düştüğü bu çukurdan gençlerle bir arada çıkartacağız. Elin Avrupalısı, Asyalısı bizim gençlerimizden daha mı zeki, daha mı kabiliyetli? Şampiyon Trabzonspor’un 18 yaşındaki kalecisi Kaan YKS’de derece yaptı. Trabzon’da açık lisede okuyan Zeynep üniversite imtihanlarında Türkiye birincisi oldu. Avrupa’dakiler, Asya’dakiler niçin bizim gençlerimizden daha yeterli hayat yaşıyorlar. Ortadaki fark ne? Zira oralarda gençlere imkan veriliyor, gençlerin söz özgürlüğü var, orada okuyan gençlere; ‘git başının devasına bak’ demiyorlar. İmkanlar var, fırsatlar var.
“CEP TELEFONU ALMAYI, ARABASI OLMAYI YAHUT MESKEN SAHİBİ OLMAYI AŞAĞILIK BİR HEVES OLARAK GÖREN BİR ANLAYIŞ ŞU ANDA ÜLKEYİ YÖNETİYOR”
Gençlerimizden bahsederken emeklilerimiz dedi; ‘bizim halimiz ne olacak’, bayanlar ‘iş arıyoruz bulamıyoruz’ dedi. Türkiye’nin tablosu burada bu meydanda, Trabzon’un özeti de burada. Birçok insan; ‘ben hiçbir vakit araba alacak parayı denkleştiremeyeceğim’ diyor. Beşerler şu anda kırılmış, eskimiş cep telefonunu yenilemiyor, ekran çatlamış değiştiremiyor. Gel gelelim ülkeyi yönetenlere onlara bakarsanız bunların hepsi süfli heves. Süfli ne demek biliyor musunuz? Aşağılık demek, aşağı demek. Yani cep telefonu almayı, arabası olmayı yahut mesken sahibi olmayı aşağılık bir heves olarak gören bir anlayış şu anda ülkeyi yönetiyor. Sen tut dolar kurunu patlat, enflasyonu patlat, insanların satın alma gücünü kır akabinde süfli heves peşinde koşmayın de, kâfi artık. Biz bu ülkenin makûs yönetilmesine itiraz ediyoruz.
“BU EĞİTİM PROGRAMLARINA KATILAN GENÇLERİN YOL PARASINI, YEMEK FİYATINI DEVLET KARŞILAYACAK”
Bir yandan makroekonomik istikrarları tekrar kurmak için kolları sıvarken, eş vakitli olarak da 3 ay, 6 ay, 1 yıl üzere fiyatsız eğitim programlarıyla ülkemizin muhtaçlık duyduğu alanlarda gençlerimizi tekrar eğiteceğiz. Bu eğitim programlarına katılan gençlerin yol parasını, yemek fiyatını devlet karşılayacak. Gençlerin sahip olduğu bilgi ve marifetleri iş gücü piyasasının muhtaçlık duyduğu alanlara nazaran yeninden geliştireceğiz.
Çiftçimizi, üreticimizi koruyacağız, kalkındıracağız. Üreticimizin sırtındaki borç yükünü şöyle bir kenara koyacağız, faizleri sileceğiz ana parayı donduracağız. Beşerler bir salon ekibi alamıyor, meskeninin parkesini değiştireyim diyor onu da yapamıyor.
“HUKUKLA, EĞİTİMLE SAPASAĞLAM BİR TEMEL ATACAĞIZ, O TEMELLE EKONOMİYİ İNŞA EDECEĞİZ ÖBÜR TÜRLÜ MÜMKÜN DEĞİL OLMAYACAK”
Bu ülkenin ekonomik krizi yalnızca iktisat siyasetiyle çözülmez mümkün değil; hukuk, adalet olmadan ekonomiyi çözemezsiniz. Ülkede eğitimi çökertirseniz ekonomiyi düzeltemezsiniz, bunu bir türlü anlayamadılar. Biz evvel hukuku ayağa kaldıracağız, adaleti tesis edeceğiz. Hukukla, eğitimle sapasağlam bir temel atacağız, o temelle ekonomiyi inşa edeceğiz öbür türlü mümkün değil olmayacak.”
(ANKA)