İYİ Parti Genel Lideri Meral Akşener, ÂLÂ Parti Milletvekili ve Genel Lider Başdanışmanı Aytun Çıray ve GÜZEL Parti İstanbul Vilayet Lideri Buğra Kavuncu ile birlikte Sözcü Gazetesi’nin İstanbul’daki merkezini ziyaretinde, gündeme ait değerlendirmelerde bulundu.
Bir müddettir yurt seyahatlerinde ikram edilen yöresel yemekleri “Diyet yapıyorum” diyerek reddetmek zorunda kalan ÂLÂ Parti başkanı Meral Akşener, 13 kilo verip 81 kilodan 68 kiloya düştüğünü vurguladı.
Yoğun çalışmaları sırasında dahi diyet programına harfiyen uyduğunu kaydeden Meral Akşener, diyetisyen Şeyda Coşkun’un Instagram üzerinden kendisini adım adım takip ettiğini ve yönlendirdiğini anlattı.
Akşener hayatındaki bir öbür kıymetli değişikliğin de sigarayı bırakması olduğunu vurguladı. Günde 2.5 paket tükettiği sigaraya veda ettiğini belirtti.
“BİR BAYANIN BAŞINI ÖRTEREK YA DA AÇARAK GEZMESİ İNSAN HAKKIDIR”
Siyasetteki “başörtüsü” tartışmasıyla ilgili, “Kapanmış yaraların üzerinde konuşmayı hakikat bulmuyorum” diyen Akşener, Türkiye’de çok fazla kanayan yara bulunduğunu söz etti.
“Bir bayanın başını örterek ya da açarak gezmesi insan hakkıdır” diyen Akşener, bununla ilgili bir sorunları bulunmadığını vurguladı. Akşener, “Başörtüsüne dair geçmişte yaşananlar yanlıştı. O yanlışlığı da bağıra bağıra tabir edenlerden birisiyim. Lakin o bahsin artık sorun olmaması, gündemimizden çıkması kelam konusu. Hatta başörtüsüyle Meclis’e girecek olan bayan milletvekilleriyle ilgili görüşmeyi Sayın Cemil Çiçek’in isteğiyle ben yönettim. Sayın Kılıçdaroğlu genel liderdi. Kendisiyle de konuşarak hiçbir soruna, incitmeye sebep vermeden yönettik ve o iş de bitti… Temel prensip olarak elbette hakkın hukukun yanındayız. Biz besine erişim üzere kanayan yaraları konuşmak durumundayız” sözlerini kullandı.
“TÜRKIYE’NİN ACİL TAHLİL BEKLEYEN MESELELERİ VAR”
Türkiye’nin acil tahlil bekleyen sıkıntıları bulunduğuna dikkati çeken Akşener şu tekliflerde bulundu:
“Gittiğim her yerde görüyorum ki, vatandaşımız bilhassa besin enflasyonu altında eziliyor. Acil adımlar atılabilecekse, bu bahiste atılmalı. Besin fiyatları, Tarım Kredi Kooperatifinin market raflarından düşürülmez. Gelin bir adım atın, besindeki maliyetleri nakliyeden başlayarak indirin. Bakın, zerzevat meyveden ete, bakliyattan paket eserlere, Türkiye’nin dört bir yanında kamyoncu esnafımız, nakliye firmaları taşıma yapıyor. Çabucak çabucak tamamı da fiyatlı otoyol kullanıyor. Hele İstanbul üzere bir metropolde, yani 16 milyon vatandaşımızın besinini taşıyan anaçlara, yeni otoyol ve yeni köprü mecburî. Bu neye sebep oluyor, 150 km. fazla yol yaptıkları için yakıt masrafı katlanıyor. Bunun yanında yüksek geçiş fiyatları ödeniyor. Nakliyeci bu yükü kendi fiyatına, toptancıdan perakendeciye kadar esnaf da fiyatlara yansıtıyor. Buradan davet yapıyorum; gelin, kapanan yaralarla değil kanayan yaralarla uğraşın bu maliyeti düşürün, besin fiyatları da düşsün. Devlete ilişkin otoyollarda yetki iktidarda. Besin taşıyan tüm araçların geçiş fiyatını 1 yıllığına sıfırlayın. Besin taşıyan araçlar, bir yıl boyunca fiyatlı otoyol ve köprüleri fiyatsız kullansın. Emin olun, nakliye maliyetlerindeki düşüş, besin fiyatlarına da önemli biçimde yansır.”
“ERDOĞAN’IN CUMHURBAŞKANLIĞI ADAYLIĞI” TARTIŞMASI
Akşener, Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığına aday olabilmesi için seçimin erkene alınmasına dair tartışmalarla ilgili de şunları kaydetti:
“Muhtemelen bir ay farkla erken seçim kararı alınacak üzere görünüyor. O denli bir durumda arkadaşlarla konuşacağız. Ben milletvekili değilim. Bütün kararları arkadaşlarım, milletvekilleriyle tartışıyoruz.
Ama ortada daha vahim bir durum var. Günlük, küçücük işlerle meşgul oluyoruz. Söylemeye çalıştığım şey şu: AK Partililer için söylüyorum bunu. Dün 28 Şubat’ın eseri olarak pek çok yanlışlığın sonucunda bu arkadaşlarımız işbaşına geldi. O eserler nedeniyle dişlerini sıka sıka bir sistem oluşturdular. Artık biz parlamenter sistem dediğimiz vakit; bu işte öğrendik ki istikrar ve denetleme düzenekleri çok değerliymiş. Öğrendik ki bunların hiçbiri olmayınca gayrı ciddilik had safhadaymış. Buradaki öznenin ne olması gerekirdi? İnsan.
Şimdi bu sistemin içerisinde, seçimden seçime insan var. Sonrasında herkes gidiyor. Birebir ucube sistem üzerinden rekabet ettiğiniz vakit nefret alanının içine her gün birileri ekleniyor. 3’üncü sefer seçilir mi, seçilmez mi sorularının çok ötesinde bir sorun. Bunu da AK Partililerin düşünmesi gerek. Tayyip Erdoğan’ı en çok sevenlerin tam aksine oy kullanması gerekiyor. Alt taraf 5 sene… Ancak bu Türkiye’ye neler kaybettirecek?”
“NEFES ALAMAYAN BİR TÜRKİYE’YLE KARŞI KARŞIYAYIZ”
Meral Akşener, ziyareti sırasında AKP ve MHP tarafından hazırlanan ve Meclis Genel Konseyi’nde görüşmeleri süren “Sansür Yasası”na ait de değerlendirmede bulundu. “Bu yasanın arızalarını kamuoyuyla her platformda paylaşacağız” tabirini kullanan Akşener, kelamlarına şöyle devam etti:
“Nefes alamayan bir Türkiye’yle karşı karşıyayız. Bu seçim, son seçim. Bu son seçim derken Türkiye öldü, bitti, gitti manasında söylemiyorum. Parlamenter sistemi konuştuğumuz son seçim. Hasebiyle bu seçimi kazanmak için iktidarda bulunanlar her türlü manivelayı, her türlü mekanizmayı, her türlü aparatı kullanacaklar. Hasebiyle buna şaşırıyor muyuz? Hayır şaşırmıyoruz. Bize düşen nedir? Bu hareketleri, bu aparatları, bu sistemleri etkisiz hale getirmek. Bunun yolu nedir? Vatandaşı, milletimizi bu mevzuda daima uyarmak ve onu bilgilendirmek bu hususta oy kullanarak tavır almasını sağlamak.”