İyi Parti Genel Lideri Meral Akşener, polisin Ankara’da basın açıklaması yapmak isteyen özel kesim öğretmenlerine yönelik müdahalesine ait olarak, “Ben, bir öğretmenim, eğitimin her alanında çalıştım. Öğretmenlerin bu kadar itilip kakıldığı hiçbir periyot yaşamadık. Hak aramaya uğraş eden bir öğretmen kümesine, kantarın topuzunu kaçırdığınız bir tavrı son derece yanlış buluyorum. Yanlışsız bulmuyorum” dedi.
Meral Akşener, bugün partisinin Ankara’da düzenlediği ‘Cumhuriyetimizin 100. Yılında UYGUN Eğitim’ programına katıldı.
Programın akabinde gazetecilerin sorularını yanıtlayan Akşener, dün Ankara’da basın açıklaması yapmak isteyen Özel Bölüm Öğretmenleri Sendikası üyelerine yönelik polis müdahalesine ait soruya şu karşılığı verdi:
“Hak aramaya uğraş eden bir öğretmen kümesine, kantarın topuzunu kaçırdığınız bir tavrı son derece yanlış buluyorum”
“Ben, bir öğretmenim, eğitimin her alanında çalıştım. Öğretmenlerin bu kadar itilip kakıldığı hiçbir devir yaşamadık. ‘Atanamayan öğretmen’ diye bir kavram var. ‘Ücretli öğretmen’, ‘sözleşmeli öğretmen’ diye bir tanım var. ‘Sözleşmeli’ diye bir öğretmen tanımı var. Öğretmene her yerde çok büyük itilme kakılma var. Özel okullarda, dershanelerde çalışan öğretmenler var. Birçoğunun taban fiyat ve onun altında çalıştığına dair de argümanlar var, çalışan öğretmenler açısından. Siz, bu öğretmenlere çocuklarınızı emanet ediyorsunuz ve ülkenizin hem bugününü hem yarının emanet ediyorsunuz. Bu derece hoyrat davranılan bir eğitim sistemi olamaz. Hak aramaya çaba eden bir öğretmen kümesine, kantarın topuzunu kaçırdığınız bir tavrı son derece yanlış buluyorum. Hakikat bulmuyorum. Son devirde Türkiye’de daima bunlar yapılıyor. Bunlar da geçecek elbette, ders çıkara çıkara yolumuza devam edecek.”
“Yunan kazansa çok yeterli olurdu’ diyen zihniyet çerçevesinde işgal edilmiş günleri anmaya, ona hürmet duymaya devam edebilir”
Akşener, kentlerin kurtuluş yıl dönümlerinin kutlanmasına karşı olduğunu söyleyen eski TBMM Lideri İsmail Kahraman’ın, “Kölelikten kurtulduğumuz tarihe niçin bayram diyeceğiz” kelamlarının sorulması üzerine şunları söyledi:
“‘Sayın’ demeye dilimin varmadığı İsmail Kahraman Bey’in bu birinci vukuatı değil. Bu bir şuur altı, bu bir tercih. Anlaşılıyor ki bizim gibiler vilayetlerimizin işgalden kurtuluş günlerini anmaya; şehitlerimize, gazilerimize rahmet okumaya, şükran duymaya devam edeceğiz. ‘Sayın’ diyemediğim İsmail Kahraman Beyefendi, anlaşılıyor ki ‘Yunan kazansa çok âlâ olurdu’ diyen zihniyet çerçevesinde işgal edilmiş günleri anmaya, ona hürmet duymaya devam edebilir.” (ANKA)