AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş canlı yayında iktisada ait kıymetli açıklamalarda bulundu. Kurtulmuş konuşmasında şu tabirleri kullandı: “Döviz fiyatlarının oynaklığı bütün vatandaşlarımızı etkileyen kısmı hayat pahalılığıdır. Çarşıda pazarda aldığımız eserlerin kıymetli olmasıdır. Bir taraftan burada oynaklıkları ortadan kaldırıp sistemi sağlamak öbür taraftan da vatandaşlarımızın alım gücünün olumsuz etkilenmemesi için her türlü önlemi almaktayız.
Yıl başında ortaya konmuş olan taban fiyatta fevkalâde artışın sağlanması, Hazine’nin almış olduğu vergilerden vazgeçerek direkt takviye vermiş olması, güç fiyatlarını yüzde 80 oranında sübvanse etmesi alım gücünü artıracak olan konulardan birisidir.
ALIM GÜCÜNÜ ARTIRACAK BİR DOKUNUŞ YAPILACAK
Bir tanesi de gelirin artırılmasıdır. Temmuz ayında emeklilerimizin, çalışanlarımızın gelirlerinin artırılması, minimum fiyatla ilgili çalışmalar bakanlığımızın önündedir. Çalışmalar yapılıyor inşallah temmuz ayıyla birlikte sabit gelirlinin alım gücünü artıracak bir dokunuş yapılacaktır.
Vatandaşımızın enflasyonun altında ezilmemesini sağlayacak bir dayanak ortaya konulacaktır. Bakanlığımız bütün ayrıntılarını çalışıyor. Geniş bir kitleyi ilgilendirecek fiyatlarda güzelleşme temmuz ayında yapılacak.
Vatandaşımızın şunu bilmesini isteriz eldeki imkanlar neyse azamisini kullanıp en geniş kitlenin alım gücünü artıracak önlemleri hükümet almakta kararlı.
Asgari fiyatta ikinci artırım üzerinde çalışılıyor. Bunları bakanlık kamuoyuna paylaşacaktır. Sonrasında Cumhurbaşkanı Erdoğan paylaşacaktır. Sayın Cumhurbaşkanımız neredeyse her hükümet toplantısından sonra kamuya seslenişinde bir biçimde alım gücünü artırmaya dönük ek önlemi paylaşıyor. Elimizdeki bütün imkanları vatandaşımızın alım gücünü artırmak için seferber etmekteyiz.
EYT HAKKINDA
Orada da çalışma yapılıyor. Bu zamanlama sıkıntısıdır. Vatandaşın gündeminde olan, çarşıda pazarda insanların söylemiş olduğu rastgele bir bahis yoktur ki hükümetin gündeminde olmasın. Çalışma Bakanlığı bu bahiste çalışmalarını sürdürür öncelikler ortaya çıktığı vakit kamuoyu ile paylaşılır.
Dünya iktisadının en temel problemlerinden birisi muazzam bir dolarizasyon var. Gelişmekte olan ekonomileri etkileyen ögelerden birisi piyasadaki dolar varlığıdır. Dünya ticaretinin yüzde 65’i dolar üzerinden yapılıyor. Doların hiç tesirinin olmadığı ülkelerde dahi ekonomiler rezerv para doların baskısı altındadır.
Dolar dediğiniz bir kağıt modülüdür. Prestiji olarak 100 dolar diyoruz herkes buna prestij ediyor ve bunun üzerinden dolayın pahası çıkıyor. Rezerv para üzerinden ticaretin yapıldığı için doların varlığı konusunda ulusal ekonomiler üzerinde tesir oluşuyor.
Ülkelerin ticareti kendi ulusal para üniteleri üzerinden yapması dolarizasyonu azaltacak kıymetli bir tekliftir. Pandemi sırasında ABD çok sayıda dolar bastı. Artık Fed sıkılaştırma siyasetleri vasıtasıyla piyasaya sürmüş olduğu doları çekmeye çalışıyor. Dünya piyasalarında var olan çok esnekliğin bizim üzere gelişmekte olan ülkeler üzerinde tesir yapacağı aşikardır. Bizim dolarizasyon sorunundan kurtulmamız lazım. Büsbütün kurtulmak mümkün değil bunu en aza indirmek lazım. TL kullanımını ve ileriki adımlarda da başka ülkelerle yaptığımız ticari münasebetleri ulusal paramız üzerinden gerçekleştirmemiz lazım.
YENİ ENSTRÜMAN BEKLENİR Mİ?
Olabilir, bizim kendi para ünitemiz üzerinden alışveriş yapmamız, milletlerarası ticarette TL’nin bedelini kıymetli para haline getirmemizin hakikat olduğu kanaatindeyim. Paramızın aşikâr bir düzeyde olmasının şöyle bir avantajı var ihracatı artırmış oluyoruz. Eski periyotta TL çok kıymetliydi, 1 dolar neredeyse 1.20 düzeylerindeydi. Bizim ne varsa ürettiğimiz kalem dahi dışarıdan ithal eder hale gelmiştik. 2013’ten sonraki devirlerde Türkiye bundan uzaklaştı. İmalata, ihracata dayalı iktisada yönelişi sevk etmiş oldu. Bunun kıymetli olduğunu düşünüyorum. Türk iktisadı bunu sağlayacaktır.”