Karar gazetesi müellifi Ahmet Taşgetiren, Türkiye’nin Osman Kavala davası nedeniyle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’yle (AİHM) sıkıntılı olduğunu belirterek, “Dava her bakımdan meseleler yumağı haline gelmiş, en sonunda içerde yargı süreci sona ermiş ve mevzu AİHM’e intikal etmiştir. Osman Kavala, Türk Anayasasının verdiği bir hakkı kullanmış, AİHM de, Türkiye’nin tanıdığı bir yargılamayı yapmıştır.
Türkiye, AİHM’en rahatsızsa, onun yargısını tanımadığını ilan edebilir. Kimse silah zoruyla Türkiye’yi Anasaya’sında AİHM kararını tanımaya zorlamamıştır. Osman Kavala davası başından beri siyasi bir dava halindedir. Bu davaya içerde siyasi irade tedahül etmiş midir? Evet etmiştir. İktidar cenahının Kavala’ya yönelik açık ve suçlayıcı beyanları vardır.” diye yazdı.
AİHM’in son kararında Kavala belgesinin makus niyetle yürütüldüğünün kayda geçirildiğine işaret eden Taşgetiren, “Maalesef çıplak gözle bakıldığında görülür bu. Birebir belgeden evvel beraat, sonra heyet değiştirilerek ağırlaştırılmış müebbet verilen,bu ortada siyasalların demeçleriyle devreye girdiği bir yargılamada kimseyi “iyi niyet”inize inandıramazsınız.
Kötü olan bunun “Türk yargısı” ismine yapılıyor olmasıdır. Sonuçta bir “siyasi tavır” ve bir “mahkeme iradesi” kelam hususudur. Ne var ki bu “Türkiye adına” yapılıyor ve hesap Türkiye’ye kesiliyor. Diyelim “tazminat”ı Türkiye ismine, siz biz – ödüyoruz, “iyi niyet yoksunluğu’ damgası da ülkemizin evrakına giriyor.
Oysa hepimizin yargıya “Adil ol”, siyasi iktidara da “Yargıya müdahale etme” halini göstermemiz gerekiyor. Kavala yahut oburu, herkesin adil yargılanma hakkı vardır.” sözlerini kullandı.
Yazının tamamı