Dr. Öğretim Üyesi Sinan Kılıç, 4 yıldır hafriyat yaptıkları İç Kale’de 3 başka açma gerçekleştirdiklerini ve yapılan çalışmalarda değerli bulgulara rastladıklarını söz etti. Hafriyat çalışmalarında milattan evvel 3 bin yıllarına ilişkin Karaz kültürüne ilişkin seramikler, Demir Çağı ve Orta Çağ’dan kalma birçok seramik kalıntılarına rastladıklarını belirtti. Buluntuların alanın Ahlat’ın en eski yerleşim yeri olduğunu ortaya çıkardığını belirten Dr. Öğretim Üyesi Sinan Kılıç, “2018 yılından beri Eski Ahlat Kenti Kalesi’nde hafriyat yapıyoruz. Eski Ahlat Kenti Kalesi, Orta Çağ periyodundan kalma bir yerleşim yeri. Burası bu yerleşim yerinin üst kalesi en kıymetli merkezi. Burada bir kadro kalıntılar ortaya çıkarıyoruz. Duvarlar, Orta Çağ’dan kalma yapılar fakat asıl değerlisi burada bizimde daha evvel bilmediğimiz ve kayıtlara geçmemiş olan 2018 yılında tespit ettiğimiz bu kale zirvesinin altında bir höyük var. Demek ki burada milattan evvel 3 bin yılına tarihlediğimiz bir höyük varken, daha sonraki devirlerde bir kale kuruluyor. Bu kale kurulurken de höyüğün katmanları, mimari kalıntıları tahrip ediliyor. Zira burada Orta Çağ’da yapıların duvarları sağlam taban bulmak için temel çukurlarına oturtuluyor. Bu temel çukurları eşilirken de eski yerleşim katmanları, yani bizim höyük dediğimiz o periyodun yerleşim katmanları tahrip ediliyor. Biz artık o temel çukurlarının içinden atılan toprakların içinde milattan evvel 3 bin yılına ilişkin yani günümüzden 5 bin yıl öncesine ilişkin bir grup kalıntıları, seramikler modüllerini buluyoruz, onları değerlendirmeye alıyoruz. Bu şu manaya geliyor. Demek ki Ahlat ilçemizin bildiğimiz en eski kurulan köyü burasıdır. Yani en eski merkezi burası, çekirdek burada demek ki. Bu çekirdek Orta Çağ’da tahminen Erken Orta Çağ’da kayıtlarda kale haline getiriliyor” dedi.
ESKİ YERLEŞİM YERİNİN TESPİTİ
Yapılan araştırmalar sonucu 16’ncı yüzyılda terk edilen İç Kale’nin yapı materyallerinin sökülerek Kıyı Kalesi’nin üretiminde kullanıldığını belirten Eski Ahlat Kenti Hafriyat takımı üyesi Dr. Sinan Kılıç, “Kaledeki seramiklerin tarihlenmesinden ve uzman arkadaşlarımızın söylediklerinden anladığımız kadarıyla 12’nci yüzyılda etrafına surlar örülerek daha büyük bir kale yapılıyor. Bu kale 15’nci yüzyılın sonlarında vasfını yitiriyor ve 16’ncı yüzyılın başlarında terk ediliyor. Ahlat’ta bir Kıyı Kalesi var, orası inşa ediliyor. O kale inşa edilirken de buranın kesme taşları, mimari modülleri ve yapı taşları oraya taşınıp kullanılıyor. Bu türlü bir ehemmiyete sahip, tarihi derinliği olan bir yer. Biz milattan evvel 3’üncü bin yıl kültürlerini bölgeden çok yeterli biliyoruz. Gerek Van Gölü’nün doğu yakasından, gerek Muş Ovası’ndan ve gerek Van Gölü’nün batı yakasından çok düzgün biliyoruz. Lakin burada milattan evvel 3’üncü bin yıla ilişkin bir yerleşim yeri olduğunu, höyük olduğunu birkaç yıldır biliyoruz. Esasen buradaki hafriyat yapmamızın nedeni de o höyüğü bulmaktı. Yani Ahlat’ın en eski yerleşim yerini tespit etmek, arkeolojik olarak incelemek ve kayıt altına almaktı. Önümüzdeki yıllarda Orta Çağ’ın 12’nci yüzyılla, 16’ncı yüz yılın başlarına kadar olan Ahlat’taki kısmını burada görebileceğiz, inceleyebileceğiz ve tanıtabileceğiz. Lakin asıl değerli olan Ahlat’ın en eski köy yerleşmesini ve en eski insan yerleşmesini burada göstermiş olacağız” diye konuştu.
AMAÇ 5 BİN YILLIK MİMARİ DOKUYU ORTAYA ÇIKARMAK
Eski Ahlat Kenti Hafriyat Lideri Dr. Öğretim Üyesi Mehmet Kulaz ise “Burayı önemsiyoruz, zira buradaki datalar Ahlat’ın en eski yerleşim yeri olduğunu gösteriyor. Bizde milattan evvel 3 bin yıllarından itibaren burada yerleşim olduğunu düşünüyoruz. Bulgularda onu gösteriyor. Bizimde temel hedefimiz bu bulgulara ilişkin seramikler dışında mimari dokuları ortaya çıkararak buranın Ahlat’ın en eski yerleşim yeri olduğunu bütün taraflarıyla ortaya çıkarmaktır” diye konuştu.