Ağustos ayının birinci günlerinde gerçekleşen bir FBI baskını, Trump’ın Ocak 2021’de misyondan ayrıldığında Beyaz Saray’dan aldığı çok sayıda zımnî belgeyi Florida’daki ikametgâhı Mar-a-Lago’ya götürdüğünü ortaya çıkarmıştı.
Washington Post’un ortaya attığı yeni bir teze nazaran ise bu dokümanların ortasında yabancı ülkelerin nükleer kapasiteleri ve ellerindeki silahlarla ilgili çok kritik evraklar da var.
ORTAYA O DENLİ BİR AYRINTI ÇIKTI Kİ…
Bu durum ise epeyce tehlikeli bir sonuç doğurabilir…
İstihbarat yetkilileri, Donald Trump’ın Beyaz Saray’dan ayrıldıktan sonra 18 ay boyunca çok bilinmeyen evraklar ortasında nükleer sırları sakladığı Palm Beach tatil beldesi ve ikametgâhı olan Mar-a-Lago’nun yabancı casuslar için bir mıknatıs olduğu konusunda kritik bir ihtar yaptı.
Trump’ın bu yaptığının ABD’ye ve diğer ülkelere ne kadar ziyan vermiş olabileceği şimdi tam manasıyla değerlendirilmedi lakin zararın çok büyük olduğu varsayım ediliyor.
Ayrıca, Özel Erişim Programları (SAP) olarak işaretlenmiş, ekseriyetle ABD istihbarat operasyonlarıyla ilgili olan ve en üst seviye güvenlik müsaadesine sahip idare vazifelileri ortasında bile dolanımı önemli formda kısıtlanmış evraklar de Trump’ın konutundan çıktı.
CASUS LİSTESİ BÜYÜK TEHLİKE TAŞIYOR
Ancak tüm bu dokümanlar ortasında en rahatsız edici ve tehlikeli olanı elbet, düşman ülkelerdeki casusların kimliklerini ve istihbarat bilgilerini içeren dokümanlar. Bu çok tehlikeli liste ‘Humint Denetim Sistemleri’ (HCS) damgasını taşıyor.
Bu liste birilerinin eline geçerse sayısız insanın kimliği açığa çıkacak ve hayatı tehlikeye girecek.
Mar-a-Lago’da son 18 yahut 20 ay boyunca bulunan evraklar Rus istihbaratı ve öbür istihbarat servisleri tarafından gaye alındıysa bu da meskene yabancı casusların girip çıkmış olabileceğinin ispatı olarak kabul edilebilir.
ABD LİDERİNİN KONUTU CASUSLARIN AÇIK HEDEFİ!
Yani ABD güvenlik servislerine nazaran ABD’nin eski liderinin meskeni dış istihbarat servisleri için açık bir maksattır.
Geçen ay, Organize Kabahat ve Yolsuzluk Raporlama Projesi, Ukrayna’dan geldiği bilinen ve Rusça konuşan bir göçmenin, Mar-a-Lago’da, elini kolunu sallayarak gezdiğini ve kendini bir bankacılık hanedanının üyesi olarak tanıttığını ortaya çıkarmıştı.
Kanada’ya göç eden bir kamyon sürücüsünün kızı olan Inna Yashchyshyn, Monaco’da büyüyen üzüm bağları ve mülkleri hakkında kıssalar anlatarak etrafındakileri eğlendirdi ve hatta eski liderle şahsen tanıştı ve onunla golf alanında fotoğraf çektirdi.
ŞÜPHELİ ZİYARETLER ORTAYA ÇIKARILDI
Yashchyshyn’in casus olduğuna dair bir delil yok, lakin bu yaşananlar Mar-a-Lago’ya girmenin ne kadar kolay olduğunun altını kalınca çiziyor.
Trump’ın başkanlığı sırasında da iki Çinli bayan farklı vesilelerle Florida’daki konuta müsaadesiz girerken yakalanmıştı.