Aslında mevzu o kadar derin ki hani kazısak kendimizi ta 1453’te dahi bulabiliriz. İki kıyının yemekleri, insanları ve birçok şeyi dahil aynı olan dost ulusları tarihin birçok noktasında karşı karşıya gelirler ne yazık ki. En sonuncusu ise büyük bir Yunan hezimeti ile biter biliyorsunuz ve aslında o günlerde Gazi iki şey söyler: ‘Vatan savunması hariç savaş cinayettir, Yurtta barış dünyada barış.’ Tabii ki haklıdır ve bu yüzden lütfen bize yurdumuzu savundurtmayın.
2019 yılı Kasım ayına geldiğimizde ise uyuyan dev uyanır ve yaşanan olaylar günümüze kadar gelir. Peki 2019’da ne oldu?
Türkiye’den karşı hamle gecikmez ve iç savaş halindeki Libya’nın meşru hükümeti ile sürpriz bir mutabakat imzalar. Bu mutabakata göre Türkiye, Yunanistan’ın enerji iş birliği adı altında yaptığı ittifaklarda Türkiye’yi görmezden gelmesine bir misilleme yaparak Rodos ve Girit’i görmezden gelir.
Tansiyonun düşürülmesi için çalışılırken Şubat 2020 sonunda Türkiye’den beklenmeyen bir hamle gelir ve Meriç sınırındaki Avrupa kapılarını göçmenler için açar. Böylecer
Bu stratejik hamleler 2 tarafı 2020 yılının 2. yarısına kadar getirir ve 21 Temmuz 2020’de Türkiye’den çok önemli bir adım gelir: Araştırma gemisi Oruç Reis’in Meis ile Girit arasında araştırma yapacağına dair NAVTEX ilan edilir.
Bunun üzerine Oruç Reis tekrar Meis’e gönderilir. Türk ve Yunan ordusu teyakkuza geçer. Ve 12 Ağustos 2020 günü Yunan donanmasına ait Limnos Fırkateyni, Oruç Reis’e hamle yapmak istese de Kemal Reis araya girer ve bu iki fırkateyn çarpışır. Limnos kaçar, Kemal ve Oruç Reis görevine devam eder.
2020 sonuna gelindiğinde Türkiye-Yunanistan gerginliği biraz durulmuşa benzer.Türkiye, Oruç Reis kartını her an oynayacağını gösterse de Yunanistan da buna karşın AB ve ABD kartlarını oynayacağını ima eder.
Ancak Ocak 2021’de Yunan Parlementosu’ndan çıkan “12 mil” kararı suların hiç de durulmayacağını gösterir.
İki taraftan yapılan ılımlı çağrılar ve Covid-19 salgınının da etkisiyle 2021 ilkbahar ve yazını sakin geçiren iki ülke arasındaki ilişkiler sonbaharda tekrar gerilir. Bu sefer konu Kıbrıs Harekatı’ndan beri gündemde olan adaların silahlandırılmasıdır.
Bu arada ta 1911-12’de Balkan Savaşı’nda kaybettiğimiz bu adalar hangileri diye merak ediyoersanız, şöyle efendim:
2009-2018 arasında bir ekonomik kriz ile boğuşan Yunanistan 2020’ye geldiğimizde askeri bütçesini %40 arttırır. Bu da iki taraf arasında bir silahlanma yarışı ile birlikte Ege’de dengelerin Yunanistan tarafına doğru bozulup bozulmadığı ile ilgili soruları gündeme getirir.
Geçtiğimiz günlerde Yunanistan Dışişleri Bakanlığı yayımladığı 16 harita ile adaların silahlandırılmasıyla ilgili konuyu “egemenlik hakkı” olarak gördüğünü ve “bu hakkın müzakere edilemeyeceğini” tekrar savunur.
Durum ve kafalar oldukça karışık görünüyor, öyle değil mi? O halde sormakta fayda var: Savaş çıkar mı? Görülen o ki iki taraf da tansiyonu yüksek tutuyor.
Ekonomou’nun sözünü ettiği gerginliği tırmandırıcı açıklama ise yaklaşık 1 hafta önce Efes 2022 Tatbikatı sonrası Tayyip Erdoğan’dan gelir: